Yol odur ki bizi Hakk’a ulaştıra
Veysi ERKEN Dr.
Duamız, talebimiz, isteğimiz ve dileğimiz Allah’ın rızasını kazanmak, bu anlayışla cihad etmektir. “Bizi dosdoğru yola eriştir; Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna. Gazaba uğrayanların ve azıp sapanların yoluna değil. Fatiha, 6-7 diye dua ederiz.
Necatımız, kurtuluşumuz gazaba uğrayanların yolundan gitmemekle mümkündür.
Cehdimiz ve gayretimiz bunu göre şekillenmelidir. Ayette “Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan budur. Saf-11” buyrulur.
Yunus hakikat yolunu şu şekilde izah eder.
“Yol odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakk’ı göre
Er odur alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden sana nazar ola
İçin dışı pür nur ola
Beli kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil”
Necip Fazıl Hakk’a gitmeyen, çıkmaz olan yolu şöyle tasvir eder.
“Durun kalabalıklar,
bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun,
durun, bir dünya
iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu içimden, şey, her şeyi
tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın
buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür,
borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah
olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas,
ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı
dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılâp”.
Rabbulalemin bizleri çıkmaz yollardan muhafaza eylesin doğru yolu, sırat-ı müstakimi hidayet etsin.
Selam ve Sabırla…09.02.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?