Strateji
ve Taktik
Veysi ERKEN
Değerli
dostlar.
Türü ne
olursa olsun kendi “strateji” ve “taktik”lerini belirleyemeyen,
geliştiremeyen ve dönüştüremeyen organizasyonlar çökmeye, dağılmaya, yok olmaya
veya başka organizasyonlar içinde kaybolmaya mahkumdur.
Hadiseleri
bu bağlamda düşündüğümde ülkemizin son zamanlarda kendi strateji ve
taktiklerini geliştirmeye ve Siyonist haçlı zihniyetinin esaretinden kurtulma
gayretine girdiğini düşünüyorum.
Elbette ki,
strateji ve taktiklerde hatalar, kusurlar, eksiklikler ve yanılmalar olabilir.
Ülkemiz
adına geliştirilmeye çalışılan strateji ve taktiklerde hata olabilir.
Bunları tenkit
ve tahlil etmek her ferdin görevidir.
Siyasette
iddiası olanlar bu şekilde düşünmesi gerekirken maalesef muhalif duruş sergilediğini
iddia eden zevat itham, iftira, inkar ve karalama yoluna baş vurmaya devam
ediyor.
CHP’nin
yönetiminde yer alanları kast etmiyorum. Zaten onlardan doğru bir iş ve eylem
beklemiyorum.
Esasında bu
konuyu gündeme getirmemin sebebi son halk oylamasından önce ülkeyi sevdiğini
söyleyenlerin muhalif söylemleridir. Hala aynı teraneleri okumaya devam
ediyorlar.
Birkaç gün
önce bir dönem MHP’den milletvekilliği yapan bir arkadaşla telefonla, yine aynı
gün içinde eli kalem tutan BBP ve MHP içinde yer almış bir arkadaşla konuştum.
İkisi de
halk oylaması için kendilerine EVET versinler diye mesaj gönderdim diye sitemde
bulundular. Hatta biraz gereksiz konuştular. Kardeşlik hukukunu çiğnediler.
Üzüldüm
doğrusu. Zira yılları sağladığı bir kardeşlik hukuku vardı aramızda. Aynı ülkü
peşinde olduğumuzu söylüyorduk. Yıllarımızı bu uğurda harcamıştık. Özellikle Kenan
tufanı, 28 Şubat zemherisi mağdurlarıydık.
Hep “çağrımız
İslam’da dirilişedir” demiştik.
Mefkuremiz
göklerde dalgalanan bir sancak, Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak” diye
haykırmıştık.
Evet;
Şuna
inanmışımdır.
Yaptığınız
eylemlerde hasbi iseniz, eyleminiz cenabı Allah’ın rızasına muvafık olur.
Hesabi ise çökersiniz.
Bu iki
arkadaşa neden hayır dediklerini ve değişiklik metnini okuyup okumadıklarını
sordum.
İkisi de
metni okumadıklarını, okuma gereği duymadıklarını ifade ettiler.
Üzüldüm.
Biri
vekillik yapmış, diğeri yazı yazan biri.
İkisi de
strateji ve taktiklerini hala “Erdoğan”
ve “Bahçeli” üzerine kurguluyorlar.
Hafif bir tabirle savrulduklarının farkında değiller.
Üzüldüm.
Bunlar mı
Türkiye’ye katkı sağlayacak.
Hala Bahçelinin
muhaliflerinin ne yapacağı belli değil, hedefleri yok, gayeleri malum değil.
İtham etmek
istemem.
Sadece
soruyorum.
Arkadaşlar,
bırakın Erdoğan ve Devlet hocayı.
Sizin
gayeniz ne, hedefiniz ve Türkiye’nin gelişimi siyasetiniz nedir.
Uyanma
vakti gelmedi mi?
Tuttuğunuz
yol, uygulamaya çalıştığınız strateji ve taktikler boşuna. Maalesef davranışlarınızda
yerlilik ve millilik görülmemektedir.
Sizlere
tavsiyem şudur.
Kendi duruşunuzu ve yönünüzü belirleyiniz.
Kamet ve
istikametiniz belli olsun.
Strateji ve
taktikleriniz kamet ve istikametinizi ortaya çıkarsın.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile MÇP’den
ayrıldığının ilk haftasında Cuma günü Ankara Kocatepe camiinde karşılaştık.
Kendisine iki tavsiyede bulunmuştum.
Strateji ve
taktiklerini “ (merhum)Türkeş’in hataları”
ve “senin için eski olan kavramlar” üzerine kurma. Kurarsan başarıyı
yakalayamazsın
Sonuç
ortada.
Size de
tavsiyem.
Artık “Erdoğan” ve “Bahçeli” üzerinde konuşmayın. Zira konuştukça batıyorsunuz.
Kendiniz
olun.
Hala devam
ediyorsa “kamet ve istikamet”iniz İlayı Kelimetullah doğrultusunda
belirleyerek, strateji ve taktiklerinizi geliştiriniz.
Aksi
takdirde akıbet malumdur.
Hamiş: Moltke,
stratejiyi "Bir çare bulma, en zor
şartlar altında icraatta bulunma sanatı” biçiminde tanımlar. Beğenmiyorsanız
bir başka tarifi de ilave edeyim. Strateji; “önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için
tutulan yolların ve uygulanan yöntemlerin tümü”
Halk oylaması bitti, artık yeni
şeyler konuşalım.
Lütfen.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?