13 Şubat 2025 Perşembe

Türkiye KATAR’ı Sahiplendiği gibi FİLİSTİN’i sahiplenmelidir

 Türkiye KATAR’ı Sahiplendiği gibi FİLİSTİN’i sahiplenmelidir

Veysi ERKEN Dr.

Dün Trump, piyonları ve uşakları marifetiyle KATAR’a çökmeye çalışmıştı. Uşakların başında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği ve Mısır ile Bahreyn yer alıyordu.

Bugün de aynı mel’un Şeytan ve Siyonist haçlı ekibi GAZZE’ye, FİLİSTİN’e ve bütün mazlum coğrafyalara çökmeye çalışıyor.

Oyun ve senaryo değişmiyor.

Türkiye, Müslüman ve insan olan bütün liderleri ikna ederek GAZZE’yi, FİLİSTİN’i sahiplenmeli, soykırım dininin mensupları olan Siyonistlerin kışlasını, İsrail’i tasfiye etmelidir.

Dünyanın huzuru Siyonist haçlı zihniyetinin tasfiyesiyle mümkündür.

Dün, 2017’de başarılan bugün de fazlasıyla başarılır biiznillah.

Kararlı duruş, güven, iman, sabır ve cehd zaferi getirir, GAZZE’yi, Filistin’i özgürleştirir ve bütün Siyonist haçlı zihniyetini tarumar eder.

Katar’la ilgili doğru bir analiz yapılmıştı.

“Haziran ayı başında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği ve Mısır ile Bahreyn’in de aktif olarak destekledikleri Katar’a yönelik kara, deniz, hava ambargosu ve muhasarası, dünya gündeminde dikkatle takip edilen konuların başında geldi. Krizin başlangıcında söz konusu Arap Koalisyonu bu karara gerekçe olarak Katar’ın terörü desteklediğini ve finanse ettiğini, ayrıca Katar-İran ilişkileri noktasında duydukları endişeyi gösterdi ve bu konuda hem kendi kamuoyunu hem de uluslararası çevreleri ikna etmeye çalıştı.

İlerleyen günlerde de kararından geri adım atmayan Koalisyon, 22 Haziran’da müzakereye kapalı olduğunu açıkladığı 13 maddelik bir talepler listesi yayınladı.

Açıklanan talepler listesindeki en dikkat çeken maddeler arasında Al-Jazeera televizyon kanalı ve Katar’da inşa edilen 5.000 asker kapasiteli Türk askerî üssünün kapatılması yer alıyordu.

Krizin boyutunu ve hacmini farklı bir pozisyona taşıyan söz konusu ülkelerin doğrudan Türk üssünü hedef almaları ise elbette önemli bir mesaj niteliğindeydi.

Bugüne kadar Katar krizi ile ilgili yapılan analizlerde Koalisyon ülkelerinin Katar’a karşı tutumları, genel anlamda sahip oldukları tarihî, toplumsal ve bazı kültürel ayrılıklar üzerine temellendirilmiştir. Bununla birlikte krizin başından bu yana devam eden süreçte ABD Başkanı Donald Trump’ın krizdeki rolü, Mısır’da darbe ile başa gelen Abdulfettah Sisi’nin Müslüman Kardeşlere karşı tavrı, söz konusu ülkelerin bölgeye yönelik vizyonları ve politikalarındaki farklılıklar günden güne ön plana çıkmıştır. Diğer yandan krizin suni olduğu ve aslında koalisyon ülkelerinin iddia ettiği gibi ciddi herhangi bir sebebin olmadığı yorumları da yapılmıştır.

Bunlar dışında Katar krizi ile birlikte gelişen olaylarda en dikkat çeken konuların başında Türkiye’nin tutumu ve takındığı pozisyon gelmektedir. Zira Türkiye, kriz karşısında belirlediği pozisyonu itibarıyla hem ciddi risk almış hem de Suudi Arabistan ve BAE gibi çok büyük finansal güçleri karşısına alma riskini de göğüslemiştir.

Kriz karşısında taraflar arasında kalan ve bir tercihte bulunmak mecburiyeti duyan Türkiye, başta Suriye olmak üzere Libya, Mısır, Irak ve Afrika’nın bazı yerleri ile Balkanlar’da çeşitli konularda ciddi iş birlikleri içinde olduğu, özellikle finansal anlamda ittifak ettiği Katar’ın egemenliğine saygı duyulması gerektiği yönünde bir tavır takınarak önemli ve cesur bir duruş sergilemiştir.

https://www.insamer.com/tr/katar-krizi-turkiyenin-asker-gondermesi-ve-uluslararasi-duzendeki-degisimler_751.html

Analizden de anlaşılacağı üzere asıl hedef Türkiye’dir. Siyonist haçlı zihniyeti içimizdeki uzantılarını da harekete geçirmiştir. Dikkatli olunması gerekir.

Her şeye rağmen Türkiye kendini hedef alanları tarumar edecek, içinde yer aldıkları “in”leri bertaraf edecek güçtedir. İman, cesaret, sabır ve cehdtedir.

İnanıyoruz. Allahın yardımı ve fetih yakındır.

Acilen GAZZE’ye, Filistin’e askeri üsler kurulmalı, himaye edilmeli ve gerekirse vilayetimiz olarak tescil edilmelidir.

Boşa harcanacak zaman yoktur.

Selam ve Sabırla… 13.02.2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?