17 Ocak 2025 Cuma

Alaz Martı*

 Alaz Martı*

Veysi Erken Dr.

“Alaz Martı Bu Dünyadan Bir Muhsin Geçti”

Evet.

Bu dünyadan bir “Muhsin” geçti. Bu dünyada kalıcı olan yok. Her nefis ölümü tadacaktır.

Ehemmiyetli olan bir sadaka-i cariye bırakmak ve hem kendi nesline hem de kendinden sonraki nesillere numune-i imtisal, usve olmaktır.

Dünyadan bir Muhsin geçti ve hayatıyla bilhassa gençliğe  "usve-i fityan" olmaya çalıştı.

Hayatı Allah yolunda, İ’lay-ı Kelimetullah için dünyada nizam kurmak için maceralarla geçti ve dünyevî hayatı Keş dağında kar denilen beyaz örtünün altında nihayete erdi.

O hayatını Allah yolunda infak eylemeye çalıştı. “Allah yolunda infâk ediniz de, kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız. Bir de ihsanda bulununuz! Zira Allah, muhsinleri sever.” (el-Bakara 2/195) ayetine göre yaşamaya çalıştı. “Binnetice Allah da kendilerine hem Dünya sevabını verdi hem de Ahiretin güzel sevabını, öyle ya Allah güzel iş yapan Muhsinleri sever. Âl-i İmrân-148

“Alaz Martı, Bu Dünyadan Bir Muhsin Geçti” merhum Muhsin Yazıcıoğlunun hayatını konu edinir.

Bir nevi belgesel roman.

Çocukluğundan kar denilen beyaz örtüye bürünene kadar geçen bir ömrün süreci işlenir.

Ateş gibi bir hayatı vardır.

Çağrımız İslam’da dirilişedir hakikatine iman etmiştir.

Bu gaye peşinde koşarken yuvasından iftirak eder, ayrılır.

Başka bir sahada uçmaya karar verir etrafında toplananlarla birlikte.

Martı zanneder etrafındakilerini.

Meğerse epey karga ruhlular vardır etrafında.

Bu kargalar ilk günden beri yanlışa yönlendirmeye çalışır.

İlk seçimleri mahallidir.

Genel seçimler yaklaştıkça kargalar etrafına üşüşür ve başka bir fırka ile seçime girilmesi sağlanır.

Alaz Martı”nın ilk hatasıdır ve ilk düğme yanlış iliklenmiştir.

Etrafındaki martıların görüşleri dikkate alınmaz ve karga sürüleri, bilhassa leş kargaları etrafını çevirir.

İlk düğmenin yanlış iliklendirildiğini bilen ama samimi olan martılar onu terk etmez.

Beraber uçmaya devam ederler.

Onlar biliyorlardı ki o bir “Muhsin” idi.

Bilhassa gençliye olmaya çalışan hayatı çilelerle dolu olan biriydi.

Partinin yanlış uçurulmaya çalışıldığını, leş kargalarının kendisini yanlış yönlendirdiğini bile bile samimi ve ihlâslı martılar onu terk etmeci.

Bir avuç dolusu kadardı samimi martılar.

Alaz Martı’yı sadece yakınındaki kargalar değil, cemaat, tarikat mensuplarının bir kısmı da yanıltmaya yolundan saptırmaya çalışıyordu.

Bir toplantıda kendisine “esnek(!)” olması tavsiye edilince Allah bizlere “emrolunduğun gibi dosdoğru” demiyor mu?

Bizler Allah’ın emrini, Hz. Peygamber’in sav sünnetini mi terk edeceğiz diye haykırıyordu.

O doğru yaşamaya, dik durmaya ve düz olmaya çalıştı, saniyesine hükmedilmeyen bir hayat için fırıldak olmamaya gayret etti.

Buna şahitli ediyorum.

Elbette bir beşer olarak yanlışları, kusurları ve hataları olmuştur.

Buna rağmen o bir "Muhsin"di ve “usve-i fityan”dı.

Hayatı ve mücadelesi gençliğe örnek olarak sunulmalıdır.

Alaz Martı buna bir katkı olsun diye yazılmıştır.

Romanı yazan Osman Seçgin bey’e teşekkür ediyorum.

Bu örneklikler “Büyük Birlik Tasavvuru”nu pekiştirir.

Gençliğin İ’layı Kelimetullah için Nizam-ı âlem davası için cehd etmelerini sağlar. Akınlarda bulunmalarını sağlar.

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şen olmalarını sağlar.

Haydi, iyi okumalar ve anlamalar.

Selam ve Sabırla… 17.01.2025

*Alaz Martı,  Osman Seçgin, Morena Yayınları, Konya- Ekim 2024

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?