Eski Çamlar Bardak Oldu

 Eski Çamlar Bardak Oldu

Veysi ERKEN Dr.

Malum söz “arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”.

Bu söz, çok şey anlatır arif olanlar için.

Anlamayanlara zaten bir şey anlatamazsınız.

Çünkü onlar “mermer kafa”ya dönüşmüşlerdir. Çam iken eskidiler bardağa dönüştürüldüler.

Beli görevler ve görevlendirilmelerle dolduruldular.

Mankurtlaştırıldılar.

Allah bu tipleri “Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir. Araf-179” biçiminde tavsif etmektedir.

Bunu bir gerçeği ifade etmek için naklediyorum.

Yıllarca beraber yol ve ülkü arkadaşlığı yaptığımız bazı insanların savrukluğunu, bardakları dönüştürüldüğünü ve içleri pisliklerle doldurulduğunu görüyorum.

Bardağa dönüştürülenleri ifşa etmenin gerektiğine inanıyorum.

Bunları yapınca da ünlü Türk büyükleri(!), zübükleşenler rahatsız oluyorlar.

Çünkü gerçeği göremeyecek kadar savrulmuşlardır.

İlke ve ülkülerinin tam zıddını savunur hale dönüşmüşlerdir.

Hırsızların, paradan kule inşa edenlerin, tecavüzcülerin, sahtekârların, İslam’a ve İslami hayata saldıranların bardağı olmuşlardır.

Geçmiş ile ilgili konuşurken ben de şöyle idim diye başlıyorlar söze. Doğru bizde sizi öyle zannediyorduk ve sizinle yol ve ülkü arkadaşıydık.

Bugün ise siz sadece “sabık”lardansınız. Bardaklardansınız.

Siz öyle bir savruldunuz ki, bölücülerle, lgbt’lilerle, ezandan ve kur’an'dan rahatsız olanlarla kol kola girdiniz, içiniz pislikle dolduruldu, pislikleri sızdırır oldunuz.

Siyonist haçlı zihniyetinin uşaklarıyla ortak paydada buluştunuz.

Evet, sizler “sabık”sınız, “sadık “değilsiniz.

Hâlbuki Allah bizleri “sadık”larla olmaya davet ediyor, sabıklarla değil.

İşte o davet: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının (takva: doğru eylemde bulunun) ve doğrularla (sadıklar) beraber olun. Tevbe 119”

Bütün bu ikazlara rağmen, domuz severlerin, lgbt’lilerin, soru çalanların, halkın malını gasp edenlerin, yalancıların, inkârcıların, hırsızların, rüşvetçilerin, milletin tepesine bomba yağdıranların safına savruldunuz.

Geçmişte beraber olmuşuzdur. Ama artık değiliz. Çünkü sizler “sabık”sınız, “sadık” değil.

Eskimiş çam bardağısınız, pisliklerle doldurulmaya elverişlisiniz.

Bizler ise hala aynı yol ve ülkünün yolcusuyuzdur.

“Çağrımız İslam’da Dirilişedir” ve “Kanımız aksa da zafer İslam’ın” nidaları dilimizden eksik olmayacak inşallah.

Bizler “sabık”larla değil, “sadıklar”larla devam edeceğiz kısmetse.

Gün ola hayır ola.

Belki bir gün tevbe ve istiğfar edersiniz.

Hata ve yanlışlarınızın farkına varırsınız.

Tevbe ederek “Sadıklar” içinde yer alırsınız.

“İstiğfar” ve “tevbe” kapısı her zaman açıktır.

Biz buna inanıyoruz.

Geliniz dönüşü olmayan yolun yolcusu olmaktan vazgeçiniz.

Mağduriyet edebiyatı ile sizi kandırmaya çalışan pensilvanya şeytanlarını, paradan kule inşa eden hırsızları, bölücüleri, hırsızları yoldaş edinmeyiniz.

Hem kendinize hem de ülkenize zarar vermeyiniz.

Gazze’yi, Suriye’yi, Filistin’i, Doğu Türkistan’ı, Kanada’yı, Gronland’ı, Ukrayna’yı, Venezüella’yı, Meksika’yı işgal etmeye çalışan “küresel haydutlar”a alkış tutup, o haydutlardan Türkiye’nin de işgalini bekleyen pensilvanya şeytanlarına kanmayınız.

Bu bir tebliğdir.

Aksi takdirde sizler sadece birer “sabık”, “çam bardağı”, “zübük”  ve “güdük” olarak anılırsınız.

Cehennemi boylarsınız.

Selam ve Sabırla…07.03.2025