Pekâlâ, Pek Güzel, Münasip*
Veysi ERKEN Dr.
“Haksızlık karşısında susarsanız, sadece
hakkınızı değil, şerefinizi de kaybedersiniz Hz. Ali r.a.
Bir arkadaşım hoşuma giden bir fıkra anlattı.
Ülkenin mevcut yapısını yansıttığından dolayı sizinle paylaşmak istedim. Umarım ki, sizin de hoşunuza gider.
Fıkra şöyle: Yanlarına aldıkları zaptiye kuvvetinin desteğiyle hırsızlık yapan iki hırsızın foyaları meydana çıkınca hırsızlıklarının devamı için “kılık” ve “yöntem” değiştirmeye karar vermişler.
Şekil, şemail, Kılık ve kıyafetlerini değiştiren hırsızlar yanlarına dillerini bilmeyen birini alarak soygunlarını devam ettirmeye karar vermişler. Hırsızlar dil bilmeyen yardımcılarına sadece “pek ala, pek güzel ve münasip” kelimelerini öğretmişler.
Hırsızlar adamlarına bir soru yönelttiklerinde aldıkları bir tek cevap olurmuş sürekli olarak.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”
Günlerden bir gün hırsızlar yardımcılarını zengin kılığına sokarak şehrin hazinesi konumuna eşdeğer olan büyük bir mağazaya gitmişler.
Gelen müşterilerin zengin olduğunu sanan mağaza sahibi onlara iltifatlar yağdırmış. Bunu fırsat bilen iki hırsız yardımcılarına alış veriş yapmak istediklerini söylemişler. Tabi ki, aldıkları cevap her zamanki gibi olmuş.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”
Hırsızlar tezgâhlardan indirttikleri her mal için yardımcılarına şunu da alalım mı diye sorunca aldıkları cevap “pekâlâ, pek güzel, münasip” ten başka olmuyormuş.
Hırsızlar seçtikleri malları kamyona yükletip adamlarına bunu boşalttıktan sonra alış verişe devam edeceklerini söyleyerek malum cevapla ayrılmışlar. Tabi ki, olan biten her şey mağaza sahibinin yanında cereyan etmiş.
Mağazadan ayrılanların saatler geçmesine rağmen dönmediğini gören mağaza sahibi durumu mağazada bıraktıkları çelebi, halim selim ve konuşmayan adama arkadaşlarının neden dönmediklerini sormuş ve aldığı cevap maalesef “pekâlâ, pek güzel, münasip” ten başka bir şey olmamış.
Mağaza sahibi soyulduğunu anlamış anlamasına ama maalesef iş işten geçmiş.
Evet gönüldaşlar!
Fıkra hal u pür melalimizi anlatıyor.
Ülkemizi kasıp kavuran hadiseler karşısında “pekâlâ, pek güzel, münasip” kelimelerinden başka kavram bilemeyen “âdemlerimiz” var.
Maalesef ülkemizde denilenler, yapılanlar ve verilen cevap şunlardan ibaret.
Aile zulmü devam ettirilecek,
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Sabetayistlerin sürek avı devam ettirilecek.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Kur’an öğretimine karşı çıkılacak.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Hâkimiyet IMF’ye devredilecek.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
İşçi, memur, köylü ve esnaf ezilecek.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Yoksulluk arttırılacak.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Fakirlikte “eşitlik(!) sağlanacak.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
İMF ve Medya patronunun emrine girilecek.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Velhasıl
Özürlü nemrutun her dediği yapılacak.
“Pekâlâ, pek güzel, münasip”.
Peki, her şeye pekâlâ, pek güzel ve dahi münasip diyenler kimler biliyor musunuz aziz dostlar.
Mutlaka biliyorsunuzdur.
Selam ve Sabırla... 28.11.2023
Not: *Bu yazı 2001 yılında kaleme alınmış ve yayınlanmıştır. Ufak tefek değişiklikle maziyi hatırlama babında tekraren yayınlanmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?