23 Mart 2025 Pazar

Musa Eroğlu’nun Bilmediği Gece: Muhsin Başkan, Mafya ve Bir Hesaplaşma

 Musa Eroğlu’nun Bilmediği Gece: Muhsin Başkan, Mafya ve Bir Hesaplaşma

Veysi ERKEN Dr.

Bazı insanlar yaptıkların Allah rızasını kazanmak için yapar ve bilinmesini istemez. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile ilgili bilinmeyen bir iyiliğini dostum Musa Avcı beyin izniyle yayınlıyorum. Şahadetinin yıl dönümü 2 gün sonra ve katiller hala aramızda.

Musa Eroğlu’nun Bilmediği Gece: Muhsin Başkan, Mafya ve Bir Hesaplaşma

“Ocak’ta oturuyorduk. Saat gece yarısını geçmişti. Dışarıda, Ankara sokakları ıssız, gecenin ayazı sertti. İçeride bir sessizlik vardı, ama o sessizlik huzur dolu değildi; bir şeyleri işaret eden, içine kapanmış bir sessizlikti. Muhsin Başkan ağır ağır doğruldu, gözlerini bana dikti.

"Ahmet gardaş, kalk, gidelim."

Soru sormadan kalktım. Onun böyle anlarını bilirdim; bazı meseleler vardır ki fazla konuşulmaz, sadece gidilir. Yolda anlatmaya başladı. Sesi sakindi ama içinde bir öfke vardı, yüzünde ise o bildiğim kararlılık.

"Dil-Tarih’teki bizim çocuklara musallat olmuşlar. Birkaçını parayla kandırmışlar, taşıyıcı yapmaya kalkmışlar. Bunları bilse bilse İsmail Bey bilir."

İsmail Bey, eski bir emniyet muavinidir ama artık Ulus’ta bir pavyon işletmektedir. Orada her tür insan girer çıkar, sokaklarda neler olup bittiğini en iyi bilenlerden biridir.

Pavyona vardığımızda, içeride ağır bir sigara kokusu, düşük tonda çalan bir müzik ve yorgun gözlerle etrafa bakan çalışanlar vardı. Bizi kapıda bizzat İsmail Bey karşıladı.

Muhsin Başkan'a bakarak "Buyur Başkanım," dedi.

İçeri geçtik, mekânın sahibinin odasına geçtik. Bi süre sonra kahveler geldi. Muhsin Başkan  dolandırmadan lafa girdi:

"İsmail Bey, bizim çocuklara yanaşan iki adam var. Kim olduklarını bilmek istiyorum."

İsmail Bey derin bir nefes aldı, düşünür gibi başını salladı. Sonra alçak sesle konuşmaya başladı. O adamların nerede yaşadıklarını, hangi işleri çevirdiklerini, nasıl bir düzen kurduklarını anlattı.

Muhsin Başkan dikkatle dinledi. Sonra sustu, bir süre kahvesinden bir yudum aldı. Sanki kafasında çoktan bir plan kurmuştu bile. Tam kalkmaya hazırlanırken, İsmail Bey sordu:

"Başkanım, bir emriniz var mı?"

Muhsin Başkan, gözleriyle sahneyi taradı. Odadan her yer görünüyordu. Bir adama gözleri takılı kaldı.

"Şu arkada saz çalan, saçı dökülmüş delikanlı var ya, onu sahneye çıkar."

İsmail Bey kaşlarını kaldırdı. "Tanıyor musunuz Başkanım?"

Başkan hafifçe gülümsedi. "O, Torosların yiğididir. Mersin’in Mut ilçesinin Alevi Türkmenlerindendir."

Ben şaşkınlıkla bakıyordum. Muhsin Başkan birini sahneye çıkarmakla neden ilgilenmişti? İçeride işler karışıktı, biz buraya başka bir mesele için gelmiştik. Ama onun dünyasında her şey birbirine bağlıydı, bunu biliyordum.

Dışarı çıktık, soğuk hava yüzümüze vurdu. Tam yürümeye başlamıştık ki içeriden hafif bir saz sesi duyuldu. Durduk. Teller titredi, sonra bir ses yayıldı geceye. Derin, hüzünlü, ama içindeki ağıt kadar vakur bir ses.

Muhsin Başkan, bir an duraksadı, gözlerini yere indirdi. Hafifçe başını salladı.

"Bir insanın yolu bazen bir türküyle açılır, Ahmet. Bazen bir kapıyla, bazen bir sözle. Ama açılır."

O gece Musa Eroğlu sahneye çıktı ve belki de bir dönüm noktası yaşadı. Ama onun o sahneye çıkmasına kimin vesile olduğunu asla bilemedi. Çünkü Muhsin Başkan’ın yolu böyleydi. Sessizce açılan kapılar, fark edilmeden kurulan köprüler, kimsenin adını duymadığı iyilikler…

Ama o kapıları kapatmayı da bilirdi.

Kapalı Kapılar ve Kesilen Yollar

Ertesi gün harekete geçtik. İsmail Bey’in verdiği bilgiler elimizdeydi. Mafya liderlerinin mekânına vardık. İçerisi loştu, sigara dumanı havada asılı duruyordu. Masada oturan adamlar bizi görünce hafifçe doğruldular, gözlerinde şaşkınlıkla karışık bir çekingenlik belirdi. Muhsin Başkan ağır adımlarla masaya yaklaştı.

"Yaptığınız işleri zaten tasvip etmiyoruz." dedi, sesi tok ve netti. "Bizim arkadaşlardan da uzak durun."

Masadaki adamlar bir an tereddüt etti, sonra içlerinden biri başını eğdi. "Emrin olur Başkanım."

O gün, o iş orada bitti. O adamlar, bizim çocuklara bir daha yaklaşmadı.

Muhsin Başkan’ın hayatında nice böyle hikâye vardı. Kimisi farkında olmadan sahneye çıkardı, kimisi farkında olmadan sahneden inerdi. Ama o hep oradaydı. Bir kapıyı açarken de, bir yolu kapatırken de.

Ve kimse bilmezdi.”

Selam ve Sabırla… 23.03.2025

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?