Lağım suyu “sızıntı”sı
Veysi ERKEN
Masonik yapılarla iç içe ve kontrollerinde olan fetöist teröristler kurum ve kuruluşlara sızmaktan ve onları tahrip etmeye çalışmaktan asla vazgeçmediler ve vazgeçmeye niyetleri yoktur.
Sahiplerinin sesi ve lağım suyu karakterli olduklarından her yere, pınar suyu mesabesinde olan kurum, kuruluş, dernek, sendika, grup vs. yerlere sızmaya çalışırlar. Şeytanın “Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın.” A’raf-17” dediği gibi her yerden, her türlü araç ve yöntemlerle sızmaya çalışırlar. Allah “…her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhirete inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler. En’am-112-113” buyurur.
Peygamberlere düşman olan şeytanlar yaldızlı sözlerle elbette her mümine de musallat olmaya ve her yere sızmaya çalışırlar ve çalışıyorlar.
Bunun için diyorum ki, bütün kurum ve kuruluşların yöneticileri ve mensupları dikkatli ve tedbirli olmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde hem kendileri hem de yönettikleri alan fesada uğrar ve topluma, ülkeye fayda yerine zarar vermeye başlarlar.
Fetöist teröristlerin ülkemize ve milletimize verdiği zararı hep birlikte yaşadık. Hala etkileri ve zararı tamamen telafi edilmiş değildir. Özellikler İslami anlamda iman ve ahlak hırsızlıkları devam ediyor. Algı operasyonlarına devam ediyorlar ve kılıktan kılığa bürünüyorlar.
Bilhassa 15 Temmuz sonrasında muhtelif kılıklara bürünen fetöistler ifsad hareketlerini, Türkiye’nin gidişatını efendilerinin istedikleri istikamete yöneltmek için faaliyetlerini arttırdıkları, yeniden yapılanmaya gittikleri, cemaatlere, tarikatlara, devlet kurum ve kuruluşlarına sızma çabalarına ağırlık verdikleri dilden dile dolaşmaktadır.
Ülkemizin önüne takoz koymaya çalışan bu şeytanlara eylemlerine uygun cezalar verilmelidir ki, faaliyetlerini kısıtlasınlar.
Bunlar yapılmadığı takdirde algı operasyonlarına ve şeytanlıklarına devam edeceklerinden şüphe yoktur.
Lağım suyu mesabesinde olan şeytani yapı pınar suyuna karışarak suyu kullanılamaz haline dönüştürür. Bilindiği üzere bu ifadeyi merhum Necdet Sevinç kullanmıştı.
Necdet Sevinç “Lafım suyu pınar suyuna karışmamalı*” demişti. Bizler de lağım suyu mesabesinde olan fetöizmin pınar suyuna karışmasına zemin oluşturulmamalı diyoruz.
Selam ve Sabırla… 10.06.2023
İsteyenler Münafikun süresini okuyup biraz tefekkür etsin. Rabbulalemin hepimize sıratı müstakimi hidayet etsin duasıyla.
1-(Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, “Senin, elbette Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor. (Fakat) Allah, o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.
2-Yeminlerini kalkan yaptılar da insanları Allah’ın yolundan çevirdiler. Gerçekten onların yaptıkları şey ne kötüdür!
3-Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar.
4-Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
5-O münafıklara, “Gelin, Allah’ın Resûlü sizin için bağışlama dilesin” denildiği zaman başlarını çevirirler ve sen onların büyüklük taslayarak uzaklaştıklarını görürsün.
6-Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah, onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez.
7-Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara (muhacirlere) bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Hâlbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar (bunu) anlamazlar.
8-Onlar, “Andolsun, eğer Medine’ye dönersek, üstün olan, zayıf olanı oradan mutlaka çıkaracaktır” diyorlardı. Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve mü’minlerindir. Fakat münafıklar (bunu) bilmezler.
9-Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi, Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Her kim bunu yaparsa, işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
10-Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın.
11-Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?