31 Temmuz 2025 Perşembe

Kahramanlardan Biridir İsmail Heniye

Kahramanlardan Biridir İsmail Heniye

Veysi ERKEN Dr.

31 Temmuz 2024.

İsmail Heniye’in şehid edildiği gün.

Siyonist haçlı zihniyetinin İran’daki uşakları, köleleri, işbirlikçileri marifetiyle İsmail Heniye’nin şehit edildiği gün.

Şehitler “usve/örnek”dir inanan Müslümanlar için.

Daim olarak nesillere anlatılmalıdır.

İsmail Heniye bu örneklerden sadece biridir.

Şehitler ölü değildir.

Münafık, müfsid ve moizlerin torunları hariç her Müslüman buna inanır ve teslim olur.

Şehid İSMAİL HENİYE dünyanın bütün iyi insanların gönlünde varlığını sürdürüyor, mücadelesi ve cihadı unutulmuyor..

Zalimlere, kalleşlere, şerefsizlere, münafıklara, müfsidlere ve tüm Siyonist haçlılara ve uşaklarına rağmen KÜRESEL İNTİFADA devam ediyor, edecek inşallah.

Küresel intifada ve küresel boykot Siyonist katilleri, ABD, İngiltere, kışlaları olan İsrail ve bütün Siyonist yönetimleri kahredecek Allah’ın yardımı ve nusretiyle.

03 Ağustos 2024 İsmail Heniye’nin şehadeti yeni bir dirilişin, yeniden dirilişin, ihya ve inşanın ziyadeleştiğinin bir göstergesi olmuştur.

Direnişle diriliş.

Evet.

Şehid İSMAİL HENİYE ölmedi diridir. Buna iman ediyoruz. AYETTE; “Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz. Bakara-154” buyrulur ve biz buna iman ediyoruz.

Münafıklar, kâfirler, içimizdeki moizlerin, kirkorların soykırımlarına aldırmayarak inanıyoruz. Bizler her şeyimizle Allah’a teslim oluyoruz.

İmtihanda olduğumuza inanıyoruz Ayetlerde; “Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak sûretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! Bakara-155 ve “Yoksa ey mü’minler! Sizden önceki mü’minlerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden, onların yaşadıkları sıkıntıları çekmeden cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlara öyle ezici fakirlikler, öyle kımıldatmayan sıkıntılar dokundu ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda peygamber ve yanındaki mü’minler: “Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek hale geldiler. Şunu bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır. Bakara-214” buyrulur ve inşallah imtihanı kazananlardan oluruz.

Dua ettik.

Rabbulalemin kabul ve makbul etsin inşallah ve Heniyenin şahsında bütün şehidler için Fatiha okuduk ve onlara şöyle seslendik:

Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Evet.

Son peygamber âğûşunu İsmail Heniye’ye ve bütün şehidlere açmıştır. 

Mekânın cennettir biiznillah. Ruhun şad, cihadın daim, ahlakın dünyaya hâkim olsun Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) yolunun yolcusu İsmail Heniye.

Selam ve Sabırla… 31.07.2025

 

 

Lokomotif Olmayanlar/ Olamayanlar

Lokomotif Olmayanlar/ Olamayanlar

Veysi ERKEN Dr.

Mecazi anlamda “lokomotif” ıstılahı güçlü, kararlı, yönlendirici, hareket ettirici kişiyi, kurumu, devletleri ifade eder.

Bu tanımdan hareketle şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki “lokomotif “olmayanlar/olamayanlar ancak vagon veya vagonun içindeki yük olur.”

Evet.

Türkiye “lokomotif” olmaya çalıştıkça “takoz”lar, hainler devreye sokulmuştur. Geçmişte Nuri Demirağ, Şakir Zümre, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil, Necmettin Erbakan ve binlercesi “takoz”lar, hainler ve ecnebilerin uşaklığını yapanlar tarafından engellenmiştir.

Bugün de aynı uşaklar, ülkemizi İngilizlere, Siyonistlere şikâyet edenler insanımızın, ülkemizin “lokomotif” olmasını engellemeye çalışıyorlar.

Türkiye’nin İHA, SİHA, TİHA, Tank, gemi, uçak ve her alanda sanayi ürünü üretmesinden, Türkistan’a açılmasından, Afrika’da söz ve karar sahibi olmasından rahatsızlık duyuyorlar, engellemeye çalışıyorlar.

Kısaca ülkemizin lider ve baş olmasını istemiyorlar, Siyonistlerin uşaklığını icra ediyorlar.

Tabii ki bu ihanetlerini değişik maskelerle gizlemeye çalışıyorlar.

Revaçta olan temel maskeler Atatürkçülük, Kemalizm, Laikliktir.

Bu maskelerle ülkemizin birliktelikler oluşturmasını engellemeye, hilafet gibi baş olmayı gerektiren müesseseye karşı çıkıyorlar, Siyonistlere hizmet ediyorlar.

Samimi olsalardı Mustafa Kemal’in hilafet ile ilgili söylediklerini okur, anlar ve gereğini yapar, ülkemizin baş olması için çaba harcarlardı.

İşte Mustafa Kemal’in düşüncesi.

Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti reisi Mustafa Kemal Paşa imzasıyla 8/Nisan/1923 tarihiyle HALK FIRKASI UMDELERI'NIN tasnif ve tefsirindeki 5'inci madde aynen şöyledir:

"5- İstinatgâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi olan makamı Hilâfet beyne'l-İslam bir makarr-ı muallâdır. İslâm dininde bütün namazlar cemaatle eda olunur. Cemaatin bir başı vardır ki, cemaatı terkip eden bütün fertler ona bağlanırlar. Bu suretle imam, cemaatın timsali olmuş olur.

Cemaatın fertleri arasındaki tesanüt, imamın şahsında tecelli eder. Her imamın kendi cemaatını namaz esnasında birleştirerek birçok ruhlardan tek bir ruh meydana getirmesinde küçük bir dayanışma oluşur. İslâmiyet’te bundan başka bir de büyük bir dayanışma vardır ki bütün ümmeti tek bir ruh haline getirir. Bunun şekli de, bütün imamların, manevi bir surette bir imam-ı ekbere iktida eylemesidir. İşte bu imamlara "Halife" nâmı verilir.

O halde. Namaz kılınırken yalnız gözümüzün önündeki cemaatın imamda temerküz eden ruhî vahdetini görmekle yetinmemeliyiz. Bilmeliyiz ki bu cemaattan başka, milyonlarca cemaat de aynı zamanda bir "ümmet" halinde birleşmişlerdir. Bu birleşme bütün milletin bir büyük imam etrafında yani "Halife"nin çevresinde birleşmesiyle husule gelir. Demek ki küçük imamlar, küçük cemaatları oluşturacak, büyük imam da bütün ümmeti temerküz ettirerek İslâm âlemindeki umuru dayanışmayı meydana getirecektir. Bundan dolayıdır ki, bütün İslâm âlemi halife meselesinde alâkadardır. Yeryüzünde bir (Hilafet) makamı bulunmazsa, İslâm âlemi kendisini imamesiz kalmış bir tesbih gibi dağılmış, perişan görür.

HILAFET, TBMM'E DAYALIDIR

Bu ifadelerden anlaşılıyor ki mutlaka İslâm ümmetinin başında "Halife” nâmı verilen şahsî bir timsalin bulunması lâzımdır. Fakat bu yüksek makamı, hangi Müslüman millet, kendi içinden bir şahsiyet seçerek vücuda getirebilir? Dinen halifenin gayr-i Müslim hiç bir devlete tabi olmaması şart olduğundan halifeyi kendi içinden doğuracak milletin mutlaka kuvvetli bir orduya ve tam bir istiklâle malik olan mücahittir İslâm milleti olması lâzımdır. Birçok asırlardan beri bu şartları hâiz olan millet Türkiye olduğu gibi, bugün de bu şarları hâiz olan millet, yalnız Yeni Türkiye'dir. Buna binaen Türkiye Büyük Millet Meclisi bizzat Halife hazretlerini muazzez ve muhterem makama istinatgâh yapmıştır.”*

Anlayan ve anlamak isteyenler için belge açıktır.

İhanet derekesinde olanlar için izah edilecek bir şey yoktur. Onlar Siyonistlerin vagonlarında yük olarak bulunmayı marifet olarak millete yutturmaya devam edeceklerdir.

Selam ve Sabırla… 31.07.2025

Kur’an’ın Muhatabı İnsandır

Kur’an’ın Muhatabı İnsandır

Veysi ERKEN Dr.

“Kur’an Bende Ne Değiştirdi” diye yazdım. İnsanî vasıflarını kaybetmiş ademler her konuda  “Kur’an”ı esas alıyorsun diyor. Evet. Her şeyin ölçüsü “Kur’an” ve onun uygulaması olan sünnettir.

İnsanlığını kaybetmişler dâhil herkese şunu izah etmeye çalışıyorum.

Kur’an insan’a hatta cinlere hitab eder ve onda/ insanda değişimi sağlamaya çalışır. Kur’anı okuyan, öğrenen, anlayan ve yaşayan kendisindeki/ “ben”indeki değişimi ve dönüşümü fark eder, Salihlerden olur.

Sadece “Ey İnsanlar” ile başlayan birkaç ayetin mealini vermekle yetiniyor ve “Kur’an Bende Ne Değiştirdi yazımın linkini paylaşıyorum.

''Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır. BAKARA-168 ''

''Ey insanlar, Resul size, Rabbi'nizden hakkı (gerçeği) getirdi. Kendi yararınıza olarak ona inanın. Eğer inkâr ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Allah bilendir, hikmet sahibidir. NİSA-170 ''

''Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur indirdik. NİSA-174 ''

''De ki; ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah'ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin bütün mülkü O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öldüren de, dirilten de O'dur. Bundan dolayı gelin, Allah'a ve resulüne iman edin. Allah'a ve Allah'ın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere, evet ona uyun ki, hidayete erebilesiniz. ARAF-158 ''

''Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi. YUNUS-57''

''De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim. YUNUS-108 "

''Ey insanlar ! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, (bilin ki) ne olduğunuzu size açıklamak için şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız, sonra sizi, olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanına ulaştırılır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir. HAC-5 ''

Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden korkun. Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın. Allah’ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın. LUKMAN-33”

Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini anın; sizi gökten ve yerden rızıklandıran Allah’tan başka bir yaratan var mıdır? O’ndan başka tanrı yoktur. Nasıl aldatılıp da döndürülürsünüz? FÂTIR-3”

Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir; dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah’ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın. FÂTIR-5”

Ey insanlar! Allah’a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O’dur. FÂTIR-15”

Ve.

Cinlerin bir kısmı da muhatap oldu ve Kur’ana uydu.

(Ey Muhammed!) De ki: "Bana cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: "Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız. Doğrusu Rabbimizin şanı çok yücedir; ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk. Demek bizim beyinsiz olanımız Allah hakkında doğruluktan uzak sözler söylüyormuş. Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk. Cin, 1-5"

İlave Kur’an Bende Ne Değiştirdi” yazısının linki:

 https://veysierken.blogspot.com/2025/07/kuran-bende-ne-degistirdi.html

Selam ve Sabırla… 31.07.2025

30 Temmuz 2025 Çarşamba

Şükür- Küfür (nankörlük)

Şükür- Küfür (nankörlük)

Veysi ERKEN Dr.

İnsanoğlu “Habil” ve “Kabil” niteliklerini taşır.

Bu nitelikleriyle “şükreder” veya “küfr/nankörlük eder”

Allah “Eğer şükrederseniz size (nimetimi) daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti. İbrahim-7” buyurur.

Şükür, “verdiği nimetlerden dolayı kulun Allah’a minnettarlık duyması, bunu sözleri ve amelleriyle göstermesi” anlamında kullanılmaktadır. Kur’an’da kulluğun gereği olarak değerlendirilmiş, Allah’ın nimetlerine mazhar oldukları halde şükretmeyenler kınanmıştır. …Şükür sadece sözle değil, eldeki nimetlerin gerçek sahibinin Allah olduğuna gönülden inanarak bu nimetleri Allah’ın rızasına uygun şekilde kullanmakla olur. Servetin şükrü muhtaçlara yardım etmek, ilmin şükrü bilgiyi insanların yararına kullanmak, sıhhatin şükrü ise Allah’a kulluk ve insanlara hizmet etmektir” şeklinde tefsir edilir.

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C4%B0br%C3%A2h%C3%AEm-suresi/1757/7-8-ayet-tefsiri

Şükür Allah’ı anmanın, emirlerine uymanın belirtisidir.

Şükür “O halde siz beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve sakın nimetlerime nankörlük etmeyin. Bakara-152” ayetinin ifasıdır.

Şükür insana verilen, tattırılan daha sonra elinden çekiverilen nimet için ümitsizliğe kapılmaması, yeise düşmemesidir. “Biz insana tarafımızdan bir nimet tattırır, sonra da bunu elinden çekip alıversek, bu takdirde o tamâmen ümitsizliğe kapılır, olabildiğine nankör kesilir. Hûd-9”

Evet.

“Hâsılı O size, kendisinden istediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki, eğer Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zâlimdir, çok nankördür. İbrahim-34”

Ayetinde belirtildiği gibi Allah, sayamayacağımız kadar nimet verdi. Zalimlik ve nankörlük etmemeliyiz ki İNSAN olarak kalalım.

Selam ve Sabırla… 30.07.2025

Seçtiklerimizle İmtihan Ediliyoruz

Seçtiklerimizle İmtihan Ediliyoruz

Veysi ERKEN Dr.

Şehirlerimiz, beldelerimiz çölleşiyor, susuz günlere, aylara yıllara doğru sürükleniyor.

Bu gidişle şehirlerden, beldelerden toplu göçler başlayacak.

Seçtiklerimizle, önder edindiklerimizle imtihan ediliyoruz. Nimet kesiliyor.

Seçtiklerimiz tedbir alacaklarına, özlerine, Allah’ın ahkâmına döneceklerine yasaklarla yasak savmaya, günlerini şatafat ve saltanatla sürdürmeye çalışıyorlar.

Toplumu kötü niteliklerle bezemeye çalışıyorlar.

Danslar, konserler ve ahlaksızlıkla zehirliyorlar ve nimetin kesilmesine sebep oluyorlar.

“Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lutfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfâl-53”

Kendilerini değiştiren, kendilerinin bozulmasına, ahlaksızlaşmasına vesile olanlara uyan toplum bir gün yöneticileri için bedduada bulunacak ama helak olmaktan kurtulamayacak.

“Rabbimiz! Biz efendilerimizi ve büyüklerimizi dinledik, onlar da bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları ağır bir şekilde lânetle! Ahzâb 67-68” ayeti bu gerçeği izah etmektedir.

Topluma diyorum ki, susuzluk yüzünden büyük göçler başlamadan Allah’ın ahkâmına dönünüz, yaşayınız ve seçtiklerinizi, efendi ve büyük kabul ettiğiniz hırsızları, rüşvetçileri, heykelcileri, konsercileri, dansçıları def ediniz ki nimete, suya kavuşasınız.

Yoksa seçtiklerinizle imtihana ve yok olmaya sürüklenmeye devam edeceğiz.

Hâsılı kelam

Allahın ahkâmına uyalım ve bizi saracak fitneden sakınalım.

Ayetlerde “Ey inam edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Resûlüne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.  Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah'ın azabı şiddetlidir. Enfâl 24-25

Selam ve Sabırla… 30.07.2025

Sözü Muhatabına Söylemek

Sözü Muhatabına Söylemek

Veysi ERKEN Dr.

Söz.

Söz önemlidir.

Muhatabına söylenmelidir.

Karşımızdaki muhatap ise söylenmelidir.

Aksi takdirde zaman israfıdır.

Allah “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler; yoksa şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır. İsrâ-53

Sözün en güzelini söylemek insan olmanın gereğidir.

Şeytanlara, şeytanlaşmışlara, ihanet içinde olanlara söylenecek söz yoktur.

Onlar sözden anlamaz, “esfel”dirler.

Yoksa sen onların çoğunun gerçeği dinlediklerini veya akılla­rını kullandıklarını mı sanıyorsun? Onlar tıpkı hayvan sürüsü gibi­dir. Hatta izledikleri yol bakımından hayvanlardan daha şaşkın durumdadırlar. Furkan-44” buyrulduğu gibidirler.

“Söz”den anlamazlar, idrak etmezler, yakarlar, yıkarlar, soykırımı gerçekleştirirler, insanları aç susuz bırakırlar, felaketlere sebep olurlar.

Söz önemlidir.

“Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz” dizelerinde ifade edildiği gibi  “söz”  ağılı aşı bal eder insana.

İnsan olmayana “söz” tesir etmez, söylenen her şeyi zehire çevirirler.

Gazze, Doğu Türkistan için muhatap alınacak insan yoktur. Muhatap alınmaya çalışılanlar “tıpkı hayvan sürüsü gibi­dir. Hatta izledikleri yol bakımından hayvanlardan daha şaşkın durumdadırlar.”

Evet.

Gazze’de soykırım, katliam, vahşet, işgal, yıkım, açlık, kıtlık, susuzluk ve ölüm devam ederken Batılılar/Batıllar açıklamalar yapıyor. Eylül’e kadar saldırılar durmazsa Filistin’i devlet olarak tanıyacağız.

Bir  LEŞ  miş  m İLLETLER bir LEŞ olarak seyrediyor.

Özetle Eylül’e kadar Gazze’yi imhaya, Gazzlileri açlık ve susuzlukla öldürmeye devam edin deniliyor.

Ve en acısı bazıları onları muhatap kabul ederek “söz” söylemeye çalışıyor.

Siyonist haçlı zihniyetinin insanları yavaş yavaş aç ve susuz bırakarak imhaya çalıştıklarını görmezlikten geliyor, seyirci kalıyor ve suçlarına ortak oluyor.

Unutulmamalıdır ki, Siyonistler asla “söz”den anlamaz, “İnsan” olmadıkları için muhatap alınmaz. Onlara ancak anlayacakları tarzda cevap verilir.

Meşhur bir söz vardır. “Düşman seni yemeden sen onu ye” diye.

Siyonist haçlı zihniyeti insanların, insanlığın düşmanıdır ve o zihniyet insanları ve insanlığı yemeden, insanlık onu yemelidir.

Şimdi ve her zaman icraat vaktidir.

Selam ve Sabırla… 30.07.2025

 

 

29 Temmuz 2025 Salı

Kur’an Bende Ne Değiştirdi

Kur’an Bende Ne Değiştirdi

Veysi ERKEN Dr.

Kur’an’la “ben” olmayanlar şeytana “bende” olur.

“Ben” bir ferdin kendisini kendisi yapan hususiyetler, özelliklerdir. Ferdi kendisi yapan, onu diğerlerinden ayıran temel şeydir.

“Ben”  ferdin “Nefs”inin sahip olduğu nitelikler bütünüdür.

Bireyin “Nefsini bilen Rabbini bilir” düsturu gereğince “Ben”ini “Kur’an”la ihyasıdır.

Yunus

“Beni bende demen, ben de değilim

 Bir ben vardır bende, benden içeru” diyerek bu hakikati terennüm etmiştir.

Evet.

“Ben”lik sahibi kendini “Kur’an”la ihya ve inşa eder.

Fiillerinin, davranışlarının, tavırlarının, tutumlarının ve eylemlerinin temel ilkelerini ve zeminini “Kur’an” oluşturur, ferdin maddi ve manevi özelliklerini belirler.

Konuşması, insanla ilişkilerini, hak ve hukuku koruması, kısaca “insan”laşması “Kur’anl'a vahyedilen ilkelerle gerçekleşir.

Kur’anla “ben” olamayanlar şeytana “bende/köle/hizmetçi” olur.

“Kur’an” ve “sünnet”e tabi olan bireylerde bütün niteliklerinde olumlu değişiklikler gerçekleşir.

İnsanlaşır.

“Vahşi”yi adam, “Ömer”i adalet timsali yapar. ”Ali”yi kahraman ve aslan yapar.

“Kur’an” bireylere ve topluma huzur sağlar, bireyleri ve toplumu dönüştürür, Allah’a yakınlaştırır, insan kılar.

Kur’anı terk edenler şeytana “Bende/köle, hizmetçi” olur. Şeytanın, şeytanlaşmışların uşağı, katil, soykırımcı, vahşi olur.

Kur’anı terk ederek şeytanlaşanlar için “Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi. Furkan-30” buyrulur.

Hâsılı kelam Kur’an bende ne değiştirdi veya değiştirmesi gerekir sorusunu doğru sorar ve cevaplandırırsak bende çok şeyi değiştirdiğini, beni “esfel”likten kurtardığını, insanlaştırdığını, topluma faydalı kıldığını görürüz.

Kur’anla kendini ihya edemeyenlerin “esfel”leştiğini, hayvanlaştığını, hatta daha aşağı derekeye düştüğünü görüyoruz.

“Kur’an”la “BEN” olamayıp Şeytana “bende/köle/hizmetçi” olanlar için Yoksa sen onların çoğunun gerçeği dinlediklerini veya akılla­rını kullandıklarını mı sanıyorsun? Onlar tıpkı hayvan sürüsü gibi­dir. Hatta izledikleri yol bakımından hayvanlardan daha şaşkın durumdadırlar. Furkan-44” buyrulur.

Umulur ki, Kur’an ilkeleriyle, beni “BEN” ve insan yapar.

Zira Kuşkusuz o, değeri çok yüce Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır.  Ona ancak tertemiz olanlar dokunabilir. O, âlemlerin rabbinden indirilmiştir. Vâkıa, 77-80”

İnsan olanlar onunla ihya olur.

“Esfel”ler ise onu mahcur bırakır ve terk eder.

Selam ve Sabırla… 29.07.2025

28 Temmuz 2025 Pazartesi

Bollukta ve Darlıkta Harcarlar

Bollukta ve Darlıkta Harcarlar

Veysi ERKEN Dr.

Takva sahipleri, müminler, insan olanlar Allah yolunda harcarlar, fakirlere, yoksullara, mazlumlara, SESSİZ KIYAMETİ yaşayanlara mallarını sebil ederler, gönüllerini açarlar.

“Onlar (takvâ sahipleri) bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever. Âl-i İmrân-134”

Onlar ünsiyet sahibidirler. Malı toplayıp sayanlardan değildir. “Arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan, servet toplayan ve onu sayıp duran herkesin vay haline! O, malının kendisini sonsuza kadar yaşatacağını zanneder. Hümeze, 1-3” ayetinde belirtilen hâle düşmez. Felaket zamanında, SESSİZ KIYAMET günlerinde daha fazla iyilik ve hayırda yardımlaşır ve yarışır.

Büyük bir afet ve felaket, SESSİZ KIYAMETİ yaşıyor GAZZE.

Yüz yılın en büyük açlığı, yokluğu, soykırımı yaşıyor GAZZE.

Bizler Müslüman olarak Rabbulaleminin emrettiği gibi davranmakla mükellefiz. Siyonist haçlılar büyük bir afete, yıkıma, can ve mal kaybına vesile oldu.

Gazzede tahminin ötesinde yıkıma, soykırıma yol açtı.

Şimdi daha çok dayanışma, yardımlaşma ve hayırda yarışma vaktidir.

Evet, yaraları sarma ve acıları hafifletme, dindirme vaktidir.

Elimizden, maddi ve manevi imkânlarımızdan ne geliyorsa infak vaktidir. Ayette Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir. Âl-i İmrân-92”

Şimdi Allah yolunda daha fazla harcama ve infak zamanıdır ki, iyiliğe erelim.

Elbette her Müslüman mümin ve insan olan iyiliğe erme çabasındadır.

Allah, yüklenebileceklerimizden de mükellef ve sorumlu tutar. Her birimizin yüzünü çevirdiği bir yön ve tuttuğu bir yol, yöntem vardır. Biz yüzümüzü Allah’a çevirmekle mükellefiz.Herkesin yüzünü ona doğru çevirdiği bir yönü vardır. Öyleyse hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun, Allah sizin hepinizi bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir. Bakara-148”

Hem yüzümüzü, yönümüzü O’na çevirmeliğiz hem de “hayır”da yarışmalıyız. Hayırda yarışmak ve yardımlaşmak bizi cennetine nail edecek, GAZZE’DEKİ SESSİZ KIYAMETİ bitirecek inşallah.

Siyonist haçlı sürüleri ne kadar yıkıma sebep olmuşsa yeise düşmemeliyiz ve yardımlarımızı esirgememeliyiz. Çünkü biz insan olarak "İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir. Maide 2" ayetinde belirtilen anlayışı yaşamakla mükellefiz.

Elbette Siyonist haçlı zihniyetinin piyonları, uşakları ve şeytanları boş durmayacak. Şeytani işlerine devam edecek. Bizleri hayırda yarışmadan, iyilik ve takva üzerinde yardımlaşmadan alıkoymaya çalışacak.

SESSİZ KIYAMET.

Bence Gazze’deki SESSİZ KIYAMET kendimizi daha fazla sorgulamamıza vesile olmalıdır.

Dayanışmamızı, yardımlaşmamızı ve ahlakımızı güzelleştirmemize vesile olmalıdır. Rabbualemin iyiliği "İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir. Bakara 177" biçiminde tanımlar ve yaşamamızı ister. Hâsılı kelam Rabbimiz bizleri bize anlattığı ve öğrettiği kamet ve istikamette yaşamayı nasip etsin.

Ve.

Bizlere her zaman, özellikle sıkıntılı bu günlerde, Siyonistlerin büyük yıkıma, mağduriyete, mazlumiyete yol açtığı bu günlerde "İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın cezası çetindir. Maide 2" ayeti mucibince yaşamayı, dayanışmayı, yardımlaşmayı ve hayır üzere yarışmayı, bolluk ve darlık günlerimizde rızasına uygun harcamayı nasip etsin.

Selam ve sabırla... 28.07.2025

 

 

Gazze’de Sessiz Kıyamet Var

Gazze’de Sessiz Kıyamet Var

Veysi ERKEN Dr.

Gazze’de, Doğu Türkistan’da SESSİZ KIYAMET var.

Bu sessiz kıyamet iki ayaklıları cehenneme sürüklüyor.

Bilhassa Müslüman zannedilenler, yöneticiler sağır, dilsiz ve kalpsiz.

Vicdanları, insan olma özellikleri yok.

İnsan olanlar Siyonist haçlı katillerine karşı sesini yükseltenler şöyle haykırıyor. “her genç sizin yalancı olduğunuzu biliyor. 7 Ekimden beri sayıklıyorsunuz. Sizler katillersiniz. Linkte tıkla seyret, sende cesur ol ve sağırlara Gazze’nin sesini duyurmaya çalış. https://www.youtube.com/watch?v=jT8D404nOFw

Unutmayalım. İman, sabır ve cihad zaferi getirir biiznillah.

İnsan olan ve insan kalanlar SESSİZ KIYAMET’E sessiz kalmıyor, Yemen bunun misali. Cesaretle Siyonistlerin pisliklerini, vahşetlerini, soykırımlarını, işgallerini durdurmaya çalışıyor.

Yıllar önce de böyleydi. Vicdanlı ve cesur olanlar mazlum Gazze/Filistin halkının SESSİZ KIYAMETİ yaşamasına engel olmaya çalışıyordu.  Siyonist katilleri durdurmaya çalışıyordu.

16 Mart 2003.

 22 yıl önce idi. Vicdanı, insanlığı katılaşmayan, cesur Rachel Corie “zulüm bizdense ben bizden değilim” diye haykırıyordu.

Ve bir çocuk olarak:  “Ben diğer çocuklar için buradayım. Buradayım çünkü önemsiyorum. Buradayım çünkü her yerde çocuklar ıstırap çekmekte. Çünkü kırk bin insan açlıktan ölmekte. Buradayım çünkü o insanların çoğu çocuklar. Anlamalıyız ki fakirler her yanımızda ve biz onları görmezden geliyoruz. Anlamalıyız ki bu ölümler önlenebilir! Anlamalıyız ki üçüncü dünya ülkelerindeki insanlar da tıpkı bizim gibi düşünür, endişelenir, güler ve ağlar! Anlamalıyız ki onlar bizim rüyalarımızı görüyor, biz de onların rüyalarını! Anlatmalıyız ki onlar biz, biz de onlarız! Rüyam, her gün ölen kırk bin insanı kurtarabilmek! Rüyam gerçekleşebilir ve gerçekleşecek, eğer hepimiz geleceğe bakıp oradaki ışığı görebilirsek...” diyen ve hayatını farklı dine, yani Müslüman Filistinliler için feda eden küresel vicdan ve cesaret sahibi bir genç kız.  

https://www.youtube.com/watch?v=vrWcHJoCSDU

Açın sınırları, kapıları SESSİZ KIYAMETİ durdurmaya çalışacak milyonlar var. Siyonist kışlayı tasfiye edecek, merhameti hâkim kılacak kitleler var.

Evet, bunlar milyon insan, vicdan ve cesaret sahibi, kalpleri katılaşmayanlar, SESSİZ KIYAMETE razı olmayanlar.

Ya kendini Müslüman addeden yöneticiler.

Kalpleri katılaşan despotlar.

Vicdanlarınız uyanacak mı?

İman, sabır ve cehd sahibi olacak mısınız?

Gazze’de ve mazlum coğrafyalarda SESSİZ KIYAMET’İN bitmesi için sınırlarınızı, kapılarınızı açacak mısınız?

Gazzelileri doyurup özgürleştirecek misiniz?

Siyonistlerin kışlası İsrail’in tasfiyesi için çaba harcayacak mısınız?

 Biliniz ki, Allah kalpleri katılaşanları, vicdanını ve cesaretini kaybedip cüzdanını, makamını düşünenleri şöyle tavsif ediyor. “Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; artık kalpleriniz taş gibi, hatta daha da katıdır. Taşın öylesi var ki ondan ırmaklar kaynar; öylesi de var ki çatlayıp bağrından su fışkırır; bazı taşlar da var ki Allah korkusuyla yuvarlanıp düşer. Allah, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir. Bakara-74

Demek ki, soykırım karşısında sessiz kalanların, Gazze’de SESSİZ KIYAMETİ seyredenlerin kalpleri katılaştı, vahşeti görmüyor, katliamı duymuyor, fareler gibi korkuyor ve inlerinde saklanıp vızıldıyor.

Uyanma, silkinme zamanı gelmedi mi?

Münafık olmayan her insan ve Müslüman harekete geçmek, SESSİZ KIYAMETİ bitirmek ve Siyonist katilleri durdurmakla mükelleftir.

Hâsılı kelam.

Küresel haydutluğu durdurmanın ve SESSİZ KIYAMETİ bitirmenin bir tek yolu vardır. Her bakımdan güçlü olmak, vicdanlı olmak, esareti reddetmek, cesareti kuşanmak ve tevhidi sağlamak ve GAZZE’ye girmek ve merhamet bayrağını dikmektir.

Peki, bu mümkün mü? İman sahibi ve cihad şuuruna sahip olabiliyorsak, cesaret ve vicdan sahibi isek ve sabrediyorsak mümkün.

Selam ve Sabırla…28.07.2025

27 Temmuz 2025 Pazar

GAZAP

GAZAP

Veysi ERKEN Dr.

GAZAP isimli bir siccil imal edilmiş. Yakında ebabillere yüklenerek Siyonistlerin tepesine yağar inşallah.

Haber şöyledir.

GAZAP isimli yeni nesil uçak bombası, sadece teknik özellikleriyle değil, patlama anında ortaya çıkan görüntüleriyle dehşet saçtı.

10 BİN PARÇACIKLA YOK EDİCİ GÜÇ

GAZAP, tam 2000 librelik (yaklaşık 970 kg) yüksek tahrip gücüne sahip bir uçak bombası olarak tanıtıldı. İçeriğinde bulunan 10 bin özel parçacık, patlama anında 10 bin farklı ölümcül parçaya dönüşüyor. Bu da bombanın etki alanını klasik mühimmatlara göre olağanüstü derecede artırıyor.

HER METREKAREYE 10.6 PARÇACIK: KAPSAYICI YIKIM

Bombanın patlama etkisiyle birlikte çevreye yayılan bu parçacıklar, metrekare başına yaklaşık 10.6 parçacığın düşmesine yol açıyor. Bu oran, sahadaki canlı hedeflerin etkisiz hâle getirilmesinde büyük bir tehdit oluşturuyor. GAZAP, standart Amerikan yapımı MK-84 bombasının yaklaşık 3 katı güç sunarak sınıfında rakipsiz olduğunu ortaya koyuyor.

https://www.haber7.com/guncel/haber/3550466-turkiye-gazap-bombasini-ilk-kez-tanitti-cumhuriyet-tarihinde-gorulmemis-patlama

Evet.

Üzerine alçaklık ve aşağılık damgası vurulanların üstüne GAZAP yağmalıdır. “Böylece onların üzerine alçaklık ve aşağılık damgası vuruldu ve Allah’ın gazabına uğradılar. Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyorlardı. Bütün bunlar, onların Allah’a isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzünden oldu. Bakara-6”

Onlar “Dediler ki: “Sen bize tek Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğini (azabı) getir bize!” Hûd şöyle cevap verdi: “Üzerinize rabbinizden bir öfke ve bir azap inmektedir. Haklarında Allah’ın hiçbir delil indirmediği, sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda mı benimle tartışıyorsunuz? Bekleyin öyleyse! Şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!” Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalan sayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik. A’raf, 70-71”

Hâsılı kelam.

Allah’ın ahkâmını inkâr edenlerin, soykırım işleyenlerin, işgalcilerin tepesine GAZAP ile azap inmeli ve kökleri kesilmelidir.

Selam ve Sabırla… 27.07.2025

Cehalet Mutluluktur Diyen ECHELLER

Cehalet Mutluluktur Diyen ECHELLER

Veysi ERKEN Dr.

Yeminle kitap okumadığını beyan eden âlimler(!) akademisyenler bilirim. “Cehalet mutluluktur” anlayışına sahiptirler.

Cehalet kazanında pişmek, böylece olay ve olguları kavramak isterler. Allah’ın birliği hariç bilmedikleri(!) şey yoktur.

Bu anlayışa sahip olanlar duymazlar, görmezler, gönülden yoksundurlar. Onlar “İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler. Bakara-171

Onların misali, bir ateş yakan insan gibidir. Ateş tam etrafını aydınlattığında Allah ışıklarını yok eder de onları karanlıklar içinde, hiçbir şeyi görmez bir halde bırakıverir. Artık onlar sağırlardır, dilsizlerdir ve körlerdir; bu yüzden geri de dönemezler. Yahut onlar, karanlıklar içinde gökten boşanan gök gürültülü, şimşekli bir yağmura tutulmuş kimseler gibidirler. Yıldırımlar yüzünden ölümden korkarak parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Hâlbuki Allah inkârcıları çepeçevre kuşatmıştır. Şimşek gözlerini kör edercesine çakar, onların çevresini aydınlatınca orada yürürler, karartınca da kalakalırlar. Allah dileseydi onların işitme ve görmelerini büsbütün giderirdi. Şüphesiz Allah her şeye kādirdir. Bakara, 17-20

Evet.

Cehalet mutluluktur diyenlere anlatılacak bir şey yoktur.

En iyisi onlardan yüz çevirmektir.

Sen yine de affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. A’raf-199 tembihatına uyarak ECHELLERDEN yüz çeviriyorum.

İslam’ı (Kur’an ve Sünnet ahkâmını) anlamayan, anlamaya çalışmayanlar cahildir. Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyenleler ise “echel”dir.

Hani derler ya.

Bilmez,

Bilmediğini bilmez.

Bilir,

Bildiğini bilir.

Bilir,

Bilmediğini bilir.

İslam’ı bilme ve yaşama konusunu  “vahiy” eksenli düşündüğümüzde böyle bir sonuca varırız. Dolayısıyla “bilgi-fert ilişkisi” böyle düşünülmelidir.

En kötüsü, öğrenmek istemeyenler "echel" olarak ifade edilir. Echeller İslam’dan kopuktur.

“Echel” hem bilmez, hem de bilmediğini bilmez.

Echel/Cahil okumaz, okumadan lafazanlık eder, nasihat dinlemez. Nasihatin ve tavsiyenin anlamını ve şümulünü bilmez.

Bilgiden, nasihatten, gerçeği öğrenmeden ve tavsiyeden korkar.

Onun için "echel"ler sadece "ükela/ yiyici" takımındandır.

Echel “ükela”nın manasını da bilmez, ükelayı “ukala” zanneder.

Bu tipler içinde yer aldıkları gruplarda mazarrat çıkarırlar.

Bunların bir metni, konuşmayı veya fikri "tahlil" ve "terkip" kabiliyetleri yoktur.

Echel/Cahilin mantığı olmadığı için mantıklı düşünemez. Cahil, ne “önerme”yi ne de “çıkarım”ı bilmez.

Özetle echel/cahillerin topluma ve beşeriyete hiç bir faydaları yok zarardan başka.

Zihin bulandırma aracı olarak kullanılma niteliğine sahiptirler.

Şeytanlar, bilhassa insan görünümlü şeytanlar bunları kullanır.

ECHELLER niteliklerinden dolayı "bir"den fazla sahipleri olabilir.

Bunların şerrinden muhafaza olmak ve korunmak isteyenler onlardan yüz çevirir.

Bilen Mümin/ Müslüman bunlardan yüz çevirdiği gibi meclislerinde de bulunmaz. Bulunmuş ise onları terk eder. Ayetlerde bu durum şu şekilde ifade edilir.

"O size kitapta şunu indirmiştir: Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini yahut onların alaya alındığını işittiğiniz zaman, onlar başka bir söze geçmedikçe kendileriyle beraber oturmayın; aksi takdirde şüphesiz siz de onlar gibi olursunuz. Allah elbette münafıkların ve kâfirlerin tamamını cehennemde bir araya getirecektir. Nisa 140"

Demek ki, her halükarda "cahil" ve "echel"den uzak durmalıyız ki, felaha erelim. Çünkü "Rahmânın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, "selâm" deyip geçen kullardır. Furkan 63"

Sizi bilemem ama ben cahillerden/ echellerden yüz çevirdim, çevirmeye ve meclislerinde bulunmamaya çalışıyorum.

Selam ve Sabırla… 27.07.2025