Gazze’nin yanında olduğunu söyleyenler, korkmayın sınırları ve limanları açın
Veysi ERKEN Dr.
Bütün yönetimlere sesleniyorum. Haydutlardan, soykırımcılardan, işgalcilerden korkmayın.
Siyonist haçlı zihniyetinin haydutları olan Amerika, İngiltere, İsrail ve bütün batı/batıllardan korkmayın.
İman ediniz ve biliniz ki, iman ediyorsak Allah yanımızdadır. Yardımı ve fetih yakındır.
Şair korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak diyor.
Korku mümine yakışmaz.
Korkmayın bütün imkânları Gazze ve Gazzeliler için seferber ediniz. Sınırları ve limanları vatandaşa açınız.
Gazze vatanımızdır, parçamızdır.
İllet olanlar hariç milletimiz Gazzelilere yardım için akın akın gidecektir. Buna inanıyoruz.
Ey yetkililer ve etkililer.
Yeter engel olmayın.
Gazze gözümüzün önünde yok ediliyor, insanlar katlediliyor ve bizler seyrediyoruz.
Yeter.
Yeter.
Bir saniye durmamak gerekir.
Sınırlar ve kapılar açılmalı ve halk bu vahşeti durdurmalı.
Allah’ın lutfu keremiyle insanımız ve dünyadaki vicdanlı insanlar bu vahşeti durdurmaya muktedir.
Yeter ki engel olunmasın.
Evet.
Korkmayın. Merhum Mehmet Akif;
“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir ancak.” diye sesleniyor hepimize, soykırımcı Siyonist haçlılara karşı duranlara.
Siyonist haçlı zihniyetine, şiddete, vahşete ve soykırıma karşı olanlar korkmadan ve gevşemeden zalimlere dur diyebilmelidir. Zulmü ve vahşeti durdurmak için haykırmalıyız, gevşememeliyiz.
Rabbulalemin “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz. Âl-i İmrân- 139” diye buyurur.
Yaşayışını Allah’ın rızasına uygun bir şekilde tanzim etmeye çalışan mümin Müslümanlar olay ve olgular karşısında gevşememeye, dağılmamaya çalışır. Bilirler ki, inananlar üstündür ve az kuvvet ve toplulukla çok kuvvetli, silahlı, soykırımcı ve kalabalık topluluklara galebe çalacaklarına inanırlar. Bu Kur’anla sabit bir hakikattir.
Allah’a kavuşacaklarını umanlar ise, “Nice az birlik vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok birliği yenmişlerdir, Allah sabredenlerle beraberdir” dediler. Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular. Bakara, 249-250” ayetleri açık bir şekilde göstermektedir.
İnanmış az bir birliğin çok kalabalık ve donanımlı birlikleri yendiğini tarihin her safhasında görüyoruz, dün “çirmen zaferi” gibi son “Aksa Tufanı” da buna şahitlik etti ve ediyor.
Yeter ki Gazzelilerin yanında olmaya imkân hazırlayalım.
Sınırları ve limanları açalım.
Halk akın akın gidebilsin, zalim ve katillere karşı direnebilsin diye.
Bu bir vebaldir.
Mazlumları yanında durmak Müslüman için farzdır, vicdanlılar için şarttır.
Engel olanlar zalimlerin yanındadır.
Bizler hür yaşamayı karakter haline getirmiş Müslümanlarız. Zalimlere ve zulme karşıyız. Şairin dediği gibi çılgınlar bize zincir vuramaz birlik olduğumuz müddetçe.
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.”
Şimdi dağları, denizleri yırtma enginleri aşma ve Gazze’yi kurtarma zamanıdır. Korkmadan ve gevşemeden.
Garbın çelik duvarlarını, gemilerini, silahlarını ve medeniyet dedikleri canavarı ortadan kaldırma zamanıdır.
“Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?”
Evet.
Tek dişi kalmış canavara karşı şimdi sınırları ve limanları açma, Gazzeye yardımlarımız ve bütün imkânlarımızla koşma zamanıdır.
Selam ve Sabırla… 24.01.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?