28 Eylül 2025 Pazar

Karun Gibi Nankör Olanlar Yok Olacaklar

Karun Gibi Nankör Olanlar Yok Olacaklar

Veysi ERKEN Dr.

İnsanoğlu nankör seciyelidir. Kendisine verilen nimetlerle imtihan edildiği ve nimeti azaldığı zamanlarda nankörlüğü artar.

Bu durum ayetlerde şöyle belirtilir.

“Hâsılı O size, kendisinden istediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki, eğer Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zâlimdir, çok nankördür. İbrahim-34”

“Biz insana tarafımızdan bir nimet tattırır, sonra da bunu elinden çekip alıversek, bu takdirde o tamâmen ümitsizliğe kapılır, olabildiğine nankör kesilir. Hûd-9”

Nankörlük ve yok oluş tarzı KARUN’un şahsında insanlara ibret olsun diye şu şekilde anlatılır.

“Kãrûn, Mûsâ’nın kavmindendi. Fakat Firavun’la işbirliği yaparak onlara zâlimce davranıyordu.

Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile güçlü kuvvetli bir cemaate zor geliyordu.

Kavmi kendisini şöyle ikaz ediyordu: “Şımarma! Şüphesiz Allah şımaranları sevmez! “Allah’ın sana verdiği serveti O’nun yolunda harcamak suretiyle âhiretini kazanmaya çalış. Dünyadan da nasibini unutma.

Allah sana nasıl ihsânda bulunduysa, sen de başkalarına öylece ihsânda bulun. Ülkede bozgunculuk çıkarmaya kalkışma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez! ” Kãrûn: “Niye ki? Bu servet bana verilmişse, öyle iş olsun diye değil, ancak sahip olduğum bir bilgi sayesinde verilmiştir” diye karşılık verdi.

Peki, bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesiller içinde ondan çok daha güçlü ve çok daha büyük servet sahibi nice kimseleri helâk etmiştir? Böyle inkârcı suçlulara, helâk edilmeden önce kendini savunma hak ve imkânı da tanınmaz. Derken bir gün Kãrûn göz kamaştırıcı bir ihtişâm ve debdebe içinde halkının karşısına çıktı.

Dünya hayatına düşkün olanlar: “Keşke Kãrûn’a verilen şu servetin bir benzeri de bizim olsaydı. Gerçekten o büyük bir pay sahibi!” dediler.

Kendilerine gerçeğin ilmi verilmiş olanlar ise o şaşkınlara: “Yazıklar olsun size! İman edip sâlih ameller işleyenler için, Allah’ın âhirette vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Buna da ancak hakkıyla sabredenler kavuşacaktır” dediler.

Sonunda biz Kãrûn’u da, evini barkını da yerin dibine geçiriverdik. Öyle ki, artık Allah’a karşı ona yardım edebilecek hiçbir grup yoktu; pek tabiî, kendi kendine yardım edecek durumda da değildi.

Daha dün onun yerinde olmayı düşleyenler bu sabah şöyle diyorlardı: “Hayret! Demek Allah imtihan için kullarından dilediğine rızkı bol veriyor, dilediğine az veriyor. Eğer Allah bize lutufta bulunmasaydı, bizi de yerin dibine geçiriverirdi. Vay be; demek kâfirler asla iflâh olmazmış!..”

 İşte şu âhiret yurdunu biz, yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk peşinde olmayanlara nasip edeceğiz. Dünya ve âhirette hayırlı âkıbet, kalpleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlar içindir.

Kim Allah’ın huzuruna bir iyilikle gelirse, ona bu yaptıklarından daha hayırlı bir mükâfat vardır. Kim de bir kötülükle gelirse, bilinmeli ki, o kötülükleri işleyenler yalnızca yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.”  Kasas,76-84

Nankörlerin yok oluş tarzlarından ibret almak isteyenler batan holdinglerin sahiplerinin hayatlarını, erzel-i ömüre nasıl evirildiklerini, intihar edenlerini, mirasçılarının nasıl birbirine düştüklerini ve yok olduklarını incelesin yeter.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

Azgınlaşmanın Sonu Yok Olmaktır

Azgınlaşmanın Sonu Yok Olmaktır

Veysi ERKEN Dr.

Tarih milletler, kavimler, topluluklar mezarlığıdır.

Nice güçlü, kudretli ve zengin olan, yenilmez, yıkılmaz zannedilen ülkelerin çok kısa zamanda çöktüklerine, yok olup gittiklerine şahit oluyoruz.

Kavimlerin yok oluşlarında kendilerindeki güzel nitelikleri terk edip  “azgınlık”, zulüm”e yönelmeleri  en önemli sebeplerdendir.

Ayetlerde “Görmedin mi, rabbin ne yaptı Âd kavmine; Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e; Vadide kayaları oyarak şehir yapan Semûd’a; Kazıklı Firavun’a? İşte bunların hepsi ülkelerinde azgınlık etmişlerdi.  Oralarda durmadan fesat çıkardılar. Bu yüzden rabbin onların üzerine kırbaç gibi ceza yağdırdı. Fecr, 6-13” azgınlıkları ve azıtmışların nasıl helak olduğu anlatılır, ibret alınması ve azgınlıktan vazgeçilmesi istenir. Günümüzde de azgınlaşan, zalimleşen, Firavunlaşan toplulukların, ülkelerin, devletlerin yok oluşlarına şahit oluyoruz, olacağız inşallah.

Siyonist yönetimlerin hakim olduğu Amerika, İngiltere ve kışlaları olan İsrail’de çöküş ve yok oluş başlamıştır.

Bunlar azgınlıkla, zulümle “abad” olmak istedikçe sonları “berbat” olacaktır.

Rabbim o günleri gösterecektir inşallah.

Siyonist yönetimlerin hakim olduğu ülkelerdeki yöneticiler kendilerinin dünyanın sahibi olarak görürler ve azgınlıklarını, zulümlerini, vahşetlerini, soykırımlarını, işgallerini arttırırlar, zulüm arttıkça da sonlarını hazırlıyorlar.

Yıkımlarını, yok oluşlarını görmemiz için onlara meyletmememiz, yaklaşmamamız, destek olmamamız gerekir. Aksi takdirde onlarla yok olur gideriz.

Ayette Sakın zâlimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur. Hud-113”

Allah bireyleri ve toplulukları uyarıyor. Güzel vasıflarınızı terk edip kötülüğe, azgınlara, zalimlere yönelmeyin diye.

“Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lutfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfâl-53”

“Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Ra’d -11

Evet.

 “Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz, ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir. Kasas-59”

“Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz. İsrâ-16”

Hasılı kelâm.

Azgın ve zalim toplumların, onlara destek olanların sonu yok oluştur. Tarihten ve dünyadan silinme cezasıdır.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025