30 Temmuz 2021 Cuma

Orman Yangınları ve İDAM

 Orman Yangınları ve İDAM

Veysi ERKEN

Dün orman yangınları ile ilgili şu haberi paylaşmıştım. “Kaliforniya’da 2003’te orman yangınına sebep olan bir kişi idam cezasına çarptırıldı. https://www.dw.com/tr/orman-yakana-idam-cezas%C4%B1/a-16560332 “ ve ilave etmiştim meclis acilen toplanmalı, kasıtlı ve haince orman yakanların idamı gerçekleştirilmelidir. Çok ilgi gördü. Bilindiği üzere ormana, ağaca, tabii olana, Allah’ın mahlûkatı olarak ifade edilene sevdalı olan merhum Fatih Sultan Mehmet’in meşhur sözüdür. “Ormanlarımdan bir dal kesenin kafasını keserim”.

Evet, hainlerin suçlarına uygun hak ettikleri cezaya çarptırılmaları “elzem”dir, “şart”tır ve “zorunlu”dur. Bu şekilde tavır sergilenmedikçe suçlular daha çok azgınlaşıyor ve toplumu yok ediyor.

Kur’an-ı Kerimden mülhem olarak diyorum ki, suçların azaltılmasının bir tek yolu vardır. O da “Cezanın caydırıcılığıdır”

Ceza caydırıcı değilse suç işleme oranı artar. Buradan hareketle diyorum ki, idamı gerektiren bütün suçların cezası “idam olmalı” ki, suç işleme oranları azalsın.

Ben bu şekilde düşünüyorum. Uluslar arası sözleşmeler, düzenlemeler vs. beni hiç ilgilendirmiyor, bu düzenlemeler zihin dünyamda düşünme zemini oluşturmuyor ve kabul görmüyor.

Binlerce alanı yakacak, insanların yanmasına sebep olacak ve milyarlarla ifade edilen emek, zaman, mal ve imkân kaybına vesile olacak ve yakalandığında bilemediniz üç beş yıl yatacak. Böyle bir cezalandırma ancak suçu arttırır.

Bu düşüncem yeni değildir ve geneldir. Onlarca yazı yazdım. İdamı gerektiren bütün suçlar için idam cezası verilmelidir.

İşte o yazılarımdan birinden alıntı. Ufak tefek değişiklik yapıyorum o kadar.

 “Amasız, Fakatsız,Lakinsiz, Ancaksız,

 Kısaca istisna bırakmadan ifade ediyorum.

İDAM’IN olmasını istiyorum.

Günü birlik olarak asla düşünmüyorum.

Olandan bitenden etkilenerek yazı yazmamaya çalışıyorum.

 Bu konu ile alakalı onlarca yazım var.

Şuna inanıyorum.

 Yazdığım her cümlenin/kelimenin hesabını Rabbulalemin’e, Allah’a vereceğime inanıyorum.

 Evet, bu inançla İDAM olmalı diyorum.

 İDAM olmalı diyorum.

 Sebebi gayet açık ve nettir.

Suç ve ceza söz konusu olunca MAĞDUR/MAZLUM olanın hak ve hukuku esas olmalı. Zalimden MAĞDURUN hesabı sorulmalı ve hakkı korunmalıdır.

Irzına geçtiğini hunharca öldüren bir katilin, eşkıyalık yapanın, talanda bulunanın İDAMI nasıl gerekli ise her zalimden mağdurun hesabı sorulmalı ve gereken ceza verilmelidir.

Bilinmelidir ki, haktan ancak mağdur/mağdur varisi vazgeçer. Zalimi, mağdur edeni ancak mağdur/mağdur varisi olan affeder, hakkından vazgeçer.

Bu anlamda bir toplumu topyekûn mağdur edenleri toplumun haricinde kimse affedemez, cezasını hafifletemez.

Milletimiz hep kahramanlık destanı yazmıştır.

Evet, bu millet namluyu halka çevireni, tepesine bomba yazdıranı, kendini tanklarla ezen vahşi canileri durdurmuştur. Ormanları yakanları da durdurmuştur, durduracaktır.

Bu doğrudur. Buna mukabil darbeci zihniyette olanların oluşturdukları mağduriyet/ mazlumiyet, cinayet ve vahşet ortadadır. Daha önceki darbecilerin zalimliklerinin, vahşiliklerinin ve caniliklerinin hesabı sorulmadığı için yeni darbeciler türemiştir. Ormanları yakanlar azmıştır.

Artık darbecilerin türemesini, türetilmesini istemiyoruz.  Ormanları yakanları, vahşet işleyenleri aramızda görmek istemiyoruz.

Ne geçmişte ne de günümüzde darbecilerin gerçekleştirdikleri vahşeti, katliamı ve cinayetleri kimse hafif göremez.

Bu ihanetlerin, cinayetlerin, katliamın, bomba yağdırmaların, şehirleri tahrip, ekonomiyi felç etmenin cezası açıktır.

            İDAMDIR.

İDAM. Amasız, Fakatsız, Lakinsiz, Ancaksız

Her türlü ihanet yapının temizlenmesi için İDAM şarttır, elzemdir ve kısasa uygundur. Huzurumuz, refahımız, birliğimiz ve dirliğimiz için ACİL ve ADİL bir düzenleme yapılmalıdır ki, hukuk hâkim olsun. Adil bir duruş sergilenmelidir ki, adalet yerini bulsun.

Saniyesine hükmedemediğimiz korkusuz ve özgür bir hayat için İDAM olsun ki, fırıldak kimliksiz ve şahsiyetsiz kimseler bir daha efendilerinin emriyle millete namlusunu çevirme cüretinde bulunmasın, ormanlarımızı yakmasın.

Ve darbecilerin vahşeti, ihaneti ve cinayetleri ile ormanlarımızı yakanların ihaneti ve cürümü karşısında sessiz kalan sülük gibi toplumu emen kurum ve kuruluşlarla ilgili acil ve adil düzenlemeler yapılmalıdır ki, Fatih Sultan Mehmet’in “Ormanlarımdan bir dal kesenin kafasını keserim” meşhur sözünün gereği yapılmış olsun.

 Hemen şimdi.

Yarın değil şimdi.

Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?