27 Nisan 2024 Cumartesi

Yabancı Öğrenci, Mülteci ve Muhacir Düşmanlığı

 Yabancı Öğrenci, Mülteci ve Muhacir Düşmanlığı

Veysi ERKEN Dr.

Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimizin ifadesiyle

“İlim adamıyım der, araştır mason çıkar

Dört makale yazmışsa dördü de fason çıkar

Hele bir araştır bak aslını-astarını

 Büyük dedesi Yorgi, babası Mişon çıkar.”

Evet.

Parti başkanı, gazeteci, sanayici, sanatçı, bürokrat kimlikli olup Türkiye’nin gelişmesini dünyada söz sahibi olmasını istemeyen ihanet şebekesinin elemanları bilhassa Yabancı öğrenci, Mülteci ve Muhacir düşmanlığı yapıyor, insanları küçümsemeye, dışlamaya, düşmanlaştırmaya çalışıyorlar.

Bu adi mahlûklar bilerek yapıyorlar bunu.

Moiz Cohen’lerin torunları olarak yapıyorlar.

Türkiye’nin bütün dünyada, bütün dünyanın Türkiye’de olmasını engellemek için yapıyorlar.

Türkiye’nin dünyanın merkezi olmasını engellemek için yapıyorlar.

Biliyorlar ki, Türkiye İslam ve mazlum coğrafyaların kalbi ve beynidir, efendilerinin ve sahiplerinin emriyle kalbi ve beyni yok etmek için düşmanlığı yapıyorlar.

Evet.

Türkiye her alanda dünyaya ne kadar açılım sağlarsa o kadar güçlü olur, ne kadar yabancı öğrenci kabul ederse söz sahibi olur.

Siyonist haçlı zihniyetinin içimizdeki piyonları, maşaları, köleleri bunun için rahatsızdır.

Moiz Cohen’in veletleri parti başkanı, gazeteci, sanayici, sanatçı, bürokrat kimlikleriyle Yabancı Öğrenci, Mülteci ve Muhacir Düşmanlığı ile Afganistan, Suriye, Gazze, Afrika’daki ve bütün dünyadaki faaliyetlerimizi akamete uğratmaya çalışıyorlar.

Bilhassa bürokrasi içindeki bürokratlara, siyaset içindeki elemanlara ve medyadaki şeytanlara dikkat edilmesi gerekir.

Algı operasyonları boşa çıkarılmalı, etkisizleştirilmelidirler.

Bilindiği üzere İçimizde ve dost olabilecek ülkelerle tefrika ve bölücülüğü arttırmak için Siyonist haçlı zihniyetinin sahaya sürmediği bir şey kalmadı denilebilir.  Ülkemize iltica etmiş veya göç etmek mecburiyetinde kalmış, okumaya, öğrenmeye gelmiş olanlar bahane edilerek “tefrika/bölücülük” tahkim edilmeye çalışılmaktadır.

Evet.

Moizlerin, mişonların torunları Yabancı Öğrenci, Mülteci ve Muhacir Düşmanlığı yapıyorlar.

Artık yeter.

Bu Siyonist zihniyetin algı operasyonları boşa çıkarılmalıdır.

Evet dostlar.

Bugün yabancı öğrenci, muhacir mülteci düşmanlığı yapanların diğer ülkelerle ilişkilerimizi bozmaya çalışanların ekseriyetinin dedesi, babası ya agop, ya kirkor veya moiz’dir. Bunlar muhtelif ad ve kılıklarla partilerde, yönetimlerde, derneklerde, vakıflarda, sosyal medyada, basın yayında, kısaca hayatımızın her alanında mebzul miktarda yer alır.

Şimdi moizlerin torunlarına rağmen dünyanın her yerinde olma zamanıdır. Milyonlarca yabancıyı öğrenci olarak ülkemize davet edebilme zamanıdır.

Bunu yapabilmek için içimizdeki moizlerin, siyonistlerin torunlarını, masonları, fetöcüleri deşifre etmek ve temizlemek gerekir.

Selam ve Sabırla… 27.04.2024

Türkiye'nin Hür ve Müstakilliği İçin

Türkiye'nin Hür ve Müstakilliği İçin  

 Veysi Erken Dr.

Hani bir söz vardır. En sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim diye.  Türkiye’nin birliği ve beraberliği için “İslam Kardeşliği” zemininde AK Parti, MHP ve Hüdapar bir araya gelmeli, el ele, gönül gönül’e ülkemize, İslam âlemine ve insanlığa hizmet etmelidir.

Zira zihniyetleri birbirine çok yakındır ve tevhidi zemininde beraber hareket edebilirler. Merhum Alpaslan Türkeş Bey'in; terörün en zor zamanlarında "Türk’le Kürt etle tırnak gibi kardeştir, kız alıp vermişiz, biz ne kadar Türk’sek onlar da o kadar Türk, onlar ne kadar Kürt'se biz de o kadar Kürdüz" sözü yeterli delildir.

Evet.

Zihniyetleri yakındır, yöntemlerde farklılık görülebilir.

Bilindiği üzere zihniyet: Belirli görüş, inanç ve alışkanlıkların etkisiyle oluşan düşünme tarzı, zihin yapısı:  http://www.lugatim.com/s/zihniyet biçiminde tanımlanır.

Zihniyetin oluşumunda ve hayatiyetinin devamında inanç ilke ve kuralları ortadan kaldırılırsa toplumun hayatı ve hayata bakışı değişir.

Maalesef ülkemizde yüzyılı aşkın bir süredir bizim düşünme ve akl etmenin İslamî ilkeleri ve kuralları azar azar ortadan kaldırılmış, tefekkür zeminimiz batıya/batıla kaydırılmıştır.

Zihniyet sorununa bu bağlamda baktığımızda ülkemizde cari iki farklı zihniyetin varlığı ile karşılaşırız.

Biri “öze dönüş” diğeri “özden kopuş” zihniyeti.

Öze dönüş zihniyeti eksiyi fazlası, hatası sevabıyla bize ait değerleri ihya ve yaşatmaya çalışır, diğeri özden kopuş zihniyeti, varsa/ kalmışsa bize ait değerlerin kırıntılarını bile ortadan kaldırmaya çalışır.

Özden kopuşun ataları olan “İttihatçı” zihniyet oluşumundan beri bize ait değerleri, İslamî ilke ve kuralları ortadan kaldırmakla memur edilmiştir. CHP ve iltisaklıları bunların devamıdır.

Yahya Kemal "İttihat ve Terakki kadar bin türlü zihniyeti, bin türlü yaratılışı, bin türlü emeli bir araya toplamış ve dağılmamış, bilâkis, zaman geçtikçe daha ziyade top­lanmış ve kuvvetlenmiş siyasî bir cemiyeti Avrupa'­nın ve Asya'nın tarihinde göstermek imkânsızdır.

 İttihatçı ittifakının içinde en dinsiz masonlar yanında en şedîd İslâm İttihatçıları; en geniş insaniyetçi ve medeniyetçiler yanında en dar kafalı milliyetçiler bu­lunduğu gibi, en seciyeli tanınmış adamlarla seciye­sizlikleri herkesçe malûm adamlar, maddî menfaatlerden uzak, temiz vatanperverlerle vurguncular ve harb zenginleri yan yana ve biri birini çok sever olarak görülüyordu. Böyleyken İttihat ve Terakki dağılmadı. Bu terkibi Talat vücuda getirmiştir." Yahya Kemal, Çocukluğum, Gençliğim, Siyasî ve Edebî Hatıralarım, 3. baskı, 1986, s. 171-176. biçiminde tavsif etmiştir.

Ülkemizin neredeyse her şeyini kaybettiren bu zihniyet maalesef bugün de varlığını en çok CHP ve iltisaklılarında devam ettiriyor ve her olumlu icraata karşı çıkıyor.

Maalesef bu yapı ve zihniyet en çok CHP ve türevlerinde devam ediyor. Bu zihniyet tarih boyunca “tahripkâr” olmuştur.  Olmaya devam ediyor.

Bunun içindir ki, bu zihniyette olanlarda komplo, kumpas, şantaj, yalan, hile ve hurda eksik olmaz.

Zira bu yöntemler “efendileri dışarıda olan zihniyet”in temel usulleridir.

Buna mukabil “öze dönüş” zihniyeti söz konusudur. Bu zihniyetin ortak paydası İslam’dır. AK Parti, MHP ve Hüdapar’da tebarüz etmektedir. Böyle bir ortak payda zemininde bir araya gelinebilirse Siyonist haçlı zihniyetinin bölücülüğü çok daha kolay sona erdirilebilir, anasır-ı İslam bir araya gelir ve Türkiye şaha kalkar.

Peki, bu zihniyetin eksiyi, hatası yok mu?

Elbette vardır.

Özellikle içlerine sızdırılmış( AK Parti, MHP, Hüdapar’ın içine sızdırılmış) “ittihatçı zihniyetin elemanları” vasıtasıyla epey hata, yanlış ve kusurları oluyor.

Buna rağmen “Öze dönüş” anlayışında olanlar kendini şu şekilde tanımlıyor ve belirlediği istikamet ve hedefler doğrultusunda ilerlemeye çalışıyor.

“Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve işbirliği ile ittifakımız Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ’la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir.”

https://www.milliyet.com.tr/siyaset/cumhur-ittifaki-protokolu-nun-tam-metni-2662293

Evet,   Cumhur zihniyeti ne kadar öze dönmeye, ülke hayrına iş yapmaya çalışıyorsa ittihatçı zihniyetinin devamı olanlar o kadar yıkmaya ve dağıtmaya çalışıyor.

Hülasa, Cumhur ittifakı zihniyetinin yöneticilerine çağrım şudur.

İçinizde yer bulan ittihatçıları tasfiye ediniz.

AK Parti, MHP ve Hüdapar olarak “İslam Kardeşliği” ortak paydasında Türkiye’nin her ilinde, ilçesinde, beldesinde, köyünde ve mezrasında el ele, gönül gönül'e bir olunuz, iri olunuz, diri olunuz ki İlayı Kelimetullah için Nizamı âlem kurulabilsin.

Umarım ki, uyanırsınız.

Temennim tam öze dönüş gerçekleşir ve “İ’la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye küresel bir güç haline gelir ve dünyaya nizam verir.”

Selam ve Sabırla… 27 Nisan 2024