4 Ekim 2022 Salı

Bir devlet, Şahıs veya Şirket Nasıl Batırılır

 

Bir devlet, Şahıs veya Şirket Nasıl Batırılır

Veysi ERKEN

Merhum Turgut Özal "Türkiye hala kalkınamamışsa bunun en büyük sebebi batının içimizden çok kolay adam satın alabilmiş olmasıdır" diyordu.

Haklı idi ve bu söz her devir için geçerlidir.

İçimizde kolay satın alınan veya doğuştan batının/ batılın elemanı olanlar sürekli devletimizi, milletimizi veya şahıs olarak bizleri batırmaya, kalkındırmamaya, refaha ve huzura eriştirmemeye çalışmışlardır, çalışıyorlardır.

Bu ahlaksız ve haince çalışmalar yeni değildir elbette.

Her devirde karşımıza çıkmıştır ve çıkmaya devam ediyor.

Çok uzaklara gitmeye gerek yok. Sultan Abdülaziz dönemine kadar uzanmak kâfidir.

Öncelikle devlet tüketime alıştırılmış ve borçlandırılmış. Akıbet malum.

Peki, bu tüketime alıştırmada ve borçlandırmada kimler rol almış, kimler telkin etmiş.

Karşımıza devşirme ve sabatayist elemanlar çıkıyor.

Şu veya bu şekilde devlet borçlandırılıyor. Tabii ki akabinde ve detayında “para alan emir alır” ilkesi hayat buluyor. Tabii ki bu ilkeyi işleten devşirme ve sabatayist elemanlar. Onlar hizmetlerinin karşılığında “para”lanıyorlar.

“Para alan emir alır” son dönemlerde ve günlerde işletilir oldu. Siyonist haçlı zihniyetinin kuruluşlarından para alan, fonlanan kişi ve kuruluşların isimleri piyasaya sürüldü. Tabii ki, çok azı bilinir oldu. Para veya başka yardımlar, ücretler, fonlar ve ulufeler alan alçaklar hep olmuştur. Görünen manzara caydırıcı tedbir alınmadıkça para karşılığında veya bir başka nedenle kölelik yapacaklar, ajanlık faaliyetinde bulunacaklar ve devleti, kişileri ve şirketleri borçlandırmaya çalışacaklar hep olacaktır.

Kanaatime göre bu tür ajanların cezası idam olmalı ki, caydırıcılık söz konusu olsun.

Bir de şu unutulmamalıdır. Ajanlık sadece medya ve bilinen birkaç dernekle sınırlı değildir. Türkiye’ye muhalefet edenlerin tamamı bu faaliyetin içindedir diye düşünüyorum.

Görüntüsü ne olursa olsun fark etmez.

İster parti, ister sendika, vakıf, dernek veya başka ad ile teşkilatlandırılsın fark etmez. Hepsi aynıdır.

Ve.

“Para alan emir alır” konumunda olanlar toplumu tüketime alıştırma ve borçlandırma faaliyetlerinden asla vazgeçmezler.

Lafı uzatmaya gerek yok. Merhum Erbakan’ın başbakanlığı dönemine kadarki devlet olarak ahval-ı perişanlığımız ortada.

Her ferdimiz borçlu doğarmış manşetleri eksik olmazdı o devirlerde.

Erbakan “Havuz sistemi” ile borçlandırmayı durdurmaya çalışınca hemen uşaklar devreye sokuldu.

Devlet borçlandırılmalıydı. Tasarruf yoluna asla gitmemeliydi.

Hatta hükümeti devirmek için milyar dolarlarla ifade edilen fonların kurulduğu alenen söylenir oldu ve maalesef o kötü günlerin beteri oldu.

Hafızalarda kazınan bir sahne.

Ecevit başbakan ve “yazar kasa” fırlatılıyor.

O günlerin ceremesini hala ödüyoruz.

Oyun bitti mi?

Borçlandırma faaliyetleri tükendi mi?

Hayır, bin kere hayır.

Maalesef şahıslar, şirketler ve devlet borçlandırılıyor.

Recep Tayyip ERDOĞAN özellikle dış borçlandırmalara direndi. İMF ve benzer kuruluşlar neredeyse hayatımızdan çıkarıldı. Faizleri sıfırlamaya çalışıyor.

Bunlar az şey değildir.

Ama Siyonist haçlı zihniyetinin içteki piyonlarının borçlanma talepleri ve faizleri istekleri devam ediyor maalesef. Piyonların bir kısmı etkili ve yetkili yerlerde. Bunların eliyle şahıslar bilhassa kredi ve kredi kartları ile tüketime alıştırılıyor ve  borçlandırılıyor, kredilerle şirketler batırılıyor, batırılmaya devam ediyor.

Batmak ve batırılmak istemiyorsak acil bir şekilde fertler, şirketler ve devlet olarak borçlanmadan ve faiz sisteminden kurtulmamız gerekir.

Artık zamanı gelmiştir demiyorum zira zaman geçmiştir bile.

Artık israftan ve yersiz tüketimden vazgeçip ayağımızı yorganımıza göre uzatmak durumundayız.

Bakınız toplumun cinnet haline dönüşmesinde en önemli sebeplerden birisi borçlanmadır. Aileler yok oluyor borçlanma yüzünden. Geleceğimizi çalıyorlar kredi ve kredi kartlarıyla.

Çöküşün, yıkımın ve dağılmanın en önemli nedenidir borç.

Herkese sesleniyorum.

Özellikle Cumhurbaşkanının şahsında bütün yöneticilere sesleniyorum.

Artık devleti, şahsınızı, şirketleri borçlandırmak isteyen, ajanlık görevini yapan şahısları ve kurumları hayatımızdan çıkarınız.

Ülkemizi muhafaza ve müdafaa ediniz.

Bilinmelidir ki iblisler ve özellikle iki ayaklı şeytanlar bizleri, devleti ve şirketleri borçlandırma taleplerinden asla vazgeçmezler.

Şeytanların tuzaklarını boşa çıkarmanın zamanı.

Selam vE Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?