16 Haziran 2025 Pazartesi

Siyonistlerin Yıkım Planları

 

Her Şeyin Alınıp Satıldığı bir dünyada Siyonistlerin Planları

 

Veysi ERKEN Dr.

 

Siyonist haçlı zihniyeti İslam coğrafyasını ve Müslümanları parçalamak ve yok etmek için daima planlar yapmış ve yapmaya devam etmektedir.

Bu durum haçlı seferlerinin başlangıcından beri vardır ve olacaktır.

Önemli olan bizlerin ne yaptığımızdır. Bizler gerekli tedbirleri alıp, uygun planları yapmasak, teknolojik ve nüfusumuzu nitelikli bir şekilde ikmal edemezsek yıkılmaktan, dağılmaktan kurtulmamız mümkün değildir.

Siyonistlerin coğrafyamız ile ilgili planlardan birisi 1982 yılına ait olup, bilindiği halde gereken tedbirleri almayışımız bizim hatamızdır. İçimizdeki Siyonistler kıs kıs gülmekte ve halimizi seyretmektedir.

Garaudy o planı birlere şöyle aktarmış ve uyarmıştı.

*“Her şeyin alınıp satıldığı bir dünyada, mali ve dolayısıyla siyasi güç giderek daha belirleyici hale geldi.

1948’den bu yana Amerika birleşik Devletleri İsrail’e 28 milyar ekonomik ve askeri yardım sağladı.

1-Almanya ile Avusturya’nın ödedikleri “tazminatla”;

2-Amerika Birleşik Devletleri’nin şartsız bağışları;

3-Dünyaya dağılmış "Diaspora Yahudiler in ödemeleri gibi dışarıdan İsrail'e boşanan para akışıyla rahatlamış bulunan İsrailli yöneticiler, dış politikada, "büyük İsrail" yolundaki en ihtiraslı hedeflerini planlayabiliyorlardı.

Kudüs'te Dünya Siyonist Örgütü tarafından yayımlanmakta olan Kivunim (Yönelişler) dergisindeki "80'li yıllar için İsrail'in stratejik planları" ile ilgili bir makale, bu konuda bize çok net bilgiler vermektedir.

"Merkezde yer alan gövde olması bakımından Mısır, özellikle Müslümanlar de Hıristiyanlar arasındaki giderek sertleşen çatışmalar gözüne alınırsa, şimdilik bir kadavradır. Bu ülkenin ayrı coğrafi eyaletlere bölünmesi, bizim Batı cephesi üzerinde, 1990'lı yıllar için siyasi hedefimiz olmalıdır.

Böylece Mısır bir kere parçalandıktan ve merkezi iktidardan yoksun bırakıldıktan sonra, Libya, Sudan ve diğer uzak ülkeler aynı çözülmenin içine gireceklerdir. Yukarı Mısır'da bir Kıpti devletinin kurulması ve daha az öneme sahip bölgesel kimliklerin oluşturulması, barış anlaşması yüzünden şimdilik geciktirilmiş, fakat uzun vadede kaçınılmaz olan bir gelişmenin anahtarıdır.

Dış görünüşüne rağmen, Batı cephesi Doğu cephesinden daha az problem çıkarıyor. Lübnan'ın beş eyalete bölünmesi... Arap dünyasının bütününde meydana geleceklerin müjdesini veriyor. Suriye ve Irak'ın etnik veya dini kıstaslar bazında belli bölgelere ayrılması, uzun vadede, İsrail için öncelikli gaye olmalıdır. Bunun birinci safhası ise, söz konusu devletlerin askeri güçlerinin imha edilmesidir.

Suriye'nin etnik yapıları, kendisini parçalanmaya hazır hale getiriyor: Suriye'nin deniz sahili boyunca bir Şiî devleti, Halep'te ve Sam'da birer Sünni devleti kurulabilir. Her halükarda Huran'la birlikte Ürdün'ün kuzeyinde -belki de bizim Golan'ımız üzerinde-kendi devletini oluşturmayı ümid eden bir Dürzî kimliği de ortaya çıkabilecektir... Böyle bir devlet, uzun vadede, bölge için bir barış ve emniyet garantisi olacaktır. Bu bizim rahatça gerçekleştirebileceğimiz bir hedeftir. 

Petrolca zengin ve iç mücadeleler pençesindeki Irak, İsrail’in nişan çizgisindedir. Onun dağılması bizim için Suriye'ninkinden daha önemlidir, zira Irak, yakın vadede İsrail için en ciddi tehlikeyi temsil etmektedir. " Kaynak: Kivunim, Kudüs, sayı. 14,Şubat 1981, s. 49-59”

Üzülsek de Siyonistler planlarını işletmiş ve bugünlere gelmiş vaziyetteyiz.

Coğrafyamız kan revan ve yıkım halindedir.

Ve.

Asıl hedef İslam ve mazlum coğrafyaların kalbi, beyni ve ümidi olan TÜRKİYE’DİR.

Siyonistler asla bu düşüncelerinden ve soykırımlardan vazgeçmez.

Bunun için planlarımızı Siyonistleri tasfiye etmek üzerine yapmamız ve hemen uygulamamız gerekir.

El birlik ile yapılacak planlamalar ve fetih hareketleri zaferi beraberinde getirecektir biiznillah.

“Nasrun minellah ve fethun karib” ayetini unutmayalım.

Selam ve Sabırla… 16.06.2025

 

*İsrail, mitler ve terör, Roger Garaudy, pınar yayınları, beşinci baskı, İstanbul, Kasım 2000, s.188-190

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?