Hidayete Erdiremeyiz

 Hidayete Erdiremeyiz

Veysi ERKEN Dr.

Kur’an-ı Kerimi anlayıp yaşamak ve yaşatmak isteyenler elbette ki, yakınlarının, akrabalarının, çocuklarının, torunlarının kısaca herkesin hidayete ermesini, vahyi kâmilen yaşamasını isterler.

İnanmış Müslümanlar tebliğlerinde Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) yolunu izlemekle mükelleftirler. Kendimizi helak etsek de iman etmeyenlerin iman etmelerini, hidayete ermelerini ve doğru amelleri işlemelerini sağlayamayız.

“İman etmiyorlar diye neredeyse kendini helâk edeceksin!  Biz istesek onlara gökten bir mûcize indiririz de derhal ona boyun eğerler.  Ne zaman Rahmân’dan kendilerine yeni bir uyarı gelse mutlaka bundan yüz ­çevirmektedirler. Şuarâ-3-5” ve “Kuşkusuz sen istediğini hidayete erdiremezsin. Ama Allah dilediğini hidayete erdirir ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir. Kasas-56” ayetleri konumumuzu açık bir şekilde izah etmeye yeterlidir.

Evet.

Tebliğde bizim üslubumuz yumuşak olmalı ama bilmeliyiz ki bizler hidayete erdirici değiliz. Ayette Firavuna hitaben “Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer. Ta-Ha- 44”  buyrulur.

Yumuşak üslubun kullanılması ve güzel sözün söylenmesi herkes için geçerlidir. “onlara güzel söz söyleyin.  Nisa 8” ayeti bunu teyid eder.

Tabii ki söylediklerimiz doğru olmalı, yumuşak söz söyleyeceğiz diye yanlışa düşmemek her müminin görevidir. “Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın. Ahzab 70”

Hâsılı kelam

“Artık sen öğüt ver, çünkü sen ancak bir uyarıcısın. Onların üstünde egemen bir zorba değilsin. Ancak kim yüz çevirir ve inkâr ederse, Allah onu en büyük azapla cezalandırır. Gaşiye 21-24 ve “İnsanları doğru yola eriştirmek senin vazîfen değildir. Ancak Allah dilediğini doğru yola ulaştırır.

Hayır olarak her ne harcarsanız, faydası kendiniz içindir. Bu sebeple siz, sadece Allah rızâsını kazanmak için vermelisiniz. İyilik olarak her ne harcarsanız, mükâfatı size tam olarak ödenir ve hiçbir şekilde haksızlığa uğramazsınız. Bakara-272” ayetlerinde belirtildiği gibi bizlerin birer zorba olmadığımızı, tebliğle vazifeli olduğumuzu, hidayete erdirici olmadığımızı ve Allah’ın rızasını kazanmak için yaptığımız her tebliğin, fiilin, davranışın bizim için olduğunun hakikatini bilmemiz yeter.

Selam ve Sabırla… 10.05.2025