Öleceğin Yere Gideceksin
Veysi ERKEN dr.
Cihadtan ve savaşmaktan kaçınanların hali, tutumu ve ölümden kaçamayışlarını ayetler şu şekilde vuzuha kavuşturmaktadır.
“O zaman siz dönüp hiç kimseye bakmadan yukarı doğru çekiliyordunuz; peygamber ise arkanızdan sizi çağırıyordu, kaybettiklerinizin ve başınıza gelenlerin üzüntüsüne katlanabilmeniz için (söz tutmamanıza karşılık) Allah size tasa üstüne tasa verdi.
Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Sonra o kederin ardından Allah size bir güven, bir grubunuzu kendinden geçiren uyuklama hali verdi; bir grup da kendi canlarının derdine düşmüşler, Allah hakkında haksız yere Cahiliye düşüncelerine kapılarak, “Bu işten bize ne?” diyorlardı.
De ki: “İşin tamamı Allah’a aittir.” Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlar:
“Bu işte bizim görüşümüz alınsaydı burada öldürülmezdik” diyorlar.
De ki: “Evlerinizde dahi olsaydınız, yine de haklarında ölüm yazılmış olanlar ölüp düşecekleri yere geleceklerdi.
Bu, Allah’ın içinizde olanı ortaya çıkarması ve kalplerinizdeki şüpheyi gidermesi içindir. Allah kalplerde olanı bilir. Âl-i İmran, 153-154”
Evet.
İnanan insan ölümün kendisine nerede takdir edildiğine inanır ve tedbirini almaya devam eder.
Öleceğimiz yere evimizde olsak da çıkıp gideriz.
Bunun milyonlarca misali vardır.
Tarihten misal vermeye gerek yoktur.
Güle oynaya evinden, iş yerinden çıkıp öleceği yere gidenlerin haddi hesabı yoktur. Önemli olan inanarak, tedbir alarak hayatımızı rıza-i bari'ye uygun yaşamaya çalışmamızdır.
Dilimizde “tedbir takdiri değiştirmez” diye bir söz vardır.
Bu söz hayatı özetler.
İnsan tedbir almakla mükelleftir.
Allah’ın yarattığı sebepleri de unutmayalım.
Selam ve Sabırla… 17.06.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?