MESCİD-İ AKSA VE GAZZE ÇAĞRISI
Veysi ERKEN Dr.
DÜNYA ÇAPINDA İLERİ GELEN 100 ÂLİM’DEN, MÜSLÜMANLARA, GAZZE’DEKİ İŞGALE KARŞI TOP YEKÜN SEFERBERLİK ÇAĞRISI! BİLDİRİ METNİ VE TERCÜMESİ ŞÖYLEDİR ACİL!
”Bismillahirrahmanirrahim,
Cenab-ı Hak Teâlâ ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
“İndirdiğimiz açık hükümleri ve doğru yolu, biz Kitap’ta insanlara açıkladıktan sonra gizleyenler var ya, işte onlara Allah şüphesiz ki lânet eder (onları rahmetinden kovar); bütün lânet edebilenler de onlara lânet eder ...” (Bakara, 2/159).
Bu ilahî emirden hareketle; şer‘î sorumluluklarını yerine getirmek, hakkı haykırmak ve sözle cihat etmek amacıyla ümmetin âlimleri; ümmetin seçkinlerine, kamu tüzel kişiliklerine, dünyanın dört bir yanındaki geniş halk kitlelerine ve sivil toplum örgütlerine bu bildiriyi ilan etmektedir. Onların bu konuda dayandığı şer’î dayanaklar aşağıdadır:
1. Mukaddes bir cihat olarak direnişin desteklenmesi.
Mescid-i Aksa’ya ve tüm Filistin halkına yönelik saldırıyı püskürtmek amacıyla yürütülen direniş, İslam’ın en yüce zirvesi olan mukaddes bir cihattır.
2. Direnişe bağlılık ve destek.
Kahraman Filistin direnişi bizim bir parçamızdır, biz de onların bir parçasıyız. Onlara dost olanı dost bilir, onlara düşman olanı da düşman biliriz. Yahudi ve Hıristiyanları dost edinip onlara Müslümanlara dost olan (onlara yardım eden) herkes İslam’dan çıkmış (mürted) olur.
3. Filistin toprakları vakıftır, bu toprakların bir karışından bile vazgeçilemez:
Mescid-i Aksa’yı özgürleştirmek ve ona sahip çıkmak, İslam’ın akidesinden bir inanç esası ve Allah’ın şeriatından bir hükümdür. Filistin’in tamamı kıyamete kadar İslamî vakıftır. Filistin’in herhangi bir parçasının kâfire satılmasının, en küçük parçasından bile vazgeçmenin, veya ne şekilde olursa olsun kâfirlere verilmesinin haram olduğu konusunda ümmetin icma’ı sabit olmuştur.
4. Gazze’ye destekten kaçınmak veya destekte ağır davranmak, savaştan kaçmaktır.
Bu diyarda yaşayan herkesin Gazze’ye yardım etmesi, tartışmaya ve hiç görüşe medar olmayacak şekilde farz-ı ayn’dır. Kim bundan yüz çevirirse, bozgun günündeki “savaş kaçkını” olur. Bozgun zamanında savaştan yüz çeviren kimse, bu kaçışı ve cihadı terk etmesi nedeniyle sebep olduğu zarar ve tehlikeler ölçüsünde vizrini (günahını) yüklenir.
5. İşgalcilerle mücadele etmek farzdır.
İşgalcilere karşı Müslümanların cihadı, savunma cihadından öte geçmemektedir. Yahudilerin Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya ve Filistin’e yönelik saldırıları, Müslümanları savunma cihadını zorunlu kılmaktadır. Çünkü düşman, Müslümanların din, namus, toprak, can, ruh ve malına saldırmıştır ki, bunlardan biri bile Müslümanlardan gücü yetenin seferber olup cihada çıkması için yeterlidir.
6. Gazze ve Filistin’e geçişleri kapatmak Allah’a ve Rasulü’ne ihanettir.
Sınır komşusu olan ülkeler, genel seferberlik için geçişlere, mücahitlerin girişine ve muhtaçlara yardıma izin vermek zorundadır. Özellikle Refah Sınır Kapısı, hayat damarıdır ve hiçbir şekilde Allah yolundaki bu seferberlik faaliyetine engel olamaz. Refah Sınır Kapısı’nın kapatılması, kesin olarak, Allah’a, Resulü’ne ve müminlere ihanettir. Yardım ulaştırılamaması nedeniyle Gazze halkından biri hayatını kaybederse, sınırı kapatanlar, ihmali (asıl olarak kasdi) surette o ölümlere sebep olmuş kabul edilir.
7. Savaş sathının dünya geneline yayılma ihtimali:
Düşman (saldırıları) engellenmez ve derhal durdurulmazsa, bu tutum, saldırıya destek vermek anlamına gelir ki bu durum, (daha büyük bir savaşın) patlak vermesine ve savaşın geniş bir alana yayılmasına yol açar.
8. İşgalci sıfatı ile sivil vatandaş sıfatı, bir şahısta cem etmez. (Yani, işgalci olana sivil vatandaş diyemeyiz...).
Cins ve sıfatı ne olursa olsun, Filistin topraklarını gasp eden herkes, o diyara yerleşen her bir işgalci, suçlular kapsamındadır ve o şahıslar, bizzat savaşçı ve tecavüzcüdür; masum bir sivil değildir.
9. Genel seferberlik farzdır.
Müslümanlar, ellerinden gelen bütün imkânlarla genel seferberlik ilan edip, fırsat buldukları bütün yollarla düşmanla savaşmaları vacip/farzdır. Keza, düşmanın ve düşmanı destekleyen büyükelçilikleri önünde protestolar düzenlemek de vaciptir.
10. Düşman destekçilerini boykot etmek farzdır.
İşgalci rejimin ve onu destekleyen bütün şirket, fabrikalarla, işgalcileri destekleyen devletlerin mallarına ve ürünlerine karşı boykot vaciptir/farzdır. Onlarla ticaret ve karşılıklı ilişki haramdır. Bu, iktisadi savaşın bir şeklidir.
11. İşgalciyle yapılan barış ve normalleşme anlaşmaları geçersizdir.
Gazze’ye yapılan bu saldırıdan önce işgal rejimiyle yapılan tüm barış ve normalleşme anlaşmaları, uluslararası anlaşmalar da dâhil olmak üzere, şer‘an geçersizdir, itibar edilmez. Nitekim, Buhari ve Müslim’de gelen hadisi şerifte, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“… Müslümanların zimmeti birdir; her seviyedeki Müslümanın (en zayıflarının) zimmeti de bu zimmete dâhildir…” (Buhari, 1870, 6755; Müslim, 1370).
[Yani, Müslümanların en zayıfı dahi bir zimmiye eman verse, bunun tüm Müslümanları bağladığı gibi; kafirler veya bir zalim tarafından Müslümanların en zayıfından birinin kılına dokunulduğunda da, o Müslümanın hukukunu korumak tüm Müslümanlara borçtur. Hadisin devamında da; Allah’ın, meleklerin ve bütün lanet eden insanların lanetinin, bu zimmete riayet etmeyenlerin üzerine olacağı bildirilmekte ve kıyamet gününde bunlara hazırlanan azaptan vazgeçilmeyeceği ve bu azabın kaldırılması için de şefaat ve tövbe dahil hiçbir şeyin (sarfün velâ adlün) kabul edilmeyeceği” haber verilmektedir. (Buhari, 1870, 6755; Müslim, 1317. Bkz. Fethu’l-Bârî, IV/101-104; vd.)].
Kardeşlerinize yardım ediniz!
(İnşallah, Türkiye’mizin duyarlılığı başka İslam ülkelerinde de tezahür eder).”
Selam ve Sabırla… 17.02.2025
Bildiriyi ileten kıymetli dostumuz Ahmet Lale’ye teşekkür ediyorum.
Not: Bidiriyi yayınlayanlar.
Umman Sultanlığı Müftüsü’nün yönlendirmesiyle, Ümmetin en büyüklerinden 100 âlim, GAZZE’nde cereyan eden küffar işgaline karşı sürpriz bir fetva yayımladı.
“Aksa ve Gazze Çağrısı” başlığıyla ilan edilen bu uluslararası bildirinin başını, Şeyh Muhammed el-Hasan ed-Dedvü ve Gazze’deki “Filistin Âlimler Birliği Başkanı”, Dr. Mervan Ebu Ras çekmektedir. (Bazı kaynaklarda 70 âlimden söz edilmektedir. Âlimlerin isimleri için bkz. https://search.app/dJWsXEjNiTB25kvCA ).
Bu bildiriyi okumak ve anlamak, nihai derecede önem arz etmektedir. Zira, bu çağrı, top yekûn İslam ümmetine yönelen saldırı ve bu hücumun büyüklüğü kadar tavizsiz ve kararlı, anlam ve ifade bakımından da güzel bir çağrıdır. Allah bizden ve onlardan kabul buyursun, ümmete de idrak ve şuur nasip etsin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?