22 Temmuz 2025 Salı

Âlimlerin, Gazze ve Mazlumlar İçin Yaptıkları Çağrılar Niye Etkili Olmuyor

Âlimlerin, Gazze ve Mazlumlar İçin Yaptıkları Çağrılar Niye Etkili Olmuyor

Veysi ERKEN Dr.

Yıllardır İslam âlimleri, insan şerefine sahip olanlar Siyonist haçlı soykırımcılarının katliamına karşı seslerini yükseltiyor, ferdi veya grup olarak açılamalarda, çağrılarda bulunuyor, haykırıyor.

Ama etkileri olmuyor.

Çünkü yetkileri ve güçleri yok.

Gücü elinde bulunduranlar, yetki sahibi olanlar, yöneticiler bu seslere karşı sağırlaşıyor, duymuyor, gözlerini kapatıyor, körleşiyor, kalpleri taşlaşıyor.

Onun için çağrılar etkili olmuyor.

Bilinen bir gerçektir.

Kitleleri harekete geçiren veya susturan liderler, güç ve yetkiyi elinde bulunduranlardır.

Gazze için harekete geçmeyen, ordularını harekete geçirmeyen, soykırıma sessiz kalanlar gücü elinde bulunduranlar, kitleleri susturanlardır.

Evet.

Güç sahipleri hariç herkes bu çağrının gereğini yapmaya hazırdır. Yeter ki yöneticiler İHA’larla, SİHA’larlara Siyonistlerin tepelerine “sicil”leri yağdırsın, kapıları açsın.

İşte Mehmet Görmez’in son çağrısı. Bu çağrıya katılıyorum ve gücü elinde bulunduran yöneticilere sesleniyorum. Harekete geçmediğiniz her saniye sizi ve bizi cehenneme yaklaştırıyor. Sorumlusunuz ve kurtulamayacaksınız.

“Hür dünyanın bütün vicdân sahiplerine,

Bugün, gün boyu Gazze'deki yetkili kişilerden çok acı haberler aldım.

Gazze'deki büyük mezalim, tahammülü hatta tasavvuru dahi mümkün olmayan bir safhaya girmiştir.

Başka siyasi ve insani krizlere odaklanarak Gazze'deki trajediyi geri planda bırakan kamuoyuna mevcut durumu ilan etmeyi insani bir vazife biliyorum.

Birkaç yıldır devam eden ağır bombardıman, toplu yıkım ve soykırımla beraber Gazze'de su, yiyecek ve ilaç başta olmak üzere temel hayatî ihtiyaçlar konusunda büyük bir mahrumiyet yaşanmaktaydı. Bu mahrumiyet son haddine ulaşmış durumdadır. Bebeğinden ihtiyarına, yaralısından hastasına, bütün Gazzeliler topyekûn bir açlıkla karşı karşıyadır. Uzun süredir açlığa direnen çocuklar, yaşlılar ve hastalar ölmektedir.

Sınırlarda ihtiyacın binde biri dahi olmayan yardımların tabiri caizse damla damla dağıtılması nedeniyle büyük bir kaos oluşturulmaktadır.

Şerefli Gazzeliler çocuklarına götürebilecekleri bir lokma için itiş kakış içine girmek zorunda bırakılmakta ve küçük düşürülmektedir.

Dünya tarihinin en şerefli mücadelelerinden birini vererek her halükarda ayakta kalan bir halk, silahlı askerlerin karşısında yerlerde süründürülerek, aşağılanmaktadır. Yüzlerce kişi yiyeceğe ulaşmak isterken, hunharca katledilmektedir. Bu açlık, tabiî bir afetin neticesi değildir.

Alçakça uygulanan bir soykırım mühendisliğinin son aşamasıdır.

Değerli dostlar, Süre tükenmektedir... Hayat tükenmektedir... Onur tükenmektedir... Başta ilk günden itibaren Gazze'nin sesini tüm insanlığa duyuran Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm yetkililere tarih boyunca insanlığın vicdan yükünü omuzlayan aziz milletimizin her ferdine sesleniyorum.

Lütfen tüm önceliklerimizi değiştirerek insanlığı bir kez daha Gazze'de yaşanan büyük trajediye yöneltelim.

Bu mutlak şer ve kötülüğe derhal müdahale edilmediği takdirde, -tıpkı Bosna gibi- bütün insanlığın utançla anacağı bir Gazze'miz olacak!

Vallahi ahirette Gazze'den sorulacağız!

Vallahi ahirette bunun hesabını veremeyeceğiz!”

https://x.com/DIBMehmetGormez/status/1946890545269473757

Selam ve Sabırla… 22.07.2025

 

“Heva”sını İlah edinenleri gördün mü?

“Heva”sını İlah edinenleri gördün mü?

Veysi ERKEN Dr.

Heva’nın ilah edinilmesi Kur’an ve sünnetin terkiyle başlar.

Hani, Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz kaldılar/ terk ettiler” dedi. İşte bunun gibi her peygambere karşı, günaha batmış kimseler içinden bir düşman çıkardık. Ama yol gösterici ve yardımcı olarak rabbin yeterlidir. Furkan-30-31” buyrulur ve saflarını belirler.

Tabii ki bu duruma bir günde gelinmediği gibi bir günde de düzelecek değildir.  İnsanımızı, batının sapkın fikirleriyle“eğiterek” eydik, yoldan çıkardık, “sırat-ı müstakim”den ayırdık.

 İnsanımızı eğiterek(!) Kur’andan ve sünnetten uzaklaştırdık. Kur’anı mahcur bıraktı yeni(!) nesillerimiz.

Kur’an-ı Kerimi mahcur bırakanlar heva ve heveslerini ilah ediniverdiler. Bayağı arzularını, hevalarını ilahlaştıran kişiyi gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin? Yoksa sen, onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak verdiklerini yahut doğru dürüst düşündüklerini mi sanıyorsun? Aksine onlar, başka değil, bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar. Furkan 43-44” ayette ifade edildiği gibi bayağılaştılar, hayvan sürüsü gibi oldular, tuttukları yol ise daha sapkınlık yolu oldu.

 Evet.

Merhum Osman Yüksel Serdengeçti “Bu şehirde yaşayan insanların mabutları ceplerinde, mabudeleri yataklarındadır” diyordu

İnsanımızın ekseriyeti bu durumda, en sefil hevaları ilah, ilahları ceplerinde ve yataklarında.

Her yerde şuursuz haykırışlar ve bağırışlar yükseliyor. 

Falan benim “idol”üm. Falan benim her şeyim. Para, servet her şeydir. Feşmekan'a tapıyorum bağırtıları, çıplaklıkları sokaklarda yankılanıyor.

İlk ifadeler şuursuzluğun, son ifade gerçeğin belirtisidir.

Bilhassa gençlik ya heva ve hevesine veya sanatçı denilen bir fahişeye tapıyor, parayı ilahlaştırıyor.

Her türlük ahlaksızlığı, hevayı ilah edinerek bilerek veya bilmeyerek tapıyor.

Bir kısmı bilmeden, bir kısmı bilerek Sodomlaşıp Gomorlaşıyor.

Toplum yıkıma doğru sürükleniyor.

Eğiterek(!) yoldan çıkardığımız nesil bu.

İnsanımızın önüne güzel örnekler koymadık, koymuyoruz, meziyet yok ahlak sıfırlanmış.

Bilindiği üzere insanın önüne güzel örnekler konulabildiğinde fertler “Gerçekten İbrahim’in ve beraberinde olanların sözlerinde sizin için güzel bir örnek oldu. Vaktiyle kavimlerine dediler ki, ‘--- Biz, sizlerden ve Allah’dan başka taptıklarınızdan beriyiz. Siz, Allah’ın birliğine iman etmedikçe sizi (dininizi) tanımıyoruz. Sizinle aramızda ebedi düşmanlık ve kin baş gösterdi’.

Ey Rabbimiz! Bizi o kâfir olanların fitnesi kılma(bizi onlara ezdirme); bizi bağışla.

Gerçekten sizler için, onların sözlerinde güzel bir örnek olmuştur. Bu örnek, Allah’tan ve ahiret gününden korkanlar içindir. Kim (emirlerimizden) yüz çevirir (ve kâfirleri dost edinirse) şüphe yok ki, Allah Ganidir, Hamid’dir. Mümtehine 4-6”  ayetlerinde belirtildiği gibi kendilerini fuhşiyata sürüklemek isteyenlere karşı tavır belirleyecek fıtrattadır.

Fıtrata uygun yetiştirilmez ise bilhassa gücü eline geçirdiğinde harsı ve nesli bozmaya kalkışır.

“İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatı konusundaki sözleri senin hoşuna gider; o,hasımların en yamanı olduğu halde kalbinde olana Allah’ı şahit de tutar. Hâkimiyeti ele aldığında ise ülkede bozgunculuk/fesat çıkarıp ürünleri/harsı ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. Bakara, 204-205”

Hâsılı kelam.

Bizler ahlaklı nesiller yetiştirmek istiyorsak insanımızın, gençliğimizin, çocuklarımızın önüne güzel misaller, numune-i timsaller koymak mecburiyetindeyiz.

Unutmamalıyız ki, ayette belirtildiği gibi en güzel örnek Hz. Muhammed Mustafa’dır. Sav. “İçinizden Allah’ın lutfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır. Ahzâb-21” buyrulmaktadır.

Merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin “İnsanların mabutları ceplerinde, mabudeleri yataklarındadır” tespitini boşa çıkarabilmenin , “HEVA”nın ilah edinilmesinin engellenmesinin yolu ve yöntemi Kur’an’a dönmedir.

Yeter ki bunu gerçekleştirecek İRADE olsun.

Selam ve Sabırla… 22.07.2025