27 Ocak 2025 Pazartesi

Kıl ve Akıl/Bahane ve Çare

Kıl ve Akıl/Bahane ve Çare

Veysi ERKEN Dr.

Daha önce  Akıllı mı?  A kıllı mı?” diye bir yazı yazmıştım. Bir dostum “kıl” ve akıl” kavramlarını dikkate alan güzel bir söz vardır onu esas alarak yazı yazabilirsin diye fikrini beyan etti.

Söz şu: “Bahane kıl gibidir herkeste bulunur Ama çare akıl gibidir az kişide bulunur... Lao Tzu”

Doğru bir sözdür.

Hem kıl akıl hem de bahane çare arasındaki ilişkiyi açıklıyor. Bahanenin “kıl” gibi” herkeste bulunduğu çarenin ise “akıl” gibi herkeste bulunmadığı aşikârdır.

Bahane çare ilişkisini de anlatan o yazımı fazla değiştirmeden paylaşayım.

“Kıl oldum” ifadesini duymayan yoktur zannediyorum. Hoşlanmamak, (birine) sinirlenmek anlamlarında kullanılan bir deyim. Herkeste bulunur.

İslami anlamda Müminlerin hoşlanmadığı, kıl olduğu tipler münafıklardır. Edep, hayâ, ahlak gibi sıfatlardan beridirler, uzaktırlar.

Müslüman vücutta bulunan “kıl”lara kıl olmaz. Edepsiz ve dahi çare aramayanlara “kıl” olur.

Merhum Necip Fazıl;

 "İnsanda yok ise 'Edep',neylesin medrese, mektep!

Okusa Âlim olsa yine merkep, yine merkep." şeklinde tavsif ederA kıl”lıları. Bazıları “AAA kıl”lı evsaftadır. Birinci sınıf “A kıl”lıdır. Bahaneleri çok, çare olma nitelikleri yoktur.

“A kıl”lı olup bahanesi olanlar her meslekte vardır. Günümüzün Türkiye’sinde mebzul miktarda vardır ve zibil gibi her tarafa yayılmışlardır.

Neyzen Tevfik “A kıl”lı olan birini şöyle tavsif eder.

Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler,

Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus, dediler.

Künyeyi almak için, partiye ettim telefon,

‘Bizdeki kayda göre, o şimdi mebus dediler.”

A kıl olan münafıklar ve kâfirlerin tutumlarını Kur’an-ı Kerim şöyle ifade eder.

“Allah’ın daveti karşısındaki tavırları itibariyle kâfirlerin hâli, tıpkı çobanın çağrısını duyduğu halde, bu sözleri manasız bir ses ve gürültü olarak algılayan sürünün durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Çünkü akıllarını kullanmazlar. Bakara 171”

Mesela onlar A kıl ve bahane üretenler olduklarından şu çağrıya kulak tıkarlar.

“Onlara şöyle de: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim: O’na hiçbir şeyi ortak koşma­yın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla ço­cuk­la­rınızı öldürmeyin; çünkü sizi de onları da biz rızıklan­dırıyoruz. Açık olsun, gizli olsun hiçbir günaha ve kötülüğe yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz için Allah’ın size emrettiği hususlardır." En’am 151”

Sebebi malum. “A kıl”lı ve bahane üretenler akıllarını kullanmazlar, akıllarını kullanma yetisine sahip değiller ki çare üretsinler.

Akıllarını kullanmayanlar için ayette Allah, akıllarını kullanmayanların kalpleri üzerine manevi pislikler yağdırır. Yunus 100” denilmektedir.

Sahi siz hangi gruptasınız.

Ayetlere uyan, yaşayan “Akıllı”lardan mı yoksa “A kıllı”lardan mı?

Geliniz Allah’ın ipine topyekûn sarılalım ve “akıllı”lardan, çare üretenlerden olalım.

Bu bir davettir.

“Akıllı” olmak için Kur’an-ı Kerimi okumak, öğrenmek, anlamak ve yaşamak gerekir ki “kalplerimiz” mühürlenmesin , “A kıllı” ve bahane üreten olmayalım”.

Selam ve Sabırla… 27.01.2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?