Haysiyet Çığlığı
Veysi ERKEN Dr.
Merhum Cemil Meriç’in vefatının sene-i devriyesi münasebetiyle tertiplenen panelde onunla ilgili duyduğum en güzel niteleme “haysiyet Çığlığı”dır. Onu yakinen tanıyan öğrencisi Kadir Cangızbay beyefendiye göre “O” bir “haysiyet çığlığı”ydı.
“O” haksızlıklara, uğursuzluklara ve “lanetli sınıf”a karşı “olmaz böyle bir şey” diyebilen ve direnebilen bir çığlıktır. Bir haysiyet çığlığıdır.
“Haysiyet çığlığı”...
Kalplere, gönüllere, kafalara ve hayatın bütün alanlarına nakşedilmesi gereken bir ilkedir “haysiyet çığlığı”.
Yeryüzünün tamamında haksızlıklara, katliama, vahşete, soykırıma ve zulümlere direnmenin adı ve sembolüdür “haysiyet çığlığı”.
Ve.
İşkenceye, sürülmeye, zulme ve her türlü pisliğe boyun eğmemedir “haysiyet çığlığı”.
Her namuslu, Müslüman mümin olan “haysiyet çığlığı” olmak durumundadır. “Sabır” direnmektir bunu gerektirir.
Asıl önemlisi toplumun “haysiyet çığlık”lıklarına ne kadar ihtiyacı olduğunu daha iyi anladım.
Yolsuzluklarla mücadele adı altında yolsuzlukların yapıldığı, haksızlıklarla mücadele vaadiyle iktidar ortağı olanların zulmü attırdığı ve deterjanların bile temizleyemediği kirlerin temizleyicisi konumuna gelenlerin icraatlarına, zulümlerine ve despotluklarına
“dur” demek için “haysiyet çığlık”larına ihtiyaç vardır. “Olmaz böyle bir şey” diyecek gruplara ve grup önderlerine ihtiyaç vardır.
“Dönme”lerin ve “boğazdaki aşiret”in oluşturduğu oligarşik lanetli sınıfa karşı bir
haysiyet çığlığı gerekir. Sesini ve sedasını arzdan arşa kadar duyuracak, zulümleri
durduracak bir haysiyet çığlığı.
“Boğazdaki aşiret”in ve “dönme”lelerin maşası olan siyonist haçlı uşaklarının pespayeliklerini haykırmaktır “haysiyet çığlığı”.
“Hürriyet direnmektir” ilkesini hayatının vazgeçilmezi yapıp lanetlilere karşı direnen bir haysiyet çığlığı.
“Özgürlük” muhtaç olduğumuz vazgeçilmez değer. Hayatın kâbusa dönüştürüldüğü, rüyaların ve hayallerin sansüre tabi tutulmaya çalışıldığı dönemde “özgürlük” ancak “haysiyet çığlık”larıyla elde edilir.
Netice-i kelam haysiyet çığlıklarından mahrum milletlerin iflahı mümkün değildir.
Ey insaf sahipleri,
Ey vicdan sahipleri,
Ey namus sahipleri
Ve...
Ey insan olarak kalmayı becerenler, gelin hep birlikte “boğazdaki aşiretle dönmelerin basındaki, bürokrasideki, sanayideki, ticaretteki uzantılarıyla oluşturdukları “haysiyet Cellâtlığı”na karşı direnelim ve merhum Cemil Meriç gibi birer “haysiyet çığlığı” olalım.
Bir haysiyet çığlığı ekelim. Merhum Necip Fazıl;
“Tohum saç bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylân, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi Noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa, bırak utansın!
Ey bindir tanede solmayan tek renk,
Bayraklaşmıyorsan bayrak utansın!”
Evet.
Biz tohum ekelim, utanmayalım, sorumluluk alalım.
Unutulmamalıdır ki, “bir çığlık bir çığır açar”
Selam ve Sabırla... 16.06.2000
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?