Kur’an’dan Yüz Çevirenin/ Zalimin ziyanı artar
Veysi ERKEN Dr.
İnanan Müslüman insan yapacağı her işte, gerçekleştireceği her eylemde doğruluğu arar. Nankörlük etmez.
Kur’an’ın şifa kaynağı olduğunu bilir.
Kur’anı yaşamaya çalışır.
Ayetlerde “Ve şöyle niyaz et: “Rabbim! Girilecek yere doğrulukla girmemi, çıkılacak yerden de doğrulukla çıkmamı sağla, bana tarafından yardımcı bir güç ver!” De ki: “Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti! Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur. Biz Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki, o müminler için bir şifa, bir rahmettir; zalimlerin ise sadece ziyanını arttırır. İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirip yan çizer; başına bir kötülük gelince de hemen karamsarlığa düşer. De ki: “Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir. İsra,80-84” buyrulur.
Davranışlarımızı, eylemlerimizi ve hayatımızın bütününü vahiy eksenli tanzim etmeye çalıştığımızda zarar ve ziyandan kurtuluruz, nesillerimizi kurtarabiliriz.
Maalesef insan yetiştirme düzenimiz Kur’an eksenli değildir. Mevcut sistem genel anlamda işe yaramaz kişiliğe sahip bireyler yetiştirmektedir. Şakileleri daha fazla bozulmaktadır.
Nimet verildiğinde nankörlüğü had safhaya çıkabilmektedir.
Hırsızları, yolsuzluğa bulaşanları, rüşvet alıp verenleri savunan kitlenin oluşması bu yetiştirme sisteminin mahsulüdür.
Toprağa gömmeyin, cesedimi yakın diyen ademlerin naaşlarını Müslümanların önüne musalla taşına konulabilmesi bu çarpık düzenin uygulamasıdır.
Felaha ermek istiyorsak talim ve terbiye sistemimizin amacı ve müfredatı Kur’an eksenli olması bir zorunluluktur.
Umarım ki etkili ve yetkililer bu şuurla sorumluluklarını yerine getirir.
Selam ve Sabırla… 31.03.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?