9 Temmuz 2014 Çarşamba

Ek Parti



Ek Parti

Veysi ERKEN

            Biraz kafa dinlendirmek biraz da memleketin ahval ve şeraitini yakından görmek babında birkaç vilayeti gezdim.
            Genel anlamda bir seçim havası yok.
            Özellikle Ekmel bey için yorum yapan yok denecek gibi. Gündemlerinde yok. Tabii ki bahsettiğim manzara Güneydoğu bölgemizde.
            Buradaki halk en çok MHP’nin CHP’ye takılmasını konuşuyor. Halk bundan bir türlü haz etmiyor.
            Hatta bu iki partinin seçimlerden önce kusurat partileriyle birlikte kendilerini feshedip Ekmel beye uygun bir parti kurmalarını daha doğru bulmaktadır. Bu yaklaşım partilerin kendi siyasi duruşları ile ilgili olsa gerek.
Malumu ilan etmeye gerek yok.  İki parti kendi siyasi duruşu doğrultusunda aday göstermiş diğerleri ise buna cesaret edememişlerdir.
            Halk  durumu farklı yorumlayıp Ekmel beyin dayatıldığından bahsetmekte ve ona göre tavır takınmaktadır. Elbette ki iletişimin bu kadar hızlandığı ve yaygınlaştığı bir Türkiye’de bu tür yorumlar anında yankı bulur.
            Bu yorumlara istinaden ben de şahsen aday göstermeyen partilerin kendilerini feshedip küsurat partileriyle birlikte EKMEL partisinde toplanmalarını isterim.
Kısaca EK parti de diyebiliriz.
EK parti işe yarar mı?
Onu bilemem.


BEDELLİYİ GÜNDEMLERİNE ALMAYANLAR GÖREVDEN ALINMALI

Bilindiği üzere BEDELLİ konusu sosyal bir travmadır. Doğrudan doğruya milyona yaklaşan genç etkilenmiş durumdadır. Bu sayı her gün değil, her dakika artmakta ve iç huzurumuzu tehdit eder hale dönüşmektedir.
            Sorumluluk sahibi politikacı bigâne kalamaz.
            Bigane kalanlar görevlerinden alınmalıdır diye düşünüyorum.
            Özellikle MSB Bakanı İsmet Yılmaz ve  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını çok yadırgadım.
            Cumhurbaşkanlığına aday olan Başbakan’ın bu konuya el atmalı ve gündemimizde yok diyen bu politikacıları görevden almalıdır.
            Her zaman yazıyor ve söylüyorum. Halk için yapılmayan politika zulüm aracına dönüşür.
            Dört milyona yakın insanın doğrudan veya dolaylı etkilendiği BEDELLİ beklentisi konusunun çözüme kavuşturulmaması politikanın ve politikacıların halktan kopukluğunun bir göstergesidir.
            Hayatı sürekli gençlerle olan bir kişi olarak gençlerin dertlerini, sorunlarını dile getirmek ve BEDELLİ gibi bir sorunlarının çözümüne katkı sağlamaya çalışmak “ahlakî bir görevdir.
            Ben bunu yapmaya çalışıyorum. Gündemimizde yok diyen politikacıların görevlerinden alınmalarını diliyorum.
            Zira biz halk olarak siyasetin toplum için yapılmasının gerekliliğine inanıyoruz. Toplum aldatılmadan, konuşmalara hile hurda katılmadan politika yapılmalı ve bütün alanlarda olduğu gibi BEDELLİ konusunda çözüm üretilmelidir diyoruz.
            Artık yeter. Günler sayılı ve GENÇLİK bedelli ile ilgili düzenleme bekliyor. BEDELLİ’nin TORBA’ya girmesini bekliyor.
            Acilen gençlerin beklentileri doğrultusunda bir düzenleme yapılmalıdır.
Gençlerin beklentisi Yaş 25 bedel 15 bin.
            Benim beklentimi sorarsanız. Yaş 21 bedel 5 bin.
           

       Siyasetin İçindeki Cumhurbaşkanına Alışınız
      
Cumhurbaşkanının siyasetin dışında olmasını dikte etmeye çalışanlar kaybetmeye mahkumdur.
Bugün dün değildir.
Zira adaylardan biri seçilirsem mevcut yetkilerimi tam kullanacağım, günlük politikanın içinde olacağım diyor ve toplumda bunun karşılığını buluyor.
Evet, Türkiye eski Türkiye değildir.
Artık cumhurbaşkanları koşturacak ve günlük politikanın içinde olacaklardır.
Daha seçim olmadan halk buna hemen uyum sağladı.
Halk biliyor ki, mevcut anayasa bu yetkiyi fazlasıyla veriyor. Halk sadece şu maddeyi doğru okuyor ve yetkinin yeterli olduğunu anlıyor.
İşte halkın doğru anladığı madde.
 Cumhurbaşkanının yürütme ile ilgili yetkilerinden biri “Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'na Başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu'nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak” tır.
Madde açık değil mi?
Anlayan için gayet açık.
Halk zaten bunu anlıyor ve koşturacak Cumhurbaşkanı istiyor.
Bence bu konumu sadece Recep Tayyip Erdoğan değil, diğer adaylar da dillendirmeli ve Başbakan adayları da buna göre kendilerini hazırlamalıdırlar.
Kısaca Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor.
Artık Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık iç içe olacak.
Belki zorlukları olacak.
Bu zorlukları aşmanın en kestirme yolu Başkanlık sistemine geçmektir.
Ama bu düzenleme yapılıncaya kadar Bütün partiler kendilerini koşturan ve bakanlar kuruluna her toplantıda başkanlık eden Cumhurbaşkanına alıştırmalılar.
Buna göre konumunu belirleyemeyen partileri halk yok edecektir.
Bizden söylemesi
           

 Annelere Selam

            Diyarbakır’da direnen annelerin feryatları devam ediyor. Bu feryat huzuru beraberinde getirecek inşallah.
Ancak annelerin sitemi var.
Çığlıklarının duyulmaması.
Bu feryatlar karşısında politikacıların “LÂL” kesilmesi.
Anneler feryat ediyor. Seslerini duyurmaya çalışıyor. Ama duyan yok. Yerli zannedilen medya gerçekler karşısında sağır ve dilsizdir. Özellikle “kartel” ve “zimmet” medyası lâllaştı. Bunları anlıyorum. Zira ipleri dışarının elinde.
Ya diğer medya ve politikacılar.
Onların da iplerini tutanlar dışarıda mı?
Artık şüphe etmeye başladım.
Yerli zannettiklerimiz de yerli değil her halde.
            Yerli zannettiklerimize sesleniyorum
Hani siz kayıp kuzuların bulunmasını istiyordunuz?
            Hani analar ağlamasın diyordunuz?
            Ne oldu da lâl kesildiniz.
            Biliniz ki, millet artık palavralarınıza kanmıyor.
            Çözümden yana bir tavrınızın olmadığını biliyor. Kayıp çocuklar sizi ilgilendirmiyor.
            Her şeye rağmen eğer hala sizlerde hissiyat, vatan sevgisi, insan sevgisi gibi niteliklerin kırıntısı varsa kulaklarınızdaki tıkaçları, gözlerinizi örten perdeleri ortadan kaldırınız ve annelerin feryatlarını duyunuz diyorum.
            Duyunuz ki, kayıp olan, kaçırılan veya kendisinden haber alınamayan sabiler bulunsun, anneler sevinsin ve ülkenin huzuruna katkınız olsun.
            Selam ve Sabırla. 09.07.14

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?