4 Haziran 2017 Pazar

“Aklımıza Tavşan Koyan”lara Uyduğumuz Müddetçe Halas Olmaz



“Aklımıza Tavşan Koyan”lara Uyduğumuz Müddetçe Halas Olmaz

Veysi ERKEN

            Hemen hemen her konuda aklımıza “tavşan” konuluyor ve biz “tavşan”la oyalanırken, tavşanı aklımıza koyanların figüranı oluyoruz.
            En iyisi fıkrayı naklettikten sonra yorumumuzu yapalım.
            Fıkramızın başlığı “aklına tavşan koymuş”
            “Vaktiyle bir delikanlı, bir hoca efendiye gitmiş:
            Hoca efendi, ben filanın kızını seviyorum, fakat anası babası bana vermiyorlar! Sen onlara bir “büyü” yapıp da gönüllerini çelebilir misin?
            Hoca:
            Olur evladım!
            Ben şimdi sana bir mutsa yazarım, götürüp onların giriş kapılarının eşiğine hiç kimse görmeden muskayı gömersin, fakat bunun bir şartı var.
            Muskayı gömdüğün sıra kesin olarak aklına “tavşan” getirmeyeceksin, şayet gömerken “tavşan” aklına gelirse, bu muskanın hiçbir tesiri olmaz.
            Hoca muskayı yazıp, gencin eline vermiş, o da tenha zamanlar kollayarak kapının eşiğine varmış, fakat tam muskayı gömerken “tavşan” aklına gelirmiş ve bu yüzden muskayı gömemezmiş.
            Her ne kadar tekrar tekrar gidip, gömmeye teşebbüs etmişse de, bu “tavşan” sebebiyle gömememiş ve nihayet gömmekten vazgeçmiş.

            KISSADAN HİSSE

            Durup dururken bir adamın aklına lüzumsuz bir şey düşürmek doğru değildir. Mesela kapıya muskayı gömerken aklına tavşan gelirse bir zararı olmayacağı gibi, bir faydası da olamaz. Böyle iken, hangi sebeple o gencin aklına, o hoca efendi tavşanı düşürmüş oluyor?!. (1)
            Evet, gerçekten sormamız gereken soru bizim aklımıza “tavşan”ı kim/ kimler koyuyor.
            Bunları teşhis edemezsek hep “tavşan”la oyalanıp dururuz.
            Mesela “Cami”den “Mescit”ten rahatsız olan gayrı Müslimler aklımıza “dua odası”, oruçla İslam'la akrabalığı olmayanlar zihnimize “sakız çiğnemeyi” veya “oruç tutmayanlara yapılan saldırıyı(!)”, ilave olarak İslam coğrafyasında insanlara kan kusturan PYD’nin DEAŞ’tan, BOKO haramdan FETÖ’den, FETÖ’nün Tapınakçılardan veya falan örgütün feşmekân örgütten farklı olduğu “tavşanı”nı aklımıza koyuyorlar. Biz bunlarla/tavşanlarla oyalanırken katiller sürüsü efendilerine hizmete devam ediyorlar.
            Bilinmelidir ki, “tavşan”ı aklımıza koyan veya koymaya çalışanların efendileri “Siyonist haçlı zihniyeti”dir.
            Uşaklar, piyonlar, yavşaklar ve görevli ajanlar bilerek bu “tavşan”ı aklımıza koymaya ve bizi oyalamaya çalışıyor.
            Basın ve yayın organlarında faaliyet gösterenlerin ekseriyeti "tuti-i gsrbiyun"dur. Lakabı, sıfatı ve makamı ne olursa olsun bu “tavşan”ı aklımıza koymaya herkes görevli ajandır.
            Şimdi uyanma ve “kamet ve İstikamet”imizi “Kur’an”la doğrultma zamanıdır.
            Haydi intibaha.
Selam ve Sabırla…

1- En Öne Geçen Merkep, Enver Baytan, Fıkralar 2, Mevsim Yayıncılık, İstanbul 1992, s. 130-131.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?