en-TELler, el-İtler ve et(t)ikçler daim sahnede
Veysi ERKEN Dr.
Nevzat KÖSOĞLU “Çöküş dönemi aydını, yeterince kavrayamadığı, oluşum sürecini bilemediği yabancı kültürün, kavrayabildiği başarıları karşısında hayranlaşmaya, kendi dünyasına karşı ise, soğumaya ve güvensizleşmeye başlar. Bir kesim aydında bu süreç, kendi kültürüne yabancılaşmaya, kıblesini değiştirmeye ve tam bir kaçışa kadar gider.”Türk Kimliği ve Türk Dünyası
Başkaları tarafından fark edilmek veya yaptığı kötü fiillerin toplum tarafından fark edilmesini istemeyenlerin, pislik olanların ekseriyeti” uyduruk” veya “yabancı” kelimelerin arkasına sığınır. Günümüzde sığınak kelimelerin başında “entel”, “elit” ve “etik” sözcükleri yer almaktadır.
“Entel” kelimesi tamamen tahrif edilmiştir ülkemizde. “Entel” genelde züppelerin, değer yargısı tanımayanların ve fuhşa yönelenlerin sığınağı.
Geviş getirerek mülevves kusmuklarını paçavralara kusan o…….ya bir diyeceğim yok. Aslında geviş getirenlere benzetilenlere kızıyorum. Kusmuklu paçavraları alıp besleyen kişilerin dindarlıklarından ve dahi milliyetçiliklerinden şüphe etmekteyim.
Malumdur ki, ancak ahmaklar kendilerini ısıran köpeği beslerler.
Bizim dindarlarımız ve milliyetçilerimiz her gün kendilerini ısıran medyayı beslemeye ve palazlandırmaya devam etmekteler.
Kusmuklu f…… sakladığı gibi “Entel” kavramının arkasında gizlenen diz boyu rezaletten başka bir şey değildir. Değer yargılarını hiçe saymak, yok farz etmek veya çiğnemek “entel”lerimizin vazgeçilmez zevklerini oluşturur. Küpe takmak, saçı sakal ile karıştırmak, on parmağa on yüzük takmak ve bıyıkları ağza doldurmak erkek entellerimizin alamet-i farikalarıdır.
Entel kızlarımızın erkeklerden aşağı kalır tarafları yoktur. Aşağı kalır tarafları olursa “entel”lik zarar görür(!). Olacak iş mi? El âlem bize ne der sonra.... Zaten kusmuklu f…… entel kızlarımızın tıynetini ortaya koymaya yetmektedir.
Anlaşılmamak için bir diğer sığınak kelime “elit”tir. Bu kelime özellikle kendini imtiyazlı görenlerin sığınağı. Toplumu hor ve hakir gören bu zümre giyinişleriyle, yaşayışlarıyla, tavırlarıyla, kısaca kültürleriyle halktan kopuk oluşlarını gizleme ve perdeleme aracı olarak “elit”i tercih. etmektedir.
“Elit”ler muhtelif mesleklere ve zenginliklere sahiptirler. Meslekleri, meşrepleri ve zenginlik dereceleri farklı olsa da ortak yanları tapınakçı oluşları ve “halka rağmen halk için” teranesini benimseyip onu yaşayışlarının nirengi noktası haline getirmeleridir.
“Elit”ler karanlık şahsiyetler oldukları ve göbeklerinden yabancılara bağlı oldukları halde kendilerini “aydın” olarak takdim ederler. Münevveran-ı arifan olacak değiller elbette. Buna da şükür. Hiç olmazsa kendilerini, kendileri gibi içi kof olan bir kelime ile nitelemektedirler.
“Elit”ler toplumun en zararlı kesimlerini bünyelerinde barındırırlar. Zira benimsedikleri yaşayış ve düşünüş tarzları buna uygundur. Bazen “sosyete” mensubu olmak “elit” görünmek için yeter, hatta artar bile. Tabii ki, Türkiye’de “sosyete”nin neyi ifade ettiğini bilmeyenimiz yoktur sanırım.
Gelelim günümüzün sahnedeki yıldızları(!) gibi yıldızı parlayan kelime olan “etik”e. “Etik” esasında “ahlak” kelimesi yerine ikame edilmek istenmektedir. Diğer iki kelime gibi Latin köklüdür. Kökleri yabancı olanların tercih ektikleri kelimelerden biridir.
Maalesef bu kelime de, diğer iki kelimenin akıbetine uğramış ve anlamı kaymıştır. “Etik” artık “ahlak” kelimesinin eş anlamlısı değildir günümüzün Türkiye’sinde.
Genelde, bu kelime, hırsızlık, dolandırıcılık, kalpazanlık, adam kayırmacılık ve kamu mallarını peşkeş çekerek “iç” edenlerin sığınağıdır. İhalede yolsuzluk yapan veya ihaleye fesat karıştıranlar “ben bir ahlaksızım” diyeceklerine “etik yanlışlık” yaptık demeyi tercih
etmektedir. Ne de olsa onlar aynı zamanda “entel”. Ve ne de olsa halk bundan yani “etik yanlışlık”tan bir şey anlamaz. Böylece, “etik yanlışlık” yapanlar baş tacı olmaya ve kalmaya devam edeceklerdir. Oh... Ne âlâ muallâ.
Günümüzde “etik yanlışlık” yapan o kadar çoğaldı ki, sürüsüne bereketsizlik demekten başka söylenecek bir söz bulamıyoruz. Karısını veya kocasını aldatan “etik yanlışlık” yapmış. Devleti soyan “etik yanlışlık” yapmış. Halkı hiçe sayan “etik yanlışlık” yapmış...
Kısaca; ahlaksızlığı, hırsızlığı, f………, o……… hayatının ayrılmaz ilkesi haline getirenler sıkışınca “etik” yanlışlıklar yaptıklarını dillendirmekteler. “Etik yanlışlık”,tıpkı “kredi kartı”gibi sıkışınca hırsızlar, fesatçılar ve dahi namussuzlar tarafından kullanılır olmuştur denilebilir.
Bu kadar laf-ı güzaftan sonra ne diyelim? Hadi hayırlısı.
Ve kelamımızı “en-TEL” “el-İT”lerimizin sıkışınca ahlak’a “ET(t)İK” dediklerini ifade ederek noktalayalım. 12.08.2005 (Yazıda sadece birkaç kelime değişikliği yapılmıştır.)
Selam ve Sabırla… 12.08.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?