İslamsız Eğitimin Sonucu Felakettir
Veysi ERKEN Dr.
İçimizdeki gayrı Müslimler ve Müslüman görünümlü gayrı Müslimler gittikçe azgınlaşıyor, İslamî olabilecek her şeye karşı çıkıyor, terbiye kavramını toz duman ediyor.
Etkililer ve yetkililer ise seyrediyor.
Adeta onlarla işbirliği halinde koltuklarında kurulu oturuyor.
Terbiyesizlik terbiye diye yutturuluyor.
Bilindiği üzere maarifin, eğitimin iki boyutu var.
Talim ve terbiye.
Terbiye boyutunda ülkemiz iflas halinde.
Manzara ortada.
Fazla söze gerek var mı?
Terbiye sıfırlandı, nesiller kuşak oldu.
İnsanda ulvi, değerli gaye yok, ahlak yok, hayâ yok, hak hukuk yok.
Varsa yoksa behimi arzular, şehevi arzular, mal mülk biriktirmeler, maddeye tapmalar.
Menfaat ve her tür ahlaksızlık ilah edinilmiş.
Köpekler ilahlaştırılmış.
İnsan ve insanlık unutulmuş.
Vahşet ve zulüm revaç bulmuş.
Altta kalanın canı çıksın anlayışı ahlak olmuş.
İşte Siyonist haçlı zihniyetlilerin, jöntürk ve ittihatçı anlayışın mirasçılarının, takipçilerinin, sabetaycıların ektikleri.
Eğitim kurumlarında saçılan tohum ahlaksız kuşaklar olarak toplumda yeşeriyor.
Tabii ki diken ekip buğday biçilmez.
Diken ekip buğday biçmek mümkün mü?
Heyhat yıllardır Türkiye’de sergilenen oyun budur.
Vicdansız ve ahlaksız nesiller yetiştirme.
Gül bahçesi olan vatanımız ve yaşayışımız diken bahçesine çevrilmiş.
Dikenleşmişler hırsızlığı, tecavüzü, pisliği savunuyor, her tarafı kırmaya, yok etmeye çalışıyor.
Siyonistlere uşaklık ediyor, Gazze’yi, Filistin’i, Doğu Türkistan’ı, Arakan’ı hatırına bile getiremiyor.
Nesiller “kuşak” olmuş.
Yılan çıyan bollaşmış.
İhanet had safhadadır.
Sevgi-Saygı hak getire.
Gavur gibi yaşamak moda olmuş.
Gâvurlaşma had safhada.
Velhasıl
İslamsız eğitimin yetiştirdiği kuşak sokakta, şuursuzca, bilinçsizce sürü gibi hırsızları savunmakta.
Öze dönüş mümkün mü?
Elbette mümkün ama yılları alır.
Yeni bir amaç, İslam’la İslamlaşmayı amaç edinmek ve uygun müfredatla, mütemmimi uygun çevre ile.
Gayrı Müslimleri tecrit etmekle.
Bizler asla ümitsiz değiliz.
Rabbim dilerse her şey kolay olur, kolaylaşır.
Selam ve Sabırla… 24.11.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?