Mazlumlar Ayağa Kalkmadıkça Zalimler Diz Çökmez
Veysi ERKEN Dr.
Haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kalmış. Hak ve özgürlükleri gasp edilmiş milyonların yaşadığı bölgelerdir Gazze, Doğu Türkistan, Afrika, Arakan vs.
Uğradıkları haksızlığın, soykırımız, şiddetin, vahşetin karşısında Müslümanları ve dünyanın sessiz kalınmasından rahatsız.
Haklılar.
Dünyada mazlumlar ayağa kalkmıyor, kalkamıyor. Zalimler bu yüzden diz çökmüyor.
Gerçekten herkes ve her vicdanlı ayağa kalkmalı ve mazlumların ayağa kalkmasına yardımcı olması gerektiğini söylüyoruz.
Evet, insan olarak birbirimizin hakkını sınırsız bir şekilde sahiplenmek ve savunmak durumundayız.
İslamiliğin ve insaniliğin gereği budur.
Zaman mazlumların, Gazzelilerin ayağa kalkmalarına yardım etme zamanıdır.
Ki, zalim, katil, vahşi, soykırımcı Siyonist haçlı zihniyetliler diz çöksün, dünya huzur bulsun.
Zalimlerin, katillerin diz çökmesi için BOYKOT şart.
Zalimlerin her şeyini mümkün olduğunca boykot etmektir.
Sadece zalimleri değil, onların mallarını satanlar da boykot edilmelidir ki, boykot amacına ulaşsın ve zalimler diz çöksün, mazlumlar ve dünya kurtulsun.
Bilinmelidir ki, sessiz kalmak pusudur, yok oluştur, zalime destektir.
Hele hele nemelazımcılık münafıklıktır.
Hz. Ali r.a. haksızlık karşısında susan hem hakkını hem de şerefini kaybeder.
Mazlumların yanında yer almamak, onları desteklememek, susmak ve nemelazımcılık tavrını sürdürmek münafıklıktır, katillerin yanında yer almak ve yok olmaktır.
Bilirsiniz bir devlet niçin yıkılır diye sorulur Yahya efendiye. Ama nedense bizim entelektüellerin bu konuya ayıracak vakitleri yoktu. Bu durum Kanuni ile Yahya Efendi arasında geçen bir olayda şöyle ifade edilir.
Bir gün Kanuni, Osmanlı’nın sonunun nasıl olacağını merak eder ve Yahya Efendi’ye şunları yazar: “Ağabey, sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de biz Osmanoğulları’nın akıbetinin ne olacağını haber ver.”
Soruyu okuyan Yahya Efendi, bir kâğıda: “Nemelazım be Sultanım!” yazar ve padişaha gönderir. Cevabı okuyan Kanuni hayretler içerisinde kalır. Hemen Yahya Efendi’nin dergâhına gider.
Soru sorup da cevap alamamış olmanın üzüntüsüyle: “Ağabey, bu ne iştir? Sualimize cevap vermediniz. Yoksa bir kusur mu işledik?” der.
“Biz cevap verdik.” der Yahya Efendi. “Nasıl cevap verdiniz?” Yahya Efendi “Kardeşim! Bir devlette haksızlık ve zulüm yayılır, bunu işitip, görenler de “nemelazım” derlerse, mani olmazlarsa; koyunu kurt değil de çoban yerse, bunu bilenler de doğruyu söylemezlerse, işte o zaman yok olmak zamanıdır.” İnsan olduğunun idrakinde olanların mesuliyet duygusu yüksektir. “Nemelazım” diyemezler. Bu hastalık tarih boyunca birçok kişi, topluluk, devlet ve imparatorluğu yutmuştu ve günümüzde de hala etkisini devam ettirmekte olduğuna son birkaç ayda yakinen şahit oldum. Ama umuyorum ki; toplum olarak en kısa zamanda bu hastalığın pençesinden kurtuluruz.
Evet.
Mazlumların kurtuluşu ve ayağa kalkışı vicdanlı olanların “neme lazım” tavrını bırakmalarına ve zalimlerin diz çökmelerini sağlamalarına bağlıdır.
Şimdi zalimlere diz çöktürme zamanıdır.
Şimdi Gazze’de, Türkistan’da, Afrika’da mazlumların, soykırıma uğrayanların, vatanları işgal edilenlerin, malları, mülkleri ve her şeyleri çalınanların yanında olmak, ellerinden tutmak ve ayağa kalkmalarına katkı sağlama zamanıdır.
Şimdi zalimleri, katilleri, vahşileri, soykırımcıları diz çöktürme zamanıdır.
Hâsılı kelam.
“Mazlumlar Ayağa Kalkmadıkça Zalimler Diz Çökmez” hakikatinden hareketle ayaya kalkma zamanıdır.
Selam ve Sabırla… 02.01.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?