17 Eylül 2014 Çarşamba

Oyalanıyoruz Aldatılıyoruz Uyutuluyoruz



Oyalanıyoruz Aldatılıyoruz Uyutuluyoruz

Veysi ERKEN

            Değerli dostlar. Akademisyenlerle ilgili yazımın ertesinde iki vekil aradı. Uzunca konuştuk. Bazı konularda oyalandığımızı, aldatıldığımızı ve uyutulduğumuzu ifade ettim.
            Birkaç misal verdim. Bir kısmını sizlerle paylaşayım.
           
            Merkez Bankası

            Başkan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN merkez bankasının faizi düşürmediğini, bu sebeple enflasyonun arttığını haklı bir şekilde dile getiriyor. Ancak merkez bankasının hazineye ait olmadığını halk bilmiyor.
            Merkez Bankasının sahipliği konusunda şu kısa bilgiyi vereyim. “Türkiye Cumhuriyet (Cumhuriyeti değil) Merkez Bankası’nın ortaklık yapısında çok ilginç detaylar bulunuyor. Hazine’nin payının yüzde 55 olduğu bankada kalan yüzde 45 ise bankalar ile adları bir türlü açıklanmayan tüzel ve gerçek kişiler arasında paylaşılıyor.
            Daha geniş bilgiyi linki açarak okuyun. Faizin neden düşürülmediğini daha iyi anlarsınız. Bu konuda maalesef oyalanıyoruz ve toplum olarak mağdur ediliyoruz. Artık merkez bankası konusunda düzenleme bekliyoruz.

            GSMH

            Ekonomiden sorumlu yetkililer gayrı safi milli hâsılanın (GSMH) arttığını 10 bin dolarlarla ifade edildiğini söylüyorlar. Merak ediyorum milli hâsıla arttı da toplumun cebine ne kadar yansıdı. Yoksa yansıma sadece para babalarına mı?
            Lütfen bunu bize açıklayın. Algıya dönüşen vergiyi vatandaş niye ödeyemiyor. Hani zenginleşmiştik.
            GSMH kavramı ile bizleri uyutmayın lütfen.

            Yurt ve Lojmanlar

            İktidar partisi iktidarının ilk günlerinde lojmanları satacağını, makam araçlarını azaltacağını, sosyal tesisler ve imtiyazları bitireceğini ilan ediyordu. Maalesef lojman, makam aracı ve sosyal tesisler arttığı gibi bazı bürokratların imtiyazı da alabildiğine şişirilmiş. İmtiyazlar artmamış olsa 400 bin liralık saat takılabilir miydi?
            Bari sosyal tesis ve lojmanları yurtlara çeviriniz ki, öğrenciler kalacak yer bulsun.

            Maaş

            Akademisyenlerin özlük haklarını kaleme aldığımda vekillerin hem emeklilik hem de mevcut maaşlarını aldıklarını ifade etmiştim. Yanlışım varsa lütfen düzeltin.
            Maaş yelpazesindeki farklılık maalesef zulme dönüşmüş. Sitem edeceğinize bu durumu düzeltin. On beş yıllık oyalamalar ve uyutmalar nihayet bulsun istiyoruz.

            Bedelli

            Askerlik konusunu yüzlerce defa yazdım. Türkiye’nin donanımlı, güçlü ve teknolojiyi çok iyi kullanan bir orduya sahip olması gerektiğine hep inandım ve ordu ile ilgili bu yöndeki gelişmeleri hep alkışladım, destekledim.
            Ancak mevcut yapının sorunlu olduğunu ve bunun giderilmesi gerektiğini ifade ettim. 50 polisin sınır güvenliğinde görevlendirilmesinin, jandarma ile ilgili düzenlemelerin gündeme geldiği bir zaman diliminde BEDELLİnin kısa vadeli bir çözüm olduğunu ifade ettim.
            Aynı kanattayım. Yaşı geçmiş olanların askerlik hizmeti ülkeye fayda sağlamıyor. Bunu profesyonel bütün askerler bilir. İlave edecek bir şeyim yok.
            Bu açıdan aşını bulmuş, eşini seçmiş ve işini kurmuş gençlerin taleplerine kulak verilmelidir. BEDELLİ hemen çıkarılmalıdır. Gönlümden geçen yaş 21 bedel 5 bin olmakla birlikte gençlerin yaş 25 bedel 15 bin talebi dikkate alınmalıdır.

            Kıyafet Dayatması

            Hayatın bütün alanlarında kıyafet dayatması bitirilmelidir. İsteyen kravat isteyen başörtüsü takabilmeli veya takmayabilmelidir.
            Bu talep sadece okullar için değil bütün alanlar için olmalıdır. Artık yerli olmayanların dayatmaları son bulmalı ve bireyler diledikleri gibi giyinebilmelidir. Artık bu konuda aldatılmak istemiyoruz.

            Resepsiyonlar ve İsraf

            Resepsiyon ile ilgili yazım ses getirdi. Bütün alanlarda ve kuramlardaki israflarla ilgili epey mail aldım. Umarım ki, yöneticilerimiz yerli olmayan ve israf konusu olan bu tür faaliyetlere son verir. Kaynak milletin cebinde kalır. Kaynaklar millete hizmet ve imkân olarak döner.

            Netice olarak oyalandığımız, aldatıldığımız ve uyutulduğumuz konu çok bunların hepsini dile getirmek sayfaları alır. Okuyucuyu sıkar.
            Bu konular yüzünden yazmak istediklerimizi tam yazamaz hale getiriyor. Misal olarak Yürütme, Yasama, Yargı ve Denetim erklerinin seçimle oluşması ile ilgili yazımın genişletilmesini isteyen yüzlerce mail aldım. Ama acil konular yüzünden fırsat bulamıyorum.
            Umarım ki, yazar ve gazeteci zannettiklerimiz ve STK olarak düşündüğümüz kuruluşlar acil konuları sahiplenir de biz de asıl konulara odaklanırız.
            Selam ve Sabırla…

           


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?