Rızkı veren Allah’tır. “O Günden sonra hiç darlık çekmemiş”*
Veysi ERKEN Dr.
İbretli bir kıssa.
Hissedar oluruz inşallah.
Biliyor ve inanıyoruz ki, Allah mutlak kadirdir ve dilediğine rızkını genişletir. Hissemizi kapalım inşallah.
“Gönenli Mehmet Efendi, Sultan Ahmet Camii’ne tayin edilince çevreyi incelemiş. Fakir ve düşkün kimseleri bulup ilgilenmek istemiş.
O civarda oturan âmâ (kör) bir kimseyi tespit edip ziyaretine gitmiş.
Selâmdan sonra:
– Efendim ben Sultan Ahmet Camii’ne imam geldim. Hem sizi ziyaret etmek hem de üzerime düşen bir görev varsa onu ifa etmek isterim, demiş.
Âmâ adam:
– Allah razı olsun, hoş geldiniz, demiş.
Hoca efendi:
– Maaşınız falan var mı? diye sormuş.
– Hayır, yok, cevabını verince adam.
Hoca efendi:
– Peki, başka yerden geliriniz falan? demiş.
Âmâ adam:
– Hayır, herhangi bir gelirim yok! demiş.
– Peki, neyle geçiniyorsunuz, diye sorunca âmâ öfkelenmiş:
– Bundan size ne efendi?
Bir de imamsınız, rızık haa!
Rızık kimden gelir hoca?
Gidebilirsiniz! diye konuşmuş.
Hoca efendi çıkmak zorunda kalmış.
Lâkin o gece gözüne uyku girmemiş. Ertesi gün sabah yine gitmiş ve kapıyı çalmış. Âmâ adam içeriden:
– Kimsin? diye seslenmiş.
Hoca efendi:
– Dün kovduğun yüzsüz imam, cevabını vermiş.
Âmâ adam kapıyı açmış:
– Gene neye geldin? diye söylenmiş. Hoca efendi:
– Hiç efendim, ziyaretinize geldim. Beni bin defa kovsanız da yine geleceğim. Yine geleceğim, demiş.
Âmâ adam:
– Adın ne senin, ne derler sana? demiş.
Hoca efendi:
– Adım Mehmet Öğütçü, efendim. Gönenli Hoca diye tanırlar beni, diye karşılık vermiş. Âmâ adam bunu duyunca:
– Buyur gir içeri, konuşalım, diyerek içeriye buyur etmiş. Hoca efendi içeri girince âmâ adam:
– Kusura bakma hoca, dün kalbini kırdım. Hakkını helâl et, demiş.
Hoca efendi:
– Estağfirullah efendim. Sizi dinliyorum, demiş. Âmâ adam şöyle
anlatmış:
– Benim sırrım şu hoca. Ben her gün kuşluk namazını kıldıktan sonra, “Ya Rabbi! Kuşluk senindir, güzellik senindir, nimet ve her şey senindir. Eğer rızkım gökte ise, yere indir. Yerde ise, çıkar. Uzakta ise, yaklaştır. Haram ise, helâl et. Dar ise, genişlet ve elime ilet.” diye dua ederim. Sonra ellerimi yüzüme sürer sürmez, biri gelir sağ dizime vurur. “Aç elini!” der. O günkü ihtiyacımı verir gider. Bu her gün böyle devam eder.
Hoca efendi onu hayretle dinlerken âmâ adam sözlerine devam etmiş:
– Aynı zat bugün de geldi ve sağ dizime vurarak benim kısmetimi verdikten sonra, sol dizime vurarak, “Bunu da Gönenli Mehmed Efendi’ye ver” dedi. Al kısmetini!…
Büyük âlim, fakirlerin ve talebelerin mânevî babası Gönenli Hoca efendi içli içli ağlamaya başlamış ve “İlâhî ya Rabbi! Hikmetinden sual olunmaz.” diyormuş.
Hoca efendi şunu kendisi söylemiştir: “O âmâ adamdan bu mübarek kısmeti aldıktan sonra ömrü hayatımda hiç darlık çekmedim.”
Rızkını Allah’tan bilmeyip de onun mahlûkundan beklemek, insanı Hak’tan uzaklaştırıp, halka muhtaç eder.
Rabbim, rızkını Allah’tan bilen kullardan eylesin cümlemizi inşâallah. Âmin.”
Selam ve Sabırla… 08.01.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?