İslamî Zannedilen Gruplara Makyavelist Anlayış
Hâkim olursa
Veysi ERKEN
Merhum Necip
Fazıl “doğru yolun sapık kolları”
tespitinde bulunmuştu. Bu ifade ile çok şey anlatılmıştır.
Anlayanlar
için.
Evet, doğru
yoldan sapmalar olursa “sapık kollar”
ortaya çıkar. Doğru yolun/sırat-ı müstakimin umdeleri bellidir.”
“Kur’an ve Sünnet” neş’et
eden ilkeler.
Kur’an ve Sünnet değişmez esas
olmaktan çıkarılırsa “sapıklık” ve “sapma”lar
başlar.
“Ilımlı İslam”, “Türk İslam’ı” gibi ifadelerle İslam başkalaştırılmak istenmiştir.
Merhum Ömer Lütfi Mete’nin ifadesiyle “Allah’sız
Müslümanlık” oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu yola efendilerinin emriyle sapanların
hali ortadadır.
Ilımlılıklarını
ortaya koymak için “Kur’an ve Sünnet”i
hayatlarından çıkardılar ve Makyavelist bir düşünceye saplandılar.
Bilindiği
üzere Makyavelist anlayışta "Amaca
giden yolda her şey mubah" kabul edilir. Bu anlayışı esas alanlar
yalanı, iftirayı, casusluğu, hırsızlığı vs. mubah görür.
Bu tür
ahlaksızlıklar onlar için bir vasıtadır ve kullanılabilir.
Makyavelist
anlayışı benimsemiş olan gruplar sıkıştıklarında sureta haktan görünmek için “ayet ve hadis”leri kullanmaktan veya
çarptırmaktan geri durmazlar.
Yıllardır
niyetlerini gizlemeyi başaranların durumu ortadadır.
“İslam’ı başkalaştırma” çabası içinde
olanların anlaşılması kolay değildir. Zira kurdurdukları veya kendilerine
kurdurulan yapılarla kendilerini gizlemeyi başarmışlardır. Bu tipler “Allah’a inanıyorlar Allah yokmuş gibi
yaşıyorlar”
Bu tipler ticaretlerini,
mekteplerini, zimmete geçirdiklerini hep amaca hizmet için kullandıkları ifade
ede gelmişlerdir.
Ülkemizde
oluşturdukları tahribatı gidermek kolay değildir. Zira bugün gerçekten saf ve
temiz diyebileceğimiz gruplar da makyavelist anlayıştakilerden etkilenmiş ve sapmaları
mubah görmeye başlamışlardır.
Peki,
Her
şeylerini İslamî ahlak anlayışından uzak tutan bu gruplardan kurtulmak mümkün
mü?
Elbette ki
mümkündür.
Dilimizde
malum bir söz vardır. “Yiğit düştüğü
yerde kalkar”
Kendini Müslüman
olarak bilen herkesin yapması gereken şey düştüğümüz veya düşürüldüğümüz yerde
ayağa kalkmaktır.
Düşürüldüğümüz
yer “Kur’an ve Sünnet”ten
uzaklaştırılma yeridir.
Ayağa
kalkışımız da “Kur’an ve Sünnet”le
mümkündür.
Her şey “Kur’an ve Sünnet” ekseninde ve “açıklık/şeffaflık” ilkesince olursa
kurtuluş ve diriliş mümkündür.
Bilindiği
üzere İslam şeffaftır.
Gizliliği
asla tasvip etmez.
“Tedbir”, kabul edilmeyen şeylerin
yaşanması demek değildir.
Tedbir
takdir dengesini çarptıranlar benimsemiş oldukları makyavelist anlayışı “tedbir” diye topluma telkin etmişler
ve İslamî esasları başkalaştırmışlardır.
Şimdi
uyanış ve makyavelist grupları faş etme zamanıdır.
Şimdi “Kur’an ve Sünnet”i esas alan düşünme
zamanıdır.
Şimdi “kardeşlik ve birlik” zamanıdır.
Kardeşlik ve esaretten kurtuluş öze
dönüşle mümkündür.
Öze
döndüğümüzde katalog evliliklerin ne manaya geldiğini, dinlemelerin neden
yapılıp servislendiğini, tehdit ve şantajların neden gerçekleştirildiğini daha
iyi anlarız.
Umarım ki,
öze dönüş hızlı olur.
Ve
Makyavelist
anlayışı temel felsefe haline getirenin sonu gelir.
Selam ve
Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?