9 Ocak 2025 Perşembe

Bana Göre… Diyen Şeytanlar

 "Bana Göre…" Diyen Şeytanlar

 Veysi ERKEN Dr.

Müslüman toplumların içinde her asırda ve zamanda “bedevi” karakterli münafıklar bulunmaktadır.

Genel anlamda bunlar aynı zamanda hem cahil hem de fasık, fettan ve facirdirler. İnanmadıkları halde iman ettik demekten ve “bana göre” diye ahkâm belirtmekten geri durmazlar.

Bu münafıkları ayetler şöyle açıklamaktadır. “Bedevîler, “İman ettik” dediler. Şunu söyle: “Henüz iman gönüllerinize yerleşmediğine göre, sadece boyun eğdiniz. Bununla beraber Allah’a ve resulüne itaat ederseniz yaptığınız hiçbir şeyi boşa çıkarmaz; Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” Müminler ancak, Allah’a ve resulüne iman eden, sonra şüpheye düşmeyen, Allah yolunda malları ve canlarıyla cihad eden kimselerdir. İçleri dışları bir olanlar işte bunlardır. De ki: “Allah göklerde ve yerde olanları bildiği halde Allah’a dininizi öğretmeye mi kalkışıyorsunuz! Allah her şeyi bilmektedir.” Boyun eğmelerini sana bir iyilik yapmış gibi gösteriyorlar. Onlara şöyle de: “Boyun eğmenizi bana yapılmış bir iyilik saymayın. Eğer samimi iseniz (bilmelisiniz ki) sizi imana yöneltmekle asıl Allah size lütufta bulunmaktadır.  Hucurat; 14-17

Ayetler kısaca şu şekilde izah edilmektedir. Günlük dilde ve terim olarak İslâm, Hz. Muhammed’e vahiy yoluyla bildirilen dinin adıdır. Bu dine iman eden ve gereğini yerine getirmeye çalışan kimselere de Müslüman denir. Ancak İslâm kelimesinin sözlük mânasında “boyun eğmek, teslim olmak” da vardır. Bedevîlerin yaptığı da İslâm’ın bu sözlük mânasını gerçekleştirmekten ibaret idi.

Çünkü 15. âyeti de göz önüne aldığımızda bir kimsenin gerçekten iman etmiş olabilmesi için kendisinde şu inanç ve davranışların gerçekleşmiş olması gerekmektedir: 1. İslâm’ın taleplerini yerine getirirken bunların Allah ve resulünün emirleri olduğuna, Allah’tan geldiğine, O’nun emirlerine itaat etmenin insana, dünya ve âhiret mutluluğunu sağlayacağına kalbi ile de iman etmiş, inanmış olmak. 2. Bu inancında asla şüpheye düşmemek, aklı ve duygularıyla ikna olmuş, bu inanca bağlanmış bulunmak. 3. İslâm’ı ve Müslümanları korumak, dininin güçlenmesi için malını ve gerektiğinde canını vererek çalışmak, çabalamak, olanca gücünü harcamak.

Bağlamdan anlaşıldığına göre “Biz de müminiz, inandık” diyen bedevîler henüz cihad ile sınanmış ve imanlarını ispat etmiş değillerdi. İmanlarının kalplerine yerleşmiş olmadığı hükmüne gelince, bunu ancak Allah bilirdi ve peygamberine böyle olduğunu bildiriyordu. Şayet Allah bildirmeseydi, peygamber dâhil herkesin, “Ben müminim” deyip emirlere itaat edenleri gerçekten ve kalpten inanmış saymaları, böyle bilmeleri gerekecekti. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Hucur%C3%A2t-suresi/4626/14-18-ayet-tefsiri

Hâsılı kelam.

Hiçbir bilgiye, belgeye, araştırmaya, sormaya, soruşturmaya başvurmadan konuşmalarına, sözlerine “Bana göre…” diye başlayanların ekseriyetinin münafıklardan, fasıklardan, fettan ve facirlerden oluştuğunu görüyoruz.

Maalesef içimizde Siyonist haçlı zihniyetinin ektiği, çimlendirdiği, beslediği, büyüttüğü “bana göre…”ciler haddi aşmış ve toplumu büyük ölçüde ifsad etmiş vaziyettedir.

“Bana göre....”ci şeytanların şerlerinden korunmanın bir tek yolu vardır, Allah’a iltica etmek ve vahyini sünnetle yaşamaktır.

Rabbulalemin ümmeti “bana göre…” diyen siyonistlerin "soykırım dini"ni bize telkin eden şeytanların şerrinden muhafaza etsin, yönetimleri Allah yolunda tedbir almayı nasip ve müyesser eylesin.

Selam ve Sabırla… 09.01.2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?