İsrailli Esir
Kadın: “Kalbimde Bir Kassam Eri Var”*
Veysi ERKEN Dr.
Aksa Tufanı’nın
Kassam Mücahidleri “Seni öldürmeye gelen, sende dirilsin!” düsturunu beşeriyet
tarihine altın harflerle yazdılar.
Onlar ki Kur’an
ahlakıyla ahlâklanmış şahsiyetlerdir.
Onlar “İyilikle
kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel bir tarzda önlemeye çalış.
O zaman (göreceksin ki), seninle arasında düşmanlık bulunan
kimse, sanki candan ve sıcak bir dost oluvermiştir.” (el-Fussilet,
34)
“(Ey Rasûlüm! İnsanları)
Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve (lüzûmu hâlinde)
onlarla en güzel bir üslûpla mücâdele et…” (en-Nahl, 125)
ayetlerini yaşayan ve İnsanlığı yaşatanlardır.
Onlar hayatı iman,
sabır ve cihaddan ibaret görenlerdir.
Onları öldürmeye gelenler
onları tanıyınca onlarda dirilenlerdir.
Evet.
Aksa Tufanı’nın mümin
mucahidlerinde dirilen bir İsrail’li esir kadının söyledikleri. Okuyun ve İslam’ı
anlayalım.
Şöyle diyor esir İsrailli
kadın.
İsrailli Esir
Kadın: “Kalbimde Bir Kassam Eri Var”*
"Dünya, Hamas’ın serbest bıraktığı kadın esirlerin
durumunun halen ilk günkü gibi iyi olmasını konuşuyor. İsrail, Filistinli
esirlere barbarca davranırken, Filistinliler esirlerine insanlık onuruna uygun
şekilde muamele etmişti. İşte bu gün, gelecekte nesillerimize böyle
anlatılacak. Güneşi altın gibi parlak olan bu gün, Ocak ayının soğuk, fırtınalı
ve karlı günlerine hiç benzemiyordu. Ancak güneş bile bu zaferi bizimle
birlikte kutladı!
Bu zafer, onurlu Gazze halkının; Sinvar’ın ve fedakârlıkların
Gazzesi’nin büyük başarısıydı. Kassam evlatlarının asaleti, Ebu İbrahim’in
çocuklarının zarafeti, Muhammed Deif’in insanlara korku salan kararlılığı daim
olsun!
Üç kadın esir
serbest bırakılmaya hazırlanıyordu. Ancak olaylara derinlemesine bakan bir
gözlemci, onların ayrılmak istemediğini fark edebilirdi.
Gerçekten mi?
Parlak renklerde spor kıyafetler giymişlerdi. Savaşın,
yıkımın ve kanın ortasında Kassam, bu kıyafetleri onlar için nereden bulmuştu?
Görünüşe göre, İzzet Kassam Tugayları’nın liderliği, kıyafetleri bile önceden
hazırlamıştı! Bu nasıl bir düzen ve planlama, o kadar büyük yıkımın arasında!
İsrailli kadın
esir, Kassam erinin gözlerine bakarak şöyle dedi:
“Kassam eri,
beni zincirlerimden kurtaracak mısın? Ama aslında sizin yanınızdan ayrılmak
istemiyorum!”
Yeşil üniformalı kahraman şaşkınlıkla cevap verdi:
“Evet, evine dönmelisin. Biz anlaşmalara sadık kalırız.”
Kadın, “Bana bu
nezaketin sırrını söyle. Bana bir hatıra mı vereceksiniz? Üstelik ben sizin
düşmanınızım!” dedi.
Kassam eri nazikçe cevap verdi:
“Evet,
dinimizin öğrettiği budur.”
Kadın fısıldayarak şöyle dedi:
“Bizim ordumuz
çocuklarınızı, yaşlılarınızı, gençlerinizi öldürdü. Halkınıza soykırım
uyguladı. Ama siz… Siz beni koruyorsunuz, yedirip içiriyorsunuz, bana bir
hediye veriyorsunuz. Bu esaretimden aldığım ‘mezuniyet belgesi’ hayatımın en
önemli belgesi olacak!”
Kassam eri sakince cevapladı:
“İslam dini
bize, esirleri misafir gibi ağırlayıp onlara iyi davranmayı öğretti.”
Kadın, Kassam erinin yüksek ahlakına hayran kaldı ve şöyle
dedi:
“Siz kimsiniz, cesur adamlar? Siz kimsiniz, bu kadar cömert
olan insanlar? Hangi insan hamurundan yaratıldınız?”
Kassam eri cevapladı:
“Biz, ordunuzun
asla yenemediği direnişçi Gazze’nin evlatlarıyız! Biz, dedelerinizin işgal
ettiği Filistin topraklarının koruyucularıyız! Biz, özgürlük savaşçılarıyız.
Bugün size de böyle bir özgürlük hediye edeceğim!”
Kadın, maskeli kahramanın gözlerine bakarak, “Peki ya
burada, Gazze’de sizinle kalmak istersem?” diye sordu.
Kassam eri
gülümsedi ve “Bu imkânsız bir hayal. Sen kim olduğunu, bizlerin kim olduğunu
unuttun mu?” diye yanıtladı.
Bu sırada İsrail’de, televizyon ekranlarında Kassam
savaşçıları tam teçhizatlı üniformaları ve gözlükleriyle gururla dolaşıyordu.
Ben Gvir, bu sahneleri izlerken öfke ve hayal kırıklığı içinde kıvranıyordu.
“Hamas bizi mahvetti, siyasi geleceğimizi bitirdi!” diye bağırıyordu.
Netanyahu ve İsrail hükümetinin “Hamas’ı yendik”
iddialarının yalan olduğu ortaya çıkınca, Ben Gvir çılgına döndü. Hamas’ın
güçlerini yıkamadıklarını itiraf eden askeri yetkililere öfkelenip saldırdı.
Sinir krizi geçiren Ben Gvir, sonunda hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda
komaya giren Ben Gvir’in kâbusları, Kassam savaşçılarının zafer sahneleriyle
doluydu.
İsrail’in
durumu, siyasi ve askeri bir çöküşün ötesine geçmiş, ulusal bir utanç halini
almıştı. Netanyahu’nun itirafları, İsrail
halkını derin bir şok içinde bırakmıştı. “Biz ne büyük bir yalanın içinde
yaşamışız!” diyen halk, sokaklara dökülüp hükümeti protesto etmeye başlamıştı.
Filistin’de ise Gazze’nin zafer coşkusu her yere yayılmıştı.
Sokaklar, bayrak sallayan ve marşlar söyleyen insanlarla doluydu. Bu zafer, sadece bir askeri başarı değil,
aynı zamanda ahlak ve insanlık zaferi olarak görülüyordu. Kassam savaşçılarının
direnişi, dünya için bir adalet ve özgürlük simgesi olmuştu.
“Gazze’nin güneşi, zulme karşı bir direnişin ışığı oldu.” (Filistin medyası)”
İşte Kassam mucahidlerinin ahlakında dirilmeye çalışan bir Siyonist.
Rabbulalemin herkese hidayetini nasip etsin.
İnşallah o Siyonist ahlaklı kalır ve yaşadıklarını dünyaya
anlatır.
Selam ve Sabırla… 30.01.2025