Allah’ım İlmimi Arttır
Veysi ERKEN Dr.
İlminin artmasını ve insanlığa faydalı olmak isteyenler “Rabim ilmimi arttır de. Tahâ-114” diye dua ederler.
Onlar biliyorlar ki, ilim sahibi olup bilenler bilmeyenlerle bir değildir. “İnsanın başına bir sıkıntı geldi mi rabbine yönelip O’na yalvarır; sonra rabbi ona katından bir nimet verince, daha önce yalvardığını unutarak yolundan saptırmak için Allah’a eşler koşmaya kalkar. De ki ona: “İnkârcı tutumunla biraz eğlenedur bakalım! Gerçek şu ki sen ateşi boylayacaklardan birisin! (Bu adam mı,) yoksa âhiret kaygısıyla ve rabbinin rahmetine nâil olma ümidiyle gece vakitlerinde secde ederek, ayakta durarak kendini ibadete veren kişi mi (daha iyi)?” De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!” Doğrusu ancak akıl iz‘an sahipleri bunu anlar. Zümer, 8-9”
Günümüzde herhangi bir konuda birkaç yazı okuyan “echel”ler kendini” âlim” görmeye başlar. Hatta büyüklerimiz şöyle benzetme yapıyordu. “Emsile”yi bitiren kendini Allah kadar bildiğini sanırmış (hâşâ). “Bina” ya geçince o kadar değil resul kadar bildiğini, “izzi”yi bitirince de hiç bir şey bilmediğini öğrenirmiş.
Günümüzü yansıtan benzetmedir. Birkaç yazı okuyan kendini sadece âlim” değil, “allame” zannediyor, dua etmeyi unutuyor ve bilgisini kendinden biliyor..
Hakikat böyle değildir. “âlim” olmak için pek çok hususun bir araya gelmesi gerekir. İmam Şafii bir hikmetli sözünde ilmin tahsil için altı niteliğin olması gerektiğini ifade eder. Bunları şöyle sıralar.
“Zekâ,
Hırs,
İctihad/gayret/çaba,
Belagat,
Üstadın sohbeti, ders alma, tedrisat
Uzun bir zaman”
Bu niteliklere sahip olmayanların “âlim” olmaları zordur.
Mümkün olduğu kadar kendini “âlim” zanneden “echel”lerden uzak durmakta fayda vardır.
Peki, âlim kimdir?
“ Âlim”.
Dertlere derman olması gereken kavramdır “âlim”.
Âlim Arapça “alime” fiilinden türeyen ism-i fail kalıbında olan bir kavramdır. Kalıbına uygun olarak anlamlandırılacak ve kullanılacak olursa, âlim, “bilgiyi üreten” anlamını taşıdığı görülür. Gerçek bu iken biz “malumat” sahibi olanı “âlim” zannetmekteyiz.
Hakikatte “malumat sahibi olmak” ile “âlim olmak” arsında büyük farklılıklar vardır.
Âlim, kitaba hâkim olandır. Kitabın “satır aralarını okumak” âlime has bir özelliktir. Âlim satır aralarını anlamlı hale getirir. Mukallit değildir. Kendine has görüşleri ve yorumları söz konusudur.
Âlimin kitaba hâkim olma özelliğine sahip olamayanlar ise ancak kitaba mahkûm olur. Kitaba mahkûm olan ancak malumat, bir başka ifade ile bilgi sahibi olabilir. Bizim temel hatalarımızdan birisi âlim ile malumat sahibi olanını karıştırmamızdır.
Âlim kendine ne kadar “özgün” ise, malumat sahibi o kadar “özgün”lükten uzaktır. Özgün olamayan malumat sahibi nakilden ve tekrardan kurtulmaz, kurtulamaz.
Âlim gerektiğinde eleştirir, kendini ifade eder. Bilgi sahibi( malumat sahibi) ise nakleder, aktarır. Âlim üretir. Malumat sahibi taşır. Akıl ve nakil kavramları âlim ile bilgi sahibi arasındaki farkı yansıtır. Biri akleder, diğeri nakleder.
Medeniyetlerin gelişmesi peygamberlerin varisleri olan âlimlerin akılları ve eserleriyledir. İcat eden, farklılaştıran ve yol gösteren âlimlerdir. Bu fen bilimlerinde olduğu gibi sosyal alanlarda da karşımıza çıkar.
Değişmezler içinde değişimi gerçekleştirmek âlimlere münhasırdır. Gelişim ve dönüşümün oluşumunda âlimin etkisinin büyüklüğünü vurgulayan en güzel tespitlerin başında “âlimin ölümü âlemin ölümüdür” gelir.
Geçmişten intikal eden bilgilerin yenileyicisi durumunda olan “âlimler”in azlığı söz konusu olursa medeniyetler ve yaşayış tarzları donuklaşır ve zamanla yok olur.
Bu bağlamda tefekkür ettiğimizde bizim medeniyetimizin ihyası için âlimlere ihtiyacımızın büyüklüğü küçümsenemez. Eleştirenin, kendini ifade edenin ve katkı sağlayanın, bir başka ifade ile âlimlerin önünü tıkayan bir mantık ve sistem medeniyetin çökmesine yol açar.
Netice itibarıyla unutulmaması gereken husus ilim tahsili için fertlerde niteliklerin bulunması ve işlenmesi gerçeği ve bunlara dayalı olarak bilinen âlimlere sahip çıkılmasıdır.
Duamız “Rabim ilmimi arttır”dır.
Selam ve Sabırla… 20.11.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?