31 Mayıs 2025 Cumartesi

KALBİNİ KORU*

 KALBİNİ KORU*

Veysi ERKEN Dr.

Kalbin, gönül'ün kötülüklerden korunması Allah’ın rızasını kazanmak için bedeninden korunmasından önceliklidir.

*Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nden naklen kalbi korumanın ehemmiyetini şöyle bildirmektedir:

“Dünyada insan iki şeye muhtaçtır.*

Onlardan biri, Bedenini helâk olmaktan koruyup selâmete erdirmektir. 

Diğeri, Kalbini helâkten koruyup (manevî) gıdasını vermektir.

Kalbin gıdası:

 Mevlâ’nın muhabbet ve marifetini elde etmektir. Çünkü *Kalbin ihyâsı; Rabbi’ni, yaratıcısını bilip bulması, ona candan yönelip muhabbet etmesiyledir. 

Kalbin helâk olması ise yaratıcısından gafil, habersiz olması ve mâsivâya (Allah’tan gayrı şeylere) meyletmesidir. Nefsin hevâsına (gayrimeşrû arzularına) uyup dünyaya kapılmasıdır. 

Beden, kalbin kalıbı ve zarfı olduğu için onu dahi korumak lâzımdır.

Fakat asıl olan ve kendisine hizmet edilmesi gereken, kalpdir (gönüldür). "Ben yerlere -göklere sığmam, fakat Mü'min kulumun Kalbine sığarım."  Bu mânâyı nâtıktır/ anlamına gelir.

Beden ise ikinci derecededir ve hizmetçidir.

Nitekim hacıların hac yolunda bineği deve olduğu gibi, kalbin bineği de bedendir. Hacının develerine yem ve su verip, tımarlarını yapması, hızlı sürmeyip onlara iyi bakması gerekir. Bu sayede o develer üzerinde, huzur içinde, gideceği yere varır. 

Aynı şekilde "irfân yolunun yolcusu" da başta temizliğe, haram - helâl hassasiyetine riâyet ederek, yeme-içmede ve uykuda orta bir yol üzere olup, bedeninin hakkını vererek onu gözetmelidir.  Böylece vücudunun sıhhatiyle kalbi, zevk ve huzur içinde kavuşmak istediği yere, Cenâb-ı Hakk’ın rızasına, yüksek mânevî derecelere ulaşabilsin.

Yine hac yolcusu, yolu bırakıp da gece gündüz sadece devesinin hizmetiyle meşgul olursa, Kâbe’ye ulaşamaz. Ebediyen hasret ve pişmanlık içinde kalır. 

Bunun gibi irfân yolunun yolcusu da ömrünü sadece bedeninin ve nefsinin zevkleri peşinde harcarsa; yeme-içmede, uyumada, giyinmede, evlenmede ve ev edinmede, nefsin ihtiyacından fazla hazlara yönelirse Hakkın marifetine vâsıl olamaz.”

Duâmız:

Hayy ve Kayyûm, Zül Celâli ve'l İkrâm olan Yüceler Yücesi Rabbimiz ilmimizi ve hilmimizi, nûrumuzu ve feyzimizi ziyadeleştir. Bedenimizi kalbimize aracı kıl, kalbimiz nurunla temizlensin, rızana nail olsun.

Bizleri zahirî ve batınî bütün nîmetlerinle rızıklandır ve Salihlerle beraber haşreyle.

Selam ve Sabırla… 31.05.2025

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?