8 Mart 2025 Cumartesi

Yuvaya/Devlet Olmaya Dönüş

 Yuvaya/Devlet Olmaya Dönüş

Veysi ERKEN Dr.

Hatunların evlerine/ yuvalarına dönüşleri sağlanmalıdır ki, devlet olabilsinler, devletleşsinler, devleti ihya ve imar etsinler.

Hatun iffetini, haysiyetini, namusunu muhafaza ettikçe devlet güçlü olur.

Şair Mah yüzüne bir nikap çek ben yandım el yanmasın derken devletin sağlam bir ruha sahip olmasına vurgu yapıyor.

Bilinen husustur.

Bir devleti yıkmak isteyenler öncelikle kadınlardan ve çocuklardan başlarlar.

Kadınlar ve çocuklar zehirlendi mi devlet çöker.

Tarih bunun misalleriyle doludur.

Bunun için bayanlarda yabancının göz izinin olmasını istemez insanımız, insan olanlar ve insan kalanlar.

“Ey benim bahtı yârim,

Gönlümün tahtı yârim

Yüzünde göz izi var,

Sana kim baktı yârim?” dizeleri terennüm edilmiştir.

Evet.

Hatunlar yuvaya dönüp devlet olmalı, devleti ihya etmelidir. Yüzlerinde yabancıların göz izi olmamalıdır.

“Ev Hanlığı” kurulmalıdır.

Bilindiği üzere Türkiye’de “aile” maalesef çökertildi. Hatunların “ev hanlığı” yıkıldı. Hatunlar “el”lere muhtaç edildi, yem olarak sunuldu.

Aile ihya ve inşa edilmek isteniyorsa “yuvaya dönüş” sağlanmalıdır.

İhya için samimiyet var mı?

Zannetmiyorum.

Samimiyet varsa bize, aile düzenimize aykırı olan, ailemizi yok eden bütün mevzuatın, kanunların, tüzüklerin, yönetmeliklerin ortadan kaldırılması gerekir, şarttır, farzdır.

“Aile”yi ihya ve inşa ederek vatanı kurtarmak isteyenlerin yapması gerekenlerin başında mevzuat değişikliği ve “ev Hanımlığı”na bakışlarını değişmesi şarttır.

“Ev Hanımlığı”nın “ev hanlığı” olduğu gerçeği tescil edilmeli ve uygun düzenlemeler yapılmalıdır.

 “Ev hanlı”ğının, “Ana”lığın, “evdeş”in anlamını ve değerini yok etmek isteyen Siyonist haçlı zihniyetinin piyonları “kadın”ı piyasaya sürdüler ve özgürlük adı altında her türlü kötülüğün, pespayeliğin teşhirinde araç haline dönüştürdüler.

Kadın evden ihraç edilince toplumsal çöküş hızlandı, aileler dağılmaya başlandı, çocukları “el”ler büyütmeye başladı.

Saadet ve bahtiyarlık yuvası olan aile pelesenk oldu.

Bunun için diyorum ki, “Ev Hanlığı”na, “yuvaya dönüş” şarttır.

“Ev hanı” olana en yüksek memur maaşı kadar maaş verilmeli ve her türlü imkân tanınmalıdır ki, evler devlete dönüşsün, yuva olsun.

Nesillerimizin muhafazası için çocuk sayımız artsın.

“Hanım”lık anlamını bulsun.

“Ev Hanı” olan anamız, bacımız, hanımımız ve kızlarımız sosyal (içtimaî) vazifelerini kâmilen yerine getirebilsin.

“Ev Hanlığı” ve “yuvaya dönüş” kadını hayattan koparmak değildir. Bilakis hayatın kuşatılmasını ve yönetilmesini sağlar.

“El”lerin işini değil kendi “devlet”inin işini yönetmesini sağlar.

Yuvaya dönerek “Ev Hanı”  ve “çok çocuk”lu olanlara en yüksek dereceden maaş bağlanması için seferberlik ilan etmelidir.

Bu yeniden İslamlaşma ve insanlaşma için elzemdir.

Kadın evine dönmeli, evini yuva ve devlet yapmalıdır.

Devletinin “hanı” olmalıdır.

Unutulmasın hatun ev denilen devletten ihraç edilince devlet küçüldü ve  yıkıldı. Büyük aile denilirdi "hane", dağıtıldı çekirdek aile oldu   Dayanışma ve yardımlaşma içinde olan hatunlar işini yapamaz hale getirildi.

“El”e mahkûm edildi.

Devlet iş bölümü ve iş birliğini gerektiriyordu hâlbuki.

Ne yapıldı.

Bütün görevler yüklenildi kadının sırtına.

Hatunluğu bitirildi.

Ev denilen devletin bütçesi sarsıldı.

Güya kadın çalışırsa bütçeye katkı sağlayacaktı.

Ne gezer.

Çocuk kreşe, ebeveyn yaşlılar mekânına, maaşın yarısı kıyafete ve tezyin malzemelerine, ulaşıma vs.

Yıkım sadece maddi değil, asıl yıkım maneviyatta ve hissiyatta oldu, aile dağıldı.

Han ve hatun birbirine tahammül edemez oldu kadın evden ihraç edilince.

 Ana sevgisi ve şefkati yerine kreş sevgisi yer almış. Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz deniliyordu. Ana yâr olmaktan uzaklaştırıldı. 

Evin temel direği idi hatun Ana. Hatun evden uzaklaştırılınca ev yıkıldı. Hane çöktü.

Velhasıl ev devlet olmaktan çıkmış konaklama alanına dönmüş.

Sadece konaklama ve geçici mesken yerine dönüşen evlerden huzur, bereket, saadet ve merhamet de firar etmiş.

 Kadın evden ihraç edilince firar, emri hak olarak vacip oldu.

 Ne diyelim.

 Paranın, makamın, şehvetin, bedenin ve şöhretin ilahlaştırıldığı, ruhun ve hissiyatın terk edildiği/ettirildiği bir düzende evi “devlet”leştirmek ve “hane”ye çevirmek mümkün mü?

Kadın “hatun”, ana, yâr ve bacı olur mu?

Zor.

Çarkın dişlileri ve işleyiş kuralları kırılır mı?

Bilemem.

Ama ümidimi kaybetmiyorum.

Yol göstermeye çalışıyorum. Ev hanımıza en yüksek memur maaşı bağlanmalı, çocuk sayısı arttıkça destek çoğaltılmalı ve ailevi yapımızı bozan mevzuat yok edilmelidir.

Rabbulalemin “vela teknatu…” diyor.

Gayret bizden Tevfik Allah’tandır”

Hâsılı kelam hem “ev” denilen devleti hem de devlet denilen yapıyı muhafaza edebilmek için “Ev Hanlığı” maaş ile desteklenmelidir. Bu ahlaki, insani ve İslami bir vazifedir.

Ki,  hatunların yüzünde yabancının göz izi olmasın

Selam ve Sabırla… 08.03.2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?