5 Haziran 2025 Perşembe

Dosta, Ağabeye Vefa

 Dosta, Ağabeye Vefa

Veysi ERKEN Dr.

Vefa insani, İslami bir haslettir.

Müminde olması gereken bir histir.

Vefa, İstanbulda bir semtin adı değil, gönüllerin vazgeçilmez olmalıdır.

Vefa arkadaşları, dostları hatırlamayı, ruhlarına Kur’an okumayı, yâd etmeyi gerektirir.

7 Haziran Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimizin vefatının sene-i devriyesi.

(7 Nisan 1932, Kahramanmaraş - 7 Haziran 2012, Ankara)

Bizler vefanın “anlık” olmadığını izah etmeliğiz herkese.

İslamî şuur “vefa”lı olmayı gerektirir.

Abdurrahim Karakoç ağabeyi uzun uzun anlatacak değilim. Aynı Gazetede, Gündüz Gazetesinde yazmak nasip oldu. İslami yaşayışını ve hassasiyetini bilenlerden olduğumu düşünüyorum. Önemli olan hassasiyetlerini ve yol göstericiliğini gençliğe mal edebilmektir.

Vefa bunu gerektirir.

Vefanın bir “anlık” olmadığını herkese anlatmaktır.

O;

Aydınlığa koştum, karanlık çıktı

Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı...

Güç bela ben, bana vardım dün gece.

Dosta şiir yazdım "hatıra" dedim

Belki bir dost gele otura dedim.

Gönlümü toprağa serdim dün gece” diyordu da bizler Fatihalarımızla, Yasinlerimizle dualarımızla yanına gidip oturduğumuzu vefasız olmadığımızı göstermek ve yaşamakla mükellefiz.

Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyinin vasiyetinden bir şiir. Buna sahip çıkmak bile yeterli olabilir.

 İşte o vasiyet:

 

“İmansız askerin, korkak paşanın
Bir boyuna bir de enine tükür.
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine bir de kanına tükür.

Ölürsen de hak yedirme, hak yeme;
Aka kara, karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hâkime bir de kanuna tükür.

İlaç olsa içme düşman tasından
Sakın taş attırma dost arkasından
Kim ikiyüzlüyse tut yakasından
Bir yüzüne bir de canına tükür.

Millet parasından verdirme parsa;
Edirne'den Van'a, Muğla'dan Kars'a
Nerede sahte bir kahraman varsa
Bir resmine bir de şanına tükür.

Kesmekle kısalmaz cömerdin eli
Yiğidin adına eklerler deli.
Baban olsa bile Allahsız ölü
Bir ruhuna bir de sinine tükür.

Bırak hesabını ölüm kalımın
İnanmışa zulmü ne ki zalimin
Manayı reddeden sözde âlimin
Bir ilmine bir de fenine tükür.”

Bugün 7 Haziran 2025 Abdurrahim Karakoç ağabeyimizin rahmet-i rahmana kavuşmasının sene-i devriyesidir.

O, Secde-i rahmanda tevhidi çok arzulayandı. Tefrikanın bize yakışmadığını terennüm ediyordu.

“Birleşin ey! Yolları Kur'an'da birleşenler

Birleşin, itikatta, imanda birleşenler

Ayrılık yakışmıyor, bölünmek günah size

Birleşin ey! Secde-i Rahman'da birleşenler” tembihatında bulunuyordu.

Evet.

Birlik ve beraberlik zamanıdır şimdi.

GAZZE’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ve dünyanın her yerinde soykırımı bitirmek için birleşmek zamanıdır.

Birleşerek Abdurrahim Karakoç ağabeyin vasiyetini ifa zamanıdır el’an.

Ruhun şad mekânın cennettir inşallah.

Selam ve Sabırla… 07.06.2025

 

 

 

Merhamet, Rahmet ve Bayram

Merhamet, Rahmet ve Bayram

Veysi ERKEN Dr.

Soykırımın, kanın, vahşetin, açlığın, yokluğun tavan yaptığı GAZZE ve diğer coğrafyalara bayram gelir mi?

Bayramımız bayram olur, bereket ve merhamet yağar mı?

Evet.

Bayram merhametin ve meveddetin daha fazla kuşanıldığı zaman dilimidir mümin Müslümanlar için. De ki: “Sizden akrabalık sevgisinden (meveddet) başka bir karşılık istemiyorum.” Kim çaba harcayıp bir iyiliği gerçekleştirirse bu konuda ona daha büyük güzellikler bahşederiz. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve iyiliği asla karşılıksız bırakmaz. Şûrâ-23” ayetinin gönüllere tecelli ettiği gündür BAYRAM.

Bayram sevinçlerin ve zenginliğin paylaşıldığı, mazlumlarla, mağdurlarla dayanışma ve yardımlaşmanın arttığı bir zamandır mümin ve insan olanlar için.

Bayram bunun açık bir göstergesidir inanan ve inandığını yaşayan Müslümanlar ve zulme karşı direnenler için.

Bir tevhid eylemidir bayramı günleri.

Merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz soruyor.

“Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?”

Elbette bayram takvimdeki yazı günü, hasret, ağrı değil, özüne girdiğimiz, mazlumlara yardımı arttırdığımız gündür.

Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?

Evet. Gönlümüzü merhamete, affa, iyilik üzere yardımlaşmaya açtığımız gündür. Hak menziline varamıyorsak, rahmet etmediğimiz, barışı arzulamadığımız gün bayram değildir.

Kısaca, Bayram iyiliği, güzelliği, ihsanı, dayanışmayı, yardımlaşmaya, sevinci yaşamaktır, yaşatmaktır.

Mazlumlara kol kanat germektir.

Siyonist haçlıları boykot etmektir.

Siyonist haçlı zihniyetinin kışlası olan İsrail’i tasfiye etmeye çalışmaktır.

Şükürler olsun milletimizin mümin Müslümanları bu duyguları en güzel şekilde yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorlar.

Neredeyse dünyanın bütün mazlum ve mağdur coğrafyalardaki fakir ve yoksulara kurbanlarıyla Bayram sevinçlerini ulaştırmaya ve yaşatmaya çalışıyorlar.

Yeryüzü bayram yeri olsun diyedir bütün çabalar. Yeryüzü merhamet ve adaletle kuşansın diyedir bütün gayretler ve koşuşturmacalar.

Gün bir yetim başı okşadığımızda, aşımızı paylaştığımızda, sevdamızı merhamet duygusuyla belirttiğimizde, imkânlarımızla mazlumların yaralarına ilaç olmaya gayret ettiğimizde, büyüğümüzün, küçüğümüzün gönüllerini ve dualarını almaya çalıştığımızda bayrama döner.

Günlerimiz tevhidle, merhametle, sevgiyle, muhabbetle, bereketle, “birr”le, ihsanla, iyilikler ve güzelliklerle bayrama tebdil olsun bayram olsun inşallah.

Merhum Alvarlı Efe Hazretleri’nin şu mısraları;

“Can bula cananını, bayram o bayram ola

Kul bula sultanını, bayram o bayram ola

 Hüzn-ü keder def ola, dilde hicap ref ola

 Cümle günah af ola, bayram o bayram ola” duamız ve takvim günlerimiz BAYRAM olsun, Allah’ın rahmeti ve merhameti mazlumların, mağdurların, GAZZELİLERİN, DOĞU TÜRKİSTANLILARIN üzerine yağsın inşallah.

Selam ve Sabırla… 06.06.2025