16 Haziran 2017 Cuma

CHP Yönetimi Ülke İçin CHP’yi Fesh Etmelidir



CHP Yönetimi Ülke İçin CHP’yi Fesh Etmelidir

Veysi ERKEN

            Dilimizde “kırk yıllık Yani, olur mu Kani” diye bir darbı mesel vardır. Kitap ve belgelerden değil de yaşım gereği CHP’yi yönetenlerin kırk yıllık icraatlarını bilirim. Bugüne kadar ülkenin yararına olabilecek hiçbir icraatlarına bu millet şahit olmamıştır.
            Deniz Baykal’ın bakanlığı dönemindeki kıtlık ve kuyrukları, Kılıçdaroğlu’nun genel müdürlüğü dönemindeki SSK iflaslarını unutmak mümkün mü? Bu millet unutur mu? Bu millet bilir ki, unutmak ve unutturmak pusudur.
            Bir partiyi anlamak için bir iki icraatını görmek yeterlidir. Tabiidir ki, bu durum CHP için de geçerlidir.
            CHP yönetiminin son dönemlerdeki icraatlarına bakalım. Bütün eylem ve söylemleri Türkiye’yi kuşatmak isteyen zihniyetle örtüştüğünü görmekteyiz.
            Fetö ve benzer Siyonist haçlı zihniyetinin türevleri olan örgütlerin adeta sözcüleri durumundadır. Gezideki yıkımı, Mısırdaki Sisi yönetimini ve en son Katar’ı dolayısıyla Türkiye’yi yok etmek isteyen haçlı zihniyetini savunmaları zihniyetteki birliği görmemiz için yeterlidir. Bu zihniyet kabul edilebilir bir şey değildir.
            CHP yönetiminin yaptığı muhalefet değildir. Yapılan ancak Mustafa Kemal’in şu ifadesiyle anlaşılır.
            Mustafa Kemal gençliğe hitabesinde “emellerini müstevlilerle tehvid edenlerin” iyi bilinmesini tavsiye eder.
            CHP’yi yönetenlerin kendilerini ve emellerini moda tabirle çek etmeleri ve bu anlamda CHP’yi fesh etmeleri gerekir.
            Çünkü icraatlarıyla ilgili sorulanlara cevap veremiyorlar? Birkaç misal onları anlamak için yeter de artar.
            Türkiye’nin Katar’da, Somali’de veya dünyanın başka coğrafyalarında “askeri üs” kurmaktan neden rahatsız oluyorsunuz diye sorduğumuzda “tıs” yok.
            Türkiye’nin bölgenin ve bütün coğrafyalarda “etkin” olmaya çalışmaya çalışmasını neden hazmedemiyorsunuz dediğimizde “ses” yok.
            Ya ülkedeki yatırımların önünde set çekmenizi nasıl izah edersiniz dediğimizde “lal” kesilmeler.
            Sayın Devlet Bahçeli bu konuda çok haklıdır. Mealen CHP yönetimine dediği şudur. Türkiye’nin Katar’da ne işi var diyeceğinize “Amerika’nın ve diğer haydut işgal kuvvetlerinin bu coğrafyada ne işi var” diyebiliyor musunuz?
Diyemezsiniz çünkü iradeniz yok.
            İradenizin olmadığını son casusluk olayında da gösterdiniz. Enis Berberoğlu MİT Tırları konusunda casusluk suçlamasıyla tutuklanmış. Bu konuda adaletin peşinde olacağınıza Türkiye’nin itibarını zedeleyecek sokak eylemlerine tevessül ediyorsunuz. Büyüklerinizden biri olan Demirel “sokaklar yürümekle aşınmaz” diyordu. Evet, sokaklar yürümekle aşınmaz ama adalet de tecelli etmez.
            CHP’nin yönetimine tavsiyem şudur. Bu tavsiyeyi Baykal başkan iken de defalarca yapmıştım. Kılıçdaroğlu’nun dönemin de yaptım. Tekraren tavsiye ediyorum. Sokakta değil, adaletin peşinde olunuz, CHP’yi fesh ediniz ve bu milletin hayatından çıkınız ki, ülke biraz huzur bulsun.

        İhlas Holdinge Dair

            Son iki yazım ses getirdi. Pek çok vekil ihlas holding konusundaki talebin haklı olduğunu ifade etti. Sayın vekillere ifadem ve dahi sözüm şu olmuştur. Bu talep haklı olduğuna göre sesinizi ve icraatınızı yüksek bir dille ifade ediniz.
Özellikle iktidar vekillerine sesleniyorum.
Hükümeti ikna ediniz ve bir kararname ile İhlas Holdinge el koyarak mağduriyetlerin ortadan kaldırılması ve adaletin tecelli etmesine vesile olunuz. Aksi takdirde söyledikleriniz lafı güzaftan ibarettir.
            Adalet için icraat.
 Hemen icraat.

            Bedellinin Dedikodusu Değil Kendisi Olmalıdır

            Sayın cumhurbaşkanı.
            Bedelli bir ihtiyaçtır. Hem de düşük bir bedelle “BEDELLİ” acil ve devamlı bir ihtiyaçtır.
            Bu konuyu anayasanın 72. Maddesinin “vatan hizmeti” başlığı veya askerlik kanununun “askerlik” tanımı çerçevesinde izahı çok kolaydır. Bunu defalarca yaptım.
            Buna gerek duymuyorum.
            Sadece son bir yıldaki olay ve olgular çerçevesinde baktığımızda “BEDELLİ”nin bir ihtiyaç olduğunu tekraren görürüz.
            Malumunuzdur ki, dış mihrakların piyonu, maşası ve uşağı olan terör örgütlerine karşı yapılan mücadelede PÖH ve JÖH’lerle birlikte diğer uzmanlardan oluşan birlikler sayesinde başarı elde ediliyor.
            Özellikle 15 Temmuz Siyonist haçlı zihniyetinin uzantılarına karşı gençliğin direnişi göstermiştir ki, bu ülkenin her ferdi gerektiğinde asker olur ve her tür bedeli ödemeye hazır olduğunu gösterir.
            15 Temmuz direnişinin gençleri işinde, aşında olan gençlerdir. Bu gençler her türlü istilaya direnecek ve def edecek ruhtadır. Milli ve yerlidir.
            Geliniz “BEDELLİ"yi gündeme getiriniz ve bu gençleri işinden, aşından ve eşinden dolayı mağdur etmeyiniz.
            Sayın Cumhurbaşkanı
PÖH, JÖH ve diğer uzman alanlar için yapılan müracaatları dikkate alırsanız bu konuda gençlerin hakkını teslim edeceğinize inanıyorum. POH’e, JÖH’e ve harp okullarına talep yüz binlerle olduğunu herkes gibi siz de biliyorsunuz.
            Bunun için diyorum ki, şimdi BEDELLİ ve gençleri mutlu etme zamanıdır.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?