26 Eylül 2023 Salı

Maarifte Yabancı Zihniyet Hâkim Oldukça Sonuç Alınamaz

 Maarifte Yabancı Zihniyet Hâkim Oldukça Sonuç Alınamaz

Veysi ERKEN Dr.

Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resul gönderdik. Bakara 151

Sayın Bakan

Yeni bir eğitim-öğretim yılının başlaması nedeniyle bir mesaj yayınladınız. Yeniliklerden bahsettiniz. Okul, öğrenci, derslik sayılarından, sınıfta kalma, öğretmenlere önlük gibi yeniliklerin olacağını ilan ettiniz.

Maalesef bunlarla nitelikli, kaliteli, değerlerini yaşayan nesilleri yetiştirmek mümkün değildir.

Ortada bir zihniyet sorunu vardır.

Nasıl bir insan yetiştireceğimize yönelik bir icraat yoktur.

Daha önce Sayın başkan eğitimin gayesi “Salih insan” yetiştirmektir demiş ve zihniyet değişimine işaret etmişti.

Evet.

Sonuç almak istiyorsanız önlükle, sınıfta kalmayla değil zihniyet değişimi ile ilgilenin.

Dolayısıyla bilmelisiniz ki, maarif ile ilgili zihniyet değişmedikçe sonuç alınamaz. Ve.

Bugünkü maarifle ilgili düşünme zeminimizi batı zihniyeti oluşturmaktadır. Batı zihniyeti yasağa, sınıflaştırmaya, çatışmayı arttırmaya ve toplumu alt kimliklere ayırmaya dayanmaktadır.

Bu zihniyet devam ettikçe “eğitim sistemi” denilen alanda sorunlar bitmez. Malumunuz üzere Türkiye’de “eğitim sistemi” ile ilgili düzenlemeler “devlet”in tekelindedir.

Tekelcilik mantığı devam ettiğine göre “devlet”in görevi “birey”e “bilgi edinme ve beceri kazanma” imkân ve fırsatı ile ahlaki niteliği kazanabilecek ortamı sağlamadır.

Bunun için yapılacak ilk iş eğitimin amacını, programını, çevresini belirlemek ve öğretim kademeleri arasındaki geçiş sınavlarının kaldırılması ve öğretim kurumlarında “kapasite” ve “kalite”nin sağlanmasıdır.

Sayın Başkan

“Hududullah” çerçevesinde “özgürlük” esas alınmadıkça “eğitim”de istenilen başarı elde edilemez. 20yıllık iktidar döneminizde bu görülmüştür. Sorunlar artmış, değerlerini kaybeden nesiller oluşmuştur.

Sayın Bakan.

Birey dilediği zamanda, alanda ve mekânda “bilgi edinme ve beceri kazanma” hakkını kullanabilmelidir.

Bize ve inancımıza göre bireyin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.

Birey dilediği bölüm/bölümlere, dilediği zamanda ve dilediği kadar devam etme hakkını kullanabilmelidir.

Teknolojik dönüşüm ve gelişimin ulaştığı günümüzde Türkiye’nin buna imkân ve kapasitesi vardır.

Yeter ki, MEB ve YÖK gibi kurumlar engel olmasın.

Peki, bu gerçekleşir mi?

Zannetmiyorum.

Zira kurulu düzenin işleticileri bunun değişmesini istememektedirler. Bunun için bireylerin eğitim sistemi ile ilgili “kapasite” ve kalite” oluşturacaklarına bireyin zihnini köleleştirici bariyerleri yükseltmeyi tercih etmektedirler.

Sizden ve bütün yetkililerden beklentimiz göreviniz icabı yetkinizi kullanarak engelleri kaldırmanızdır.

Ve temennimiz Gatto’nun ifadesiyle “Bir Kitle İmha Silahı Zorunlu Eğitim”e dönüşen eğitim alanı ile düzenlemeler yapılarak “aptallaştıran eğitim” mantığının ve zihniyetinin son bulmasıdır.

Son söz. İnancımıza göre bilen bilmeyenden üstündür ve inancımızın mensupları “Rabbim ilmimi arttır” diye dua ederler.

Yöneticilerin görevi kişiye dilediği alanda bilgi edinme ve beceri kazanma imkânı sunmalıdır ki, “Rabbim ilmimi arttır” duası fiiliyata dönüşsün. Önlükle, sınıf tekrarı ile uğraşmak değildir.

Evet.

Zihniyet değişimi bekliyoruz.

İslami bir zihniyetle çıkış ve öze dönüş mümkündür.

Gerisi angarya.

Selam ve Sabırla… 26.09.2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?