Köleliğin en kötü tarafı
Veysi ERKEN Dr.
Aristotales “Köleliğin en kötü tarafı, sonunda kölelerin de ondan hoşlanmaya başlamasıdır” tespitinde bulunmuş asırlar önce.
Maalesef kölelikten hoşlananlar, efendilerine râm olanlar çoktur.
Ülkemizde genel anlamda ittihatçı zihniyetin ilk elemanlarından bugüne kadar bu zihniyete sahip olanlar köleliğe alışmışlardır.
Tabii ki Jön Türk ve ittihatçı denilenler yerli ve Müslüman olmadıkları için efendilerine gönüllü kölelik yapmaları, köleliği benimsemeleri ve on yılda ülkemizi dağıtmaları beklenen bir şeydi herhalde.
Elbette geçmişi tartışacak değilim.
Yaşanmış, ülke dağıtılmış ve o günün sonuçları ortadadır.
Önemli olan bizim o köleliği benimsemiş olanları ve efendilerini tanımamız, eylemlerinin sonuçlarını milletimize, gençliğimize ve tüm insanlığa anlatmamız ve ibret almamızdır.
Bunu başaramazsak günümüzde de efendilerine hizmet edecek “köleliği benimsemiş, benliğine mezc etmişler olacaktır.”
Ülkemizi Siyonist haçlılara şikâyet eden, ülkemizdeki her güzel gelişmeyi küçümseyen, kötüleyen, ahlaksızlığı, hırsızlığı, lezbiyenliği, homoseksüelliği kutsayan, onları destekleyen, Müslüman mültecilere, muhacirlere düşmanlık edenlerin tamamı “köleliği benimsemiş, mezc etmiş” gafil veya hainlerdir.
Ülkemizin temel sorunu bu tip kölelerdir.
Kıbrıs seçimleri turnusol kâğıdı gibi köleliği benimsemişleri, Türkiye’de bulunan destekçilerini ve ihanet şebekesine dönüşmüşleri ortaya çıkarmıştır.
Artık uyanma ve tedbir alma vaktidir demek yetersiz bir ifadedir. Zira kötülük bıçak gibi kemiği, milletin değerlerini kesmiştir, tahrip etmiştir.
Ancak şunu söyleyebiliriz.
“Zararın neresinden dönülürse kârdır, uyanma ve tedbir alma vaktidir”
Yoksa Mevlana Celaleddin Rumi “Kurdun kuzuyu niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak olan odur ki, bu kuzu, kurda gönül bağlamış, âşık olmuştur” sözünün gerçekliğinden kurtulmamış oluruz.
Selam ve Sabırla… 23.10.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?