7 Haziran 2017 Çarşamba

Evrensel Teröristlere Alkış Tutanlar



Evrensel Teröristlere Alkış Tutanlar

Veysi ERKEN

            Bitmeyen kin, bitmeyen düşmanlık süregelmektedir yeryüzünde. “Kabil ruhlu”  iki ayaklı mahluklar, diğer ifadeyle “insan şeytanları” bu sefer “Katar”ı bahane ederek “Türkiye’yi Hedef”e koydular.
Bu Siyonist haçlı şeytanlarını biliyoruz da içimizde bu kadar şeytanlara uşaklık edildiğini bilmiyorduk diyelim.
Esasında bu uşaklar yıllardır efendilerine hizmet ediyorlardı. Muhtelif sıfatlarla sıfatlandırılmış bu mahluklar artık gizliden değil, açıktan efendilerine hizmet ediyorlar.
Katar’ı bahane ederek ülkemizi hedef tahtasına yerleştiren küresel haydut teröristler dünyayı kan revan içinde bırakır ve maddi anlamda talan ederken, bizdeki kahpeleri alkış tutuyorlar.
Sadece medyayı takip edersek bu kahpeleri anlayabiliriz.
Bu gidişe dur demenin yolu yok mudur?
Elbette vardır?
Cenabı Allah’ın vahyine inanacaksın ve “kamet ve istikamet”ini o doğrultuda belirleyeceksin.
Akif'in ifadesiyle ilhamı Kur’an'dan alarak İslam’ı asrın idrakine söyletmektir çıkış yolu.
Umarım ki, içimizdeki piyonlar anlaşılır ve felaha kavuşuruz, dünyaya ilayı kelimetullah doğrultusunda niza veririz.
Tavsiyem bu şekilde tefekkür yönündedir.
Katar’ı, Yemen’i, Libya’yı, Suriye’yi, Irak’ı, Arakan’ı, Türkistan’ı ve bütün mazlum coğrafyaları anlamak ve felahlarına katkı sağlayarak emniyetimizi temin etmenin yolu budur.
Sadece Allah’a dayanacak ve cehdini buna göre yoğunlaştıracaksın.
Bu konuda yıllar öncesi yazdığım “evrensel kraliyet ve evrensel terör” başlıklı düşüncelerimi sizlerle tekrar paylaşayım. “Bugünün olaylarını ve piyonlarını anlamak ve ona göre tedbirleri almak zor olmasa gerek. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki, ilim adamı zannettiklerimiz ve yöneticiler gereğini yapmamaktadırlar. Olay ve olguları doğru anlamak için ham okumak hem de tahlil yapmak gerekir. On iki yıl (15.02.2002) öncesinde İslam coğrafyasını kuşatmakta olan küresel teröristleri şu şekilde izah etmeye çalışmıştım. Yazıda ufak tefek değişiklikler haricinde değişen bir şey yok.   “Günümüzün dünyasında “evrensel terör” vardır. Bu terörün müsebbipleri Tapınak Şövalyeliğini devam ettiren ve bin yedi yüzlü yıllardan beri “yenidünya düzeni” peşinde koşan “Evrensel Kraliyetçiler”dir.
             “Mabet ve Loca” isimli eseri okuyanların hemen fark edebilecekleri bir durumdur evrensel terör. Evrensel terörün arka planında “evrensel kraliyet” anlayışı yatar. Evrensel kraliyet peşinde olan bir avuç tapınakçı bütün dünya ülkelerinde maşaları vasıtasıyla insanlara kan kusturmaktalar.
             Evrensel kraliyetin peşinde olanlar için her yol ve her eylem mubahtır. Amaçlarını gerçekleştirmek için her düzeni ve düzenbazlığı oluşturmaktan geri durmazlar. Son marifetleri “Küresel Komutanlık” hayaliyle ilgilidir. (Yeni Şafak 25.10.2001) Felsefeleri Makyavelist görüşe paraleldir. Kim bilir belki Makyavel de onlardan birisidir.
              Evrensel kraliyet peşinde olan tapınakçılar her ülkede kendi çıkarlarını ve politikalarını koruyacak ve devam ettirecek “piyon”lar kullanırlar. Nasibini almayan ülke yok gibidir. Genel anlamda ülkelerde istihdam edilen piyonlar o ülkenin kültürüne ve insanına yabancı olanlardan( kılıkları farklı görünse de) seçilir ve ona göre yetiştirilir.
            Tapınakçıların kurdurdukları kolejlerden ve liselerden mezun olanlar arasından özenle seçilen piyonlar zamanı gelince yönetimde söz sahibi haline getirilmeye çalışılır. Bunun farkına varamayan halk piyonları kendinden sayar ve onları yönetimde söz sahibi yapar.
            Yarım asra yakın bir zamandan beri Kisenger’in himayesine mazhar olmuş ve Bilderberg toplantılarına katılmış kişilerin bilinmesi Evrensel Kraliyet peşinde olanların piyonlarını anlama ve deşifre etmek babında önemlidir.
            Uluslar arası terörü ve teröristleri anlamak için terörle Evrensel Kraliyet arasındaki bağın bilinmesine bağlıdır. Bu bağı kuramayanlar mevzii olarak gerçekleşen hadiseleri doğru okumakta ve yorumlamakta zorlandıkları görülür.
            Günümüzün dünyasında Evrensel Kraliyet anlayışında olanların sahip oldukları dev finans merkezleri ve bankaları vasıtasıyla her türlü terör eylemini gerçekleştirdikleri bir vakıadır. Para onlarda, silah onlarda, güç onlarda. Üstelik her ülkede piyon hazır.
            Ülkeler Piyonlar tarafından merkez tapınağın emelleri ve hedefleri doğrultusunda yönlendirilir. Ekran marifetiyle bu iş kolay yapıldığından medya araç olarak kullanılır. Bu durumu Nabi Avcı “Ekranların Arkasında Kimler Var” başlıklı yazısında şu şekilde dile getirmektedir.

            “Dünya tarihinde hiçbir iktidar sahibi, bugün Amerikan kitle iletişim araçlarını yönlendiren bir avuç kişinin sahip olduğu imkânlara sahip olmamıştır. Üstelik bu iktidar, hiçte öyle soyut bir ‘iktidar’ değil; bu iktidar, elle tutulur, gözle görülür bir biçimde evlere giriyor, çoluk çocuk dinlemeden milyonlarca insanın zihnini denetim altında tutuyor.
            Kitle iletişim araçlarıyla, önce bir dünya imajı çiziliyor, ardından da, çizilen bu imaj hakkında ne düşünülmesi gerektiği kitlelere empoze ediliyor. Bir başka deyişle, üzerinde düşünülecek dünya da, bu dünya hakkında düşünülebilecek şeyler ve düşünme biçimleri de, bu bir avuç insan tarafından tayin ediliyor.
            Kendi yakın çevremiz ve yüz yüze iletişimde bulunduğumuz insanlar hakkında sahip olduğumuz bilgiler dışında, dünya hakkında bütün bildiklerimiz veya bildiğimizi sandıklarımız bize günlük gazeteler, haftalık dergiler, radyolar ve televizyonlar gibi kitle iletişim araçlarından aktarılıyor, benimsetiliyor.
            Hangi haberlerin bize ulaştırılması gerektiğine, hangi sırayla ulaştırılacağına ve dünya imajımızın hangi kelimelerle çizileceğine hep bizim dışımızda yüzlerini bile görmediğimiz bu insanlar karar veriyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, bize ulaştırdıkları bu haberleri, ayrıca tahlil de ediyorlar: Böylece neyi nasıl düşüneceğimizi de bu insanlardan öğreniyoruz. Nabi Avcı, Kitle Kültürü Enformatik Cehalet,  Rehber Yayınları, Ankara 1990. 170-171.”                       
Anlaşılacağı üzere medya olarak bilinen iletişim vasıtaları yönlendirilmede en etkin silahtır. Beyinler onunla iğfal edilir. Zihinler onlarla alt-üst edilir.
            Ülkelerin içine düştüğü girdabı ve yaşadığı kaosu çözmek tapınağın ve piyonların tanınması ve etkisizleştirilmesiyle mümkündür. Hadiseye kendi ülkemiz açısından baktığımızda insanımıza büyük görevlerin düştüğünü görmekteyiz.
            İnsanımız büyük tapınağın emir kulları durumundaki piyonları hayatından çıkarmak mecburiyetindedir.
            Peki, bu piyonlar bilmek mümkün mü?
            Elbette mümkün.
             Malum mabedin ve Bilderberg toplantılarının müdavimleri Oktay Sinanoğlu Beyin tabiriyle Tutiyi Garbiyyun(Batının Papağanları) Evrensel Kraliyet peşinde olan tapınağın piyonlarıdır. Haydi, onları siyaseten hayatımızdan çıkarmaya.”
            Ülkemizde ve etrafımızda cereyan eden olayları doğru anlamaya var mısınız?
            İyi okumalar.
            Selam ve Sabırla…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?