Sadat ve Kubera (efendiler ve yöneticiler, büyükler)
Veysi Erken
İçtimai
hayatımızda bize yol ve yön gösterenler hep olmuştur ve olacaktır.
Çocukluk
döneminde en çok yol ve yön gösteren anne, baba ve yakın çevresidir.
Günümüzde
yakın çevreye internet ortamı ve televizyon hâkim olmuştur desek mübalağa etmiş
sayılmayız.
Tabii
ki, hayatımızı kurgularken örnek aldıklarımız ve takip ettiklerimiz olacaktır.
Rabbulalemin
takip ettiklerinizi yanılmaz olarak görmeyin. Aksi takdirde sizi yanıltabilir
ve cehenneme gitmenize yol açabilir diyor.
Şahsen
hep bu şekilde düşündüm. Gruplarda büyük dediklerimizle yol arkadaşlığımız hep
bu minvalde oldu.
Bizim
anlayışımıza "açıklık en doğru yoldur" düsturu hâkim oldu.
Bu
bağlamda, Kur'an'ı Kerim'i okuduğumuzda "Sadat" ve "
Kubera" kavramlarıyla karşılaşırız. Ayetlerde:
"Yüzleri ateşe çevrildiği gün, "Keşke Allah’a
itaat etseydik, resulü dinleseydik" diyecekler.
Ve ekleyecekler: "Rabbimiz!
Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.
Rabbimiz!
Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle!" Ahzab
66-68" diye belirtilir.
Bu ayetler yönetici ve büyüklerin konumunu ve hangi durumlarda onlara uyulup
uyulmayacağı açıkça belirtiyor.
Umarım
ki, içinde bulunduğumuz yapıların büyük ve yönetici konumundakilerini bu
ayetler ışığında değerlendirerek, yanılmaz olarak görmeyiz.
Ayetleri
esas alıp düşündüğümüzde, kitleyi peşinde sürükleyen, sürüklemeye çalışan
yöneticilerin eylemlerinin açık olmasının gerekliliği sonucu ortaya çıkar.
Kapalı kapılar ardında iş ve görüşmeler yapan kitleyi yanlış yola sevk eder.
Günümüzde
bunun misalleri çoktur.
Kapalı
kapılar ardında veya tescilli olanların evlerinde, karanlık dehlizlerde
görüşmeler ve ittifaklar kurarak, ekran karşısında inkâr edenlerin yanıltıcı
olacaklarını aklımızdan çıkartmamamız gerekir.
Bilinmelidir ki, hüsrana uğradığımızda cezadan kurtulamayız.
Ancak
onlar, bir başka deyişle yöneticilerimiz için Rabbulaleminden iki kat ceza
talep ederiz.
Başta
kendime olmak üzere bütün tanıdıklarıma tavsiyem şudur.
Yöneticilerimizi
ve büyüklerimizi sorgulayalım.
Karanlık
mekânlarda, karanlık kişilerle görüşüyorlarsa onları terke edelim.
Merhum
bir büyüğümüz falan yeri ve yöneticiyi niye terk ettin diye sorduklarında,
"İmam imanı terk etti, ben de imamı terk ettim" diye cevap vermişti.
Rabbulalemin
bizi büyükleri için iki kat azab ver diye dua edenlerden eylemesin.
Rabbulalemin,
Hakkı ve hakikati zamanında fark edip büyük denilen cücelerin şerrinden bizleri
muhafaza etsin.
Selam
ve sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?