“İnsanlar geçmişi satar, geleceği satın alırlar.”*
Veysi ERKEN
Bazen bir cümlelik veya bir kelimelik söz ciltler dolusu yazmadan daha etkilidir. Ali Saydam beyin bir yazısını okurken bunun bir kere daha ne kadar etkili olduğunu gördüm. Ali bey “Ancak hayatın ekonomik gerçekliği içinden çıkmış bir laf vardır: “İnsanlar geçmişi satar, geleceği satın alırlar.”*
Önce topluma sonra da ilk kez oy kullanacak 6 milyondan fazla gence ‘ne vadedileceğinin’ ve bu vaatlerin ‘nasıl yerine getirileceğinin’ anlatılması, bu işin nasıl, hangi kanallardan, hangi ‘iletişim tonu’ (tone of voice) ile aktarılacağının görülmesi şart.” https://www.yenisafak.com/yazarlar/ali-saydam/atis-serbest-ama-tutmaz-2063698 tespitinde bulundu ki, doğrudur.
Bunun için diyorum ki, bu ülkenin insanları, Müslümanları, vatanseverleri geleceğimizi satın almak veya çalmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.
Bize bir sürü haber yazı, resim konuşma vs. gelebilir, hatta hoşumuza gidebilir.
Dikkat edip uyanık olmak durumundayız. Rabbulalemin “Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın (fasık) biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın. Hucurat-6” ayetiyle bizleri uyarıyor ki, pişman olmayalım. Ayet şu şekilde tefsir ediliyor. “Ayetin, güvenilmez kimselerin getirdikleri haberleri, doğruluğunu araştırmadan kabul etmenin uygun olmadığı yönündeki manası ve hükmü geneldir, her zaman ve mekânda geçerlidir. Sosyal ve hukukî hayatın düzenli yürümesi, haksızlık ve huzursuzlukların önüne geçilmesi bakımından çok önemli olan bu tâlimatın vahyedilmesi ibretli bir olay üzerine olmuştur. Hadis kaynaklarının teyidi bulunmamakla beraber nüzûl sebeplerini anlatan kitaplarla tefsirlerde olay şöyle nakledilmektedir: Velîd b. Ukbe, Benî Mustalik kabilesinin zekât vergisini toplamak üzere gönderilir. Velîd yolda iken birisi, bu kabileden silâhlı bir grubun yola çıktığı haberini getirir. Velîd, onların savaşmak için çıktıklarını düşünerek geri dönüp Peygamberimize durumu anlatır. O da haberin doğru olup olmadığını araştırmak ve gereğini yapmak üzere Hâlid b. Velîd’i gönderir. Hâlid kabileye yakın bir yerde konaklayarak durumu araştırır; söz konusu grubun ezan okuyup namaz kıldıklarını, İslâm’a bağlılıklarının devam ettiğini tesbit eder ve Medine’ye döner. Sonunda onların, zekât tahsildarı geciktiği için durumu öğrenmek veya zekâtı kendi elleriyle Hz. Peygamber’e teslim etmek üzere yola çıktıkları anlaşılır (Müsned, IV, 279; Kurtubî, XVI, 296 vd.).
“Yoldan çıkmış” diye çevirdiğimiz fâsık, “dinin emirlerine uymayan” demektir; yalan haber taşıyan kimse de bu kavrama dâhildir. Hz. Peygamber’in ashabı genel olarak doğru, dürüst, takvâ sahibi insanlar olarak kabul edilmişlerdir. Buna göre âyette geçen fâsık kelimesi, Velîd’in değil, ona yalan haberi taşıyan meçhul kişinin niteliğidir. Âyetten çıkan genel hüküm, durumu bilinmeyen veya yalancı, günahtan çekinmez olarak tanınan kimselerin verdikleri haberlere ve bilgilere güvenilmemesi, bunlara göre hüküm verilmemesi, harekete geçilmemesidir.” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Hucur%C3%A2t-suresi/4618/6-ayet-tefsiri
Evet,
Bilinmelidir ki, içimizde bizden ve Müslüman görünümlü olup emelini, amacını, zihnini ve dahi her şeyini Bidengillerin emrine vermiş, o zihniyetin sadık bendeleri olmuş fasıklar ve siyasi münafıklar çoktur.
Hatta bazen bu kadar fasık, münafık, hain vs nasıl yetişmiş, hangi ortam bunların sayısını arttırmış diye düşünüyorum.
Bu fasıkların geleceğimizi satın almalarına fırsat vermemek için hem bunların niyetlerini ve tıynetlerini ortaya koymak hem de inandırıcı programla milletin inancını, heyecanını, güvenini ve refah ile ilgili beklentilerini yükseltmek gerekir.
Milletin beli bükülmüştür pahalılıktan onun için savrulmalar arttı. “Denize düşen yılana sarılır” misali fasıklara sarılanlar vardır maalesef.
Onun için diyorum ki, milletin güvenini yükseltecek inancını arttıracak, heyecanının zirveye taşıyacak ve refahını, geçimini kolaylaştıracak icraatı sergilemek gerekir.
Bunlar ortaya konulamazsa maddi kalkınmışlık, yol, köprü, hastane, okul, üniversite gibi unsurlar ile seçim kazanılmaz diye düşünüyorum.
Çünkü bunlar geçmiştir ve oy kullanacaklar bu geçmişi sattılar. Bunlar anlam ifade etmiyor.
Millet geleceği satın almak ister ve bidengiller boş vaatlerle geleceği satın almak peşindeler.
İslam ümmetinin ve tüm mazlumların ümidi olan ve kuşatılmaya çalışılan ülkemizin geleceğini bidengillere kaptırmayalım. Milletin önüne geleceğe yönelik umut verici program ortaya koyalım ki geleceğimizi kaptırmayalım.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?