28 Eylül 2025 Pazar

Karun Gibi Nankör Olanlar Yok Olacaklar

Karun Gibi Nankör Olanlar Yok Olacaklar

Veysi ERKEN Dr.

İnsanoğlu nankör seciyelidir. Kendisine verilen nimetlerle imtihan edildiği ve nimeti azaldığı zamanlarda nankörlüğü artar.

Bu durum ayetlerde şöyle belirtilir.

“Hâsılı O size, kendisinden istediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki, eğer Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zâlimdir, çok nankördür. İbrahim-34”

“Biz insana tarafımızdan bir nimet tattırır, sonra da bunu elinden çekip alıversek, bu takdirde o tamâmen ümitsizliğe kapılır, olabildiğine nankör kesilir. Hûd-9”

Nankörlük ve yok oluş tarzı KARUN’un şahsında insanlara ibret olsun diye şu şekilde anlatılır.

“Kãrûn, Mûsâ’nın kavmindendi. Fakat Firavun’la işbirliği yaparak onlara zâlimce davranıyordu.

Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile güçlü kuvvetli bir cemaate zor geliyordu.

Kavmi kendisini şöyle ikaz ediyordu: “Şımarma! Şüphesiz Allah şımaranları sevmez! “Allah’ın sana verdiği serveti O’nun yolunda harcamak suretiyle âhiretini kazanmaya çalış. Dünyadan da nasibini unutma.

Allah sana nasıl ihsânda bulunduysa, sen de başkalarına öylece ihsânda bulun. Ülkede bozgunculuk çıkarmaya kalkışma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez! ” Kãrûn: “Niye ki? Bu servet bana verilmişse, öyle iş olsun diye değil, ancak sahip olduğum bir bilgi sayesinde verilmiştir” diye karşılık verdi.

Peki, bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesiller içinde ondan çok daha güçlü ve çok daha büyük servet sahibi nice kimseleri helâk etmiştir? Böyle inkârcı suçlulara, helâk edilmeden önce kendini savunma hak ve imkânı da tanınmaz. Derken bir gün Kãrûn göz kamaştırıcı bir ihtişâm ve debdebe içinde halkının karşısına çıktı.

Dünya hayatına düşkün olanlar: “Keşke Kãrûn’a verilen şu servetin bir benzeri de bizim olsaydı. Gerçekten o büyük bir pay sahibi!” dediler.

Kendilerine gerçeğin ilmi verilmiş olanlar ise o şaşkınlara: “Yazıklar olsun size! İman edip sâlih ameller işleyenler için, Allah’ın âhirette vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Buna da ancak hakkıyla sabredenler kavuşacaktır” dediler.

Sonunda biz Kãrûn’u da, evini barkını da yerin dibine geçiriverdik. Öyle ki, artık Allah’a karşı ona yardım edebilecek hiçbir grup yoktu; pek tabiî, kendi kendine yardım edecek durumda da değildi.

Daha dün onun yerinde olmayı düşleyenler bu sabah şöyle diyorlardı: “Hayret! Demek Allah imtihan için kullarından dilediğine rızkı bol veriyor, dilediğine az veriyor. Eğer Allah bize lutufta bulunmasaydı, bizi de yerin dibine geçiriverirdi. Vay be; demek kâfirler asla iflâh olmazmış!..”

 İşte şu âhiret yurdunu biz, yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk peşinde olmayanlara nasip edeceğiz. Dünya ve âhirette hayırlı âkıbet, kalpleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlar içindir.

Kim Allah’ın huzuruna bir iyilikle gelirse, ona bu yaptıklarından daha hayırlı bir mükâfat vardır. Kim de bir kötülükle gelirse, bilinmeli ki, o kötülükleri işleyenler yalnızca yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.”  Kasas,76-84

Nankörlerin yok oluş tarzlarından ibret almak isteyenler batan holdinglerin sahiplerinin hayatlarını, erzel-i ömüre nasıl evirildiklerini, intihar edenlerini, mirasçılarının nasıl birbirine düştüklerini ve yok olduklarını incelesin yeter.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

Azgınlaşmanın Sonu Yok Olmaktır

Azgınlaşmanın Sonu Yok Olmaktır

Veysi ERKEN Dr.

Tarih milletler, kavimler, topluluklar mezarlığıdır.

Nice güçlü, kudretli ve zengin olan, yenilmez, yıkılmaz zannedilen ülkelerin çok kısa zamanda çöktüklerine, yok olup gittiklerine şahit oluyoruz.

Kavimlerin yok oluşlarında kendilerindeki güzel nitelikleri terk edip  “azgınlık”, zulüm”e yönelmeleri  en önemli sebeplerdendir.

Ayetlerde “Görmedin mi, rabbin ne yaptı Âd kavmine; Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e; Vadide kayaları oyarak şehir yapan Semûd’a; Kazıklı Firavun’a? İşte bunların hepsi ülkelerinde azgınlık etmişlerdi.  Oralarda durmadan fesat çıkardılar. Bu yüzden rabbin onların üzerine kırbaç gibi ceza yağdırdı. Fecr, 6-13” azgınlıkları ve azıtmışların nasıl helak olduğu anlatılır, ibret alınması ve azgınlıktan vazgeçilmesi istenir. Günümüzde de azgınlaşan, zalimleşen, Firavunlaşan toplulukların, ülkelerin, devletlerin yok oluşlarına şahit oluyoruz, olacağız inşallah.

Siyonist yönetimlerin hakim olduğu Amerika, İngiltere ve kışlaları olan İsrail’de çöküş ve yok oluş başlamıştır.

Bunlar azgınlıkla, zulümle “abad” olmak istedikçe sonları “berbat” olacaktır.

Rabbim o günleri gösterecektir inşallah.

Siyonist yönetimlerin hakim olduğu ülkelerdeki yöneticiler kendilerinin dünyanın sahibi olarak görürler ve azgınlıklarını, zulümlerini, vahşetlerini, soykırımlarını, işgallerini arttırırlar, zulüm arttıkça da sonlarını hazırlıyorlar.

Yıkımlarını, yok oluşlarını görmemiz için onlara meyletmememiz, yaklaşmamamız, destek olmamamız gerekir. Aksi takdirde onlarla yok olur gideriz.

Ayette Sakın zâlimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur. Hud-113”

Allah bireyleri ve toplulukları uyarıyor. Güzel vasıflarınızı terk edip kötülüğe, azgınlara, zalimlere yönelmeyin diye.

“Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lutfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfâl-53”

“Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Ra’d -11

Evet.

 “Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz, ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir. Kasas-59”

“Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz. İsrâ-16”

Hasılı kelâm.

Azgın ve zalim toplumların, onlara destek olanların sonu yok oluştur. Tarihten ve dünyadan silinme cezasıdır.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

 

Siyonistlere Öfke Acıyı Bal Eyler

Siyonistlere Öfke Acıyı Bal Eyler

Veysi ERKEN Dr.

“Allah için sevmek, Allah için Nefret” düsturuz olduğu müddetçe “Siyonistlere karşı öfkemizi diri tutmamız” gerekir.

Tabii ki Öfkemiz ve Nefretimiz Allah’ın düşmanlarınadır. Öfkemiz ve Nefretimiz Allah içinse acıyı bal eyler.

Öfkemiz Hakk’ın hâkimiyeti ve halkın huzuru için ise  “Siyonistleri, katilleri, vahşileri, azgınları yok eyler.

BOYKOT öfkesi, Siyonistleri ateşin yaktığı gibi yakar, mazlumların acısını dindirir.

Rasûlullah (sav) buyurdular:“Dikkat ediniz! Öfke insanoğlunun kalbindeki bir ateş parçasıdır…(Tirmizî, Fiten, 26) buyurur.

Dilimizde bir söz vardır. “Öfke baldan tatlıdır” diye.

Evet.

Öfke ateş parçası ve baldan tatlıdır, zalime, Siyonistlere karşı olduğu müddetçe.

Diri tutulmalı, harlanmalıdır ki, soykırım, zulüm, vahşet bitirilebilsin, söndürülsün, Azgın Siyonistlerin kışlası olan İsrail ve sahipleri yok olsun.

“zalim”lerin Zulmü”ne sessiz kalmak, zalimleri unutmak, öfkelenmemek zulmün ve soykırımın artmasına ve devamına vesile olur.

Dolayısıyla zulmün ve soykırımın bitirilmesi öfkemizi diri tutmak ve Siyonistleri BOYKOT etmek daim olmalıdır.

Bilindiği üzere ayette: Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler Mü’min-35 buyrulmaktadır.

Onun içindir ki, zalimlere, hainlere, Allah’ın yolundan sapmışlara karşı “öfke daima diri tutulmalıdır” ki zulüm ve zalimler tutuşsun yok olsun.

Siyonistlerin her fiili insanlığı, Gazze’yi yok etmeye, soykırımı arttırmaya yöneliktir ve her mümin Müslüman ve insan olan bunlara karşı öfkelenmek, boykot etmek ve öfkesini diri tutmakla mükelleftir.

Merhum Aliya’nın tarihe mal olmuş bir sözü vardır. “Unutulan soykırım tekrarlanır” Soykırımların tekrarlanmaması için “zalime öfkeni diri duanı daim tut” kuralını asla unutmamalıyız ve daim uygulamalıyız.

Evet.

Zalimi affetsek bile öfkemizi diri tutmazsak, unutursak zalim, soykırımcı fırsat ve imkân buldukça zulmüne, soykırımına, işgaline ve katliamına tekrar döner, devam eder.

İnsan olan zulme sessiz kalamaz, unutamaz, öfkesini dindiremez, diri tutar, duasını esirgemez.

İnsan olan bir şeyler yapar, yardım ve dua eder. Elinden bir şey gelmiyorsa hiç olmazsa zalimlere karşı öfkesini diri tutar, zalimleri unutmaz.

İnsan olan “zalime yavuz, mazluma yunus”ça yaklaşır.

İnsan olan zulme rıza göstermez, gösteremez.

Zulme rıza zalimin yanında mazluma karşı olmaktır.

Zalime karşı öfkeli olmak, öfkesini diri tutmak, mallarını ve yaşayışlarını boykot etmek her insanın görevidir, Müslüman için farzdır.

Öfke diri tutulmalıdır ki, zulüm ve kötülük toplumda ve yeryüzünde zemin bulmasın ve normalleşmesin.

Ki, zalimler korksun, erisin.

Zalimlerin korkması ve yok olması mazlum ve insan olanların zalimlere karşı duydukları ve diri tuttukları öfkeleriyle mümkündür.

Zalimlere olan öfkemiz bizi diri tutar ve zalimlere karşı direncimizi ve BOYKOTUMUZU arttırır.

Şimdi zalim Siyonist haçlı zihniyetine, zalimlerine öfkemizi diri tutma, zulme alışmama, unutmama, ONLARI BOYKOTLA tedip etme ve zafere erme, acıyı bal eyleme zamanıdır.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

 

27 Eylül 2025 Cumartesi

Siyonist /Evanjelist Çetenin Hiçbir İlkesi Yoktur

Siyonist /Evanjelist Çetenin Hiçbir İlkesi Yoktur

Veysi ERKEN Dr.

Siyonist /Evanjelist çetenin hiçbir kutsalı, ilkesi ve kuralı yoktur.

Zira kutsalları yoktur.

Sahiplerinin uydurduklarını iman esası kabul eder ve soykırımları, işgalleri, vahşetleri, yıkımları, talanları gerçekleştirirler, sürdürmeye çalışırlar.

İnsan görünümlü şeytanlardır.

Kendilerinden olmayan kimseleri insan olarak görmezler.

Temel kabulleri “insansız toprak, topraksız insan”dır.

Topraksız insan kölelere ihtiyaç duydukları kadarıyla geçerlidir.

Şeytan oldukları için yaldızlı sözlerle, fuhuşla, iletişim araçlarıyla insanın zihnini iğfal ederler ve kendilerine köle haline dönüştürürler.

Kötülüğü, katliamı, soykırımı, tahribatı yaygınlaştırmak için yapmadıkları, işlemedikleri mel’anet, kullanmadıkları araç yoktur.

Kutsalları olmadığı için onlar için her yol ve yöntem mubahtır.

İnsanlığın kurtuluşu ancak Siyonist /Evanjelist çetenin tasfiyesiyle mümkündür. Tabii ki öncelikle zihinlerde tasfiye edilmesi icab eder.

Gazze’deki ve dünyanın her yerindeki zulümleri, soykırımları bitirebilmenin yolu hiçbir kutsalı, ilkesi ve kuralı olmayan Siyonist/Evanjelist zihniyetin tasfiyesinden geçer.

SUMUD’ LA, azimle ve kararlılıkla siyonizmi/evanjelizmi tasfiye vaktidir.

Selam ve Sabırla… 27.09.2025

 

 

 

Namazla Kötülüklerden Korunma

Namazla Kötülüklerden Korunma

Veysi ERKEN Dr.

Nefse takva ve fücur kabiliyeti ilham edilmiştir/yüklenmiştir. “nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik/takva ve kötülüklerini/fücur ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir. Şems, 8-10”

Nefsini kötülüklerden arındıran felah bulur, kurtuluşa erer.

Kurtuluşa ermenin ilkesi, yolu ve yöntemi açık bir şekilde ayetlerle izah edilmiştir. “Rasûlüm! Sana kitaptan ne vahyediliyorsa onu okuyup başkalarına da anlat. Namazı da dosdoğru kıl! Çünkü bütün şartlarına riâyet edilerek hakkıyla kılınan namaz, insanı her türlü hayasızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği şeylerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise en büyük ibâdettir. Allah, bütün yaptıklarınızı bilir. Ankebût -45

İnsanın düşünme, tefekkür etmek ve akletme zemini vahyedilen/ Kur’an-ı kerim ise hakkı, hakikati kavrar ve nefsini tezkiye etmenin yolunu arar, bulur.

Bu yol da açık bir şekilde belirtilmiştir.

O yol ve yöntem namaz kılmadır.

Namaz sıradan bir eylem değildir.

Eğilip kalkma hareketinden ibaret değildir. Hakkıyla kılınması gerekir ki, insanı kötülüklerden uzak tutsun, arındırsın.

İnanarak ve hakkıyla kılınan namazın her hareketinde derin bir anlam vardır. Niyet, iftitah tekbiri, kıyam, rüku, sücud vs. sıradan kavramlar değildir.

Bu kavramları derin anlamlarıyla eyleme dönüştürdüğümüzde bizi kötülüklerden, kötü niyetlerden, bakışlardan ve davranışlardan uzak tutar, muhafaza eder. Bu durum “bütün şartlarına riâyet edilerek hakkıyla kılınan namaz, insanı her türlü hayâsızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği şeylerden alıkoyar” ayetiyle ortaya konulmuştur.

Allah’ın ayetlerini nankörlerin dışında kimse inkâr etmez. “Zâten bizim âyetlerimizi, kalplerini küfür ve günah kirleriyle karartmış nankörlerden başkası inkâr etmez. Ankebût -47”

Mümin ise ayetlerle istenilenleri yaşamaya çalışır ve kendini kötülüklerden uzak tutmaya ve arındırmaya çalışır.

Bilinmelidir ki, eyleme dönüşmeyen sözün anlamı ve etkisi yoktur.

“Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır. Saff, 2-3

Namaz kılma da aynıdır.

Şuurlu kılındığı takdirde insanı hakka ve hakikate yöneltir. İnsan “Hakk”ı batılla örtmeye kalkışmaz, menfaat için Kur’an-ı Kerimi yaşamaktan vazgeçmez, malını ve nefsini tezkiye eder. Kelam ve fiil birliğini sağlar.

“Elinizdekini (Tevrat'ın aslını) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi az bir karşılık ile satmayın, yalnız benden (benim azabımdan) korkun. Hakkı bâtılla örtbas etmeğe kalkışmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle beraber siz de rükû edin. Bakara, 41-43

Ayetlerde belirtildiği gibi namazı ikame eden ve kötülüklerden korunan kullardan oluruz duasıyla.

Selam ve Sabırla… 27.09.2025

26 Eylül 2025 Cuma

Boykotçulara Selam, Boykota Devam

Boykotçulara Selam, Boykota Devam

Veysi ERKEN Dr.

Siyonistleri boykot edenlere selam olsun, boykotlar daim olsun.

Şuurlu boykot SU DAMLASI gibidir.

Sürekliliği sonuç aldırır.

Su damlasının sürekliliği nasıl taşı deliyorsa, sürekli ve daimi boykot da zulmü ortadan kaldırır, zalimleri imha eder.

Şuurlu olmak insanın içinde bulunduğu zamanı, mekânı, hadiselerin mekân ve zamanla olan münasebetlerini kavraması, bilinci olması ve eylemlerini ona göre tanzimini ifade eder.

Boykotunu daim eyler.

Dolayısıyla Mümin Müslüman ve insan olan olumsuzluğa karşı daim olarak “Boykot şuuruna sahip olması gerekir.

Müslümandan vahiyle bu istenmektedir.

Gerçekten bizde boykot şuuru olsa Gazze’deki, Türkistan’daki, Afrika’daki zulme, işkenceye karşı bu kadar duygusuz olmayız, zulmün bitmesine vesile oluruz.

Elbette bunu, şuurlu boykotu yönetimlerden talep ederiz ama bireysel olarak da sorumluluğunuz vardır ve yerine getirmeliyiz. Zalimlerle ilişkilerimizi kesmek durumundayız.

Siyonist haçlıları sürekli boykot etmeliyiz.

Hem de topyekûn ve daim olarak.

Bilinmelidir ki, Müslümanlarda ve dünya mazlumlarında böyle bir boykot şuuru olsa siyonist haçlı zihniyetinin ekonomisi ve düzenleri bir günde çöker. Hâkimiyetleri yerle yeksan olur.

Evet, 

BOYKOT şuuruna sahip olanlara selam, boykota devam diyoruz.

Ayette; “(Ey inananlar zalimlere, yeryüzünde fesat çıkaranlara karşı) gevşemeyin, (yaptıklarından dolayı da) üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü'minseniz mutlaka onlara galip geleceksiniz (ve inandığınız sürece de galip gelmeye/üstün olmaya devam edeceksiniz). Âl-i İmrân-139”

Hâsılı kelâm şimdi fesat çıkaran, zalim olan, zulmeden vahşilere, katillere, soykırımcılara karşı gevşememe, direnme ve daim olarak onları topyekûn “boykot” zamanıdır.

Unutmayalım şimdi ve her zaman, şuurlu bir şekilde zalimleri, hainleri, münafıkları, müfsitleri boykotla, her türlü münasebeti kesmekle ademiyete ve yokluğa terk etmekle mükellefiz.

Son söz.

Boykotçulara selam, boykota devam.

Selam ve Sabırla… 26.09.2025

 

Sumud’la ilerleyiş sürüyor

Sumud’la ilerleyiş sürüyor

Veysi ERKEN Dr.

“İnsanlık Onurunun Haykırışı:” Gazze İçin Küresel SUMUD Filosu Gazze’ye doğru denizde yola çıktı.

Devamı Karada ve Havada olacak ve Gazze, Kudüs özgürleştirilecek inşallah.

Hedef Gazze’ye ve Gazzelilere yardım etmek ve Siyonist haçlı şeytanlarının ablukasını kırmak. Yeryüzünde insan kalan bütün yöneticiler SUMUD filosunu korumak ve desteklemek için ORDULARINI sahaya göndermekle mükelleftir. İspanya ve İtalya destek açıklaması yaptı.

Türkiye hareket halinde.

Sumud sefinelerinin neferleri, mücahitleri, insanları seferiniz bereketli, zaferiniz yakın olsun.

Sefineler ehli.

Gazanız mübarek olsun.

SUMUD filosunun seferi inşallah Siyonistlerin bütün dünyada BEDEL ödemesine ve tasfiyesine vesile olur.

Bilinmelidir ki, dünyadan Siyonizm tasfiye edilmedikçe insanlığa huzur, refah yoktur.

Çünkü Siyonistler, işbirlikçileri, uşakları insan değil, insan görünümlü şeytanlardır.

Evet.

SUMUD filosu bunun için, Gazze’nin ve bütün dünyanın özgürlüğü için ordularca desteklenmeli, muhafaza altına alınmalı ve selametle Gazze’nin sahillerine ulaşmalı, karaya çıkmalı ve ablukayı kırmalıdır.

Dünyada kıyım ve Soykırım’ın Bitmesi İçin Siyonist şeytanlara, Trumpgil katillere karşı topyekûn kıyam ve cihaddır SUMUD hareketi.

İNSAN olan herkesin cihadıdır.

SUMUD filosu yola ve cihada çıkmıştır.

Ya Rab.

SUMUD filosunu görünen ve görünmeyen ordularınla denizde, havada, karada destekle, liderlerin gönlüne merhamet ver ki ordularla desteklesin.

Ya Rab.

Gazzelileri muzaffer, vatanlarını azad eyle.

Siyonistleri, işbirlikçilerini ve uşaklarını kahreyle.

SUMUD’un Siyonist şeytanlara karşı kıyam ve cihadı dünyanın her yerinde elbirlik ve topyekûn olmalıdır, ordularla desteklenmelidir.

Gereklidir.

Gazze’de, İran’da, Turan’da, Afrika’da Siyonistlere, katillere, Trumplara, İngiliz, Fransız, Alman, Rus ve bütün canavarlara karşı mukaddes bir SUMUD, kıyam ve cihad şarttır, farzdır.

ORDULAR sumud'u desteklemelidir.

Sadece üç beş ülke değil bütün ülkeler SUMUD filosunu desteklemeli, Gazze için Küresel ordu kurmalıdır.

Evet.

“Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez”  SUMUD mazlumların, mazlumların dostlarının bir kıyamıdır, Siyonistlere diz çöktürecek inşallah.

Şimdi kıyam, cihad ve SUMUDLA hareket zamanıdır.

Dünyanın her yerinde.

Selam ve Sabırla…26.09.2025

Türkiye'de Tarihçi Yok mu?

Türkiye'de Tarihçi Yok mu?

Veysi ERKEN Dr.

Kitabın arka kapağında “Türkiye’de tarihçi yok. Akademi görevini yapmadı. Yakın tarihi yazmadı. Bu nedenle, Kuleli vak’asın’ndan bu yana neler yaptılar bilmiyoruz. Bize kahraman veya hain olarak anlatılanlar neler yaptıklarını bilmiyoruz. Halının altına süpürülen olaylardan haberimiz yoktur” diye tanıtım ifadesi yer alıyor.

Gerçekte Türkiye’de tarihçi yok mu?

Evet.

Resmi tarihçilerin tamamına yakını ve tarih alanında akademisyenlerin yakın tarih ile tarihi olayları bize doğru iletmediklerini düşünüyorum.

Kitapla ilgili kısa bir yazıma akademisyen diye geçinenlerin tepkilerinden bir kere daha bu kanaati edindim.

Yazım kitabım tanıtımı ile ilgili idi ve kitabın belgelerde yazıldığını ifade ediyordu. Maalesef akademisyen tarihçi zannettiklerimiz belge oku yazar değilmiş.

Kendilerine ezberletilmiş kırıntıları tekrarlamaktan ibaretmiş bütün bildikleri.

Şunu yazmıştım.

“İKRA” medeniyetinin çocuklarıyız.

Oku, gerçeği öğren ve öğret anlayışı bizim zihnimize kazınmalıdır.

Allah buyuruyor. “Yaratan Rabbinin adıyla oku…”

Hakikati, olay ve olguları kavramak, öğrenmek, yorumlamak ve ders alarak tedbir almak için “oku”mak gerekir.

Bu anlamda hayatı, olay ve olguları, kitapları okumaya çalışıyorum.

Okuduğum kitapların bir kısmını dostlarıma ve ilgililerine tavsiye ediyorum.

Raflarda kalsınlar diye değil, okunsunlar ve kimin ne olduğunu öğrensinler, hakikatin peşinde koşsunlar diye.

Olay ve olguları doğru öğretsinler diye.

Son okuduğum kitaplardan birisi de *“Enver ve Mustafa Kemal’in Kitabı 1908-1938”dır. Alt başlığı “Bir Gazetecinin Kaleminden Belgelerle Yakın Tarihimiz”.

Bir devrin ihanetlerini belgeleriyle ortaya koyan 3 ciltlik hacimli bir çalışma. O dönemi öğrenmek ve ibret alarak tedbir almak isteyenler için bir başucu kitabı niteliğindedir.

Belgelerden ibarettir adeta.

Delilsiz, mesnetsiz bir şey yok.

Hakikatin peşinde koşup kitabın yayınlanmasına katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.

Artık kahramanlaştırılan hainlerin çehrelerini ortaya çıkarma zamanıdır.

Şimdi Yaşar Gören beyefendi tarafından büyük emekle, fedakârlıkla hazırlanan “Bir Gazetecinin Kaleminden Belgelerle Yakın Tarihimiz Enver ve Mustafa Kemal’in kitabını okuma zamanıdır.

Şimdi okuma ve gerçekleri kavrama zamanıdır.”

Unvanlı akademisyen bırakın kitabı okumayı tanıtım yazısına tahammül edemedi. Ülkemizdeki resmi tarihçilerin ve akademisyenlerin büyük bir kısmının hali bu görünüyor. Gerçekleri öğrenmekten ve öğretmekten korkuyorlar.

Umarım ki bir gün hakikatin peşinde olma ahlakına sahip olurlar.

Siz yine de kitabı okuyun.

Selam ve Sabırla… 26.09.2025

*Yaşar GÖREN, Bir Gazetecinin Kaleminden Belgelerle Yakın Tarihimiz Enver ve Mustafa Kemal’in Kitabı 1908-1938, 3 Cilt, İslambol Yayınları, 1. Baskı, İstanbul- Temmuz 2025

 

Adres: İslambol Yayınları Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 16/35 Cağaloğlu/Fatih/İstanbul, Tel: 0505 9808735

 

 

 

25 Eylül 2025 Perşembe

Türkiye’nin Huzuru İçin CHP Kapatılmalıdır

 

Türkiye’nin Huzuru İçin CHP Kapatılmalıdır

 

Veysi ERKEN Dr.

 

Evet.

CHP kapatılmalıdır/kendini feshetmelidir.

CHP kapatılır veya kendini feshederse Türkiye’nin sorunları çözülür, ülkede sağlıklı muhalefet oluşur.

CHP suçunu itiraf ettiği için kapatılmalıdır/kendini feshetmelidir.

“Biz Jön Türkleriz, İkinci Meşrutiyet'in neferleriyiz” itirafında bulundukları için CHP’liler CHP’yi feshetmelidir.

CHP zihniyeti, İngiliz elçisinin arabasını kendilerini  "at”lar yerine koyup çekenlerin devamı ve on yılda devleti dağıtan ittihatçılar olduğu için kapatılmalıdır.

Evet.

İbrahim Ufuk Kaynak’ın "Jön Türkler İngiliz elçisini Dolmabahçe'den alıp, İngiltere Büyükelçiliği'ne kadar atları çıkarıp kendi sırtlarıyla çeken adamlar. Bu kadar mı düşmansınız?" https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/ozgur-ozelin-biz-jon-turkleriz-cikisina-ibrahim-ufuk-kaynaktan-ders-gibi-cevap-bu-kadar-mi-dusmansiniz-4749651 tespitinde bulunduğu gibi her şeyimize düşman nazarıyla baktıkları için kapatılmalıdır.

Bilinmelidir ki CHP’nin her icraatı ülkemizin aleyhinedir, her şeyi, her icraatı ile şaibelidir.

Ülkemize ve insanımıza zarar vermektedir.

CHP’ye kayyım atanması yetmez.

Kapatılmalıdır.

Kapatılmadıkça suç kabul edilen fiilleri işlemeye devam edeceklerdir.

Paradan yapılan kuleler.

Kongrelerde uçuştuğu ifade edilen liralar, dolarlar,

İddia edilen delege satın almalar,

Partiler kanununa aykırı ticaret ve sanayi faaliyetlerinin içinde yer almalar,

Belediyelerde ayyuka olmuş rüşvetler, konserler, israflar, heykeller dışında olmaya icraatta bulunmamalar.

Ülkemizi İngilizlere şikâyetler, mandacılığı ve köleliği savunmalar,

Ve sayılamayacak kadar işler.

CHP’nin kapatılmasına karar verilmelidir ki TÜRKİYE rahatlasın, huzur bulsun.

CHP yandaşı olan Can Ataklı daha önce “CHP Müze olsun” diye kelam etmişti.

Can Ataklı bugünlerde de her yolsuzluğun, pisliğin, ahlaksızlığın CHP’ye bulaştığını söylüyor.

“CHP yandaşı Can Ataklı CHP’li belediyelerdeki yolsuzluğa isyan eder hale geldi. “Yolsuzluğun, pisliğin, ahlaksızlığın CHP’li belediyeleri sardığını söyleyen Can Ataklı, “Hiçbir şey olmasa bile CHP’nin sosyal medyalarına bakın. Kendi aralarındaki konuşmalarında sayısız yolsuzluk var. Hepsini görevden alın kardeşim.” ifadelerini kullandı.

https://video.haber7.com/video-galeri/307307-can-atakli-itiraf-etti-yolsuzluk-chp-sarmis-durumda

Yukarıda sıralanan ve sıralanamayan sebeplerden dolayı görevden almalar, kayyım atamaları yetmez.

CHP kapatılmalıdır.

Ülke aleyhine icraatları, şikâyetleri, mandacılık zihniyetleri faş olmuştur.

Bütün bu nedenlerden dolayı CHP acilen kapatılmalıdır ki, TÜRKİYE ve milletimiz rahatlasın, huzur bulsun.

Zira CHP her zaman nifak tohumları saçmış ve saçmaya devam etmektedir.

CHP’nin zihniyetini ve temelini oluşturan Jöntürk ve ittihatçı denilenlerden beri nifak tohumları saçılıyor, ekilmeye çalışılıyor.

Merhum Necip Fazıl "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir" teşhisinde yıllar önce bulunmuştu.

Esasında CHP zihniyeti İslamî olabilecek her şeye karşıdır, yöneticilerinin demeçleri ve icraatları ortadadır.

Müessese olarak kapatılmalıdır.

Hâsılı kelam.

Her şeyi şaibeli olan, her türlü yolsuzluğun kaynağı halinde olan CHP’ye kayyım atamak çözüm değildir.

Çözüm en kısa zamanda kapatma veya kendini feshetmedir.

Selam ve Sabırla… 25.09.2025

 

Gazze İçin Ordu Kurulmalıdır

Gazze İçin Ordu Kurulmalıdır

Veysi ERKEN Dr.

Bizler insanlığın huzuru, mutluluğu ve refahı için yekvücut olmak durumundayız. Bunun için binamızı Allah’ın hoşnutluğunu kazanma temeli üzerinde inşa etmeliyiz ki, insanlık huzur bulsun.

“Binasını Allah’a saygı ve O’nun hoşnutluğunu kazanma temeli üzerine kuran mı daha iyidir yoksa binasını kaymak üzere olan bir uçurumun kenarına kurarak onunla birlikte cehennem ateşine yuvarlanan mı? Allah hakkı çiğneyenleri doğru yola iletmez. Tevbe, 107-109”

Bilindiği üzere Siyonistler insanlığın yekvücutluğu olmasını istemeyen şeytanlardır.

İnsanlığın birliğinden yana olanlar Gazze’deki vahşeti, soykırımı durdurmak için “Küresel Askeri Güç”, ordunun kurulmasını istiyorlar.

“Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, Filistin'in kurtarılması için küresel bir askeri güç kurulması çağrısında bulundu. Petro, şikâyet ve kınamaların siyonist rejimin işlediği suçlarla mücadelede artık yetersiz olduğunu vurguladı.

Petro, Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, birçok ülkenin Filistin'i kurtarmak amacıyla bir askeri güç kurulmasına katılmaya hazır olduğunu belirtti. Ayrıca, Gazze'deki soykırım suçlarına karışan kişilerin Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmesi gerektiğini söyledi ve "Filistin'i kurtarmak için kurulacak küresel ordu, devletlerin iradesine bağlı olacak" dedi.

Kolombiya lideri, dünya genelinde büyük bir insanî duyarlılık olduğunu ve siyonist rejimin Gazze'de yürüttüğü soykırımın durdurulması çağrısının yayıldığını ifade etti.”

https://ilkha.com/filistin/kolombiyadan-kuresel-guc-cagrisi-filistini-kurtarmak-icin-ordu-kurulsun-481287

Aynı minvalde Şili Devlet Başkanı katillerin yargılanmasını talep ediyor.

“Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu'nda konuştu. 

Boric, Netanyahu’yu sert sözlerle hedef aldı. “Netanyahu'nun ailesiyle birlikte bir füze tarafından parçalanmasını istemiyorum. Netanyahu'nun ve Filistin halkına karşı soykırımdan sorumlu olanların uluslararası bir mahkeme önünde hesap vermesini istiyorum.” 

Şili Devlet Başkanı Gazze’deki yaşananlara değinerek, “Artık Gazze hakkında ne söyleyeceğimi bilmiyorum çünkü bu kürsüden ve başka yerlerden pek çok kişi zaten her şeyi söyledi. Ancak sözlerimizden, kimden gelirse gelsin, daha güçlü yankılanan şey, masum oldukları halde hayatını kaybedenlerin cansız bakışlarıdır.

https://www.sde.org.tr/latin-amerika/sili-devlet-baskani-netanyahu-ailesinin-bir-fuzeyle-yok-edilmesini-istemiyorum-uluslararasi-mahkemelerde-yargilanmasini-istiyorum-haberi-60593

Bunların gerçekleşmesi için acilen harekete geçilmesi ordunun teşekkül ettirilmesi ve SUMUD filosunun sadece denizden değil karadan ve havadan da desteklenmesi gerekir.

İspanya ve İtalya SUMUD filosunu korumak için donanma gemilerini yola çıkarmış bile.

“Küresel Sumud Filosu'nun Akdeniz açıklarında işgalcilerin drone saldırıları ile hedef alınmasına tepkiler devam ediyor. İşgalci rejim tarafından gerçekleştirilen saldırının ardından ilk tepki İtalya'dan geldi. İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, Gazze’ye yardım taşıyan Sumud Filosu’na yönelik siyonist rejimin saldırısını şiddetle kınadı. Crosetto açıklamasının devamında Filodaki İtalyan vatandaşlarına destek için donanma firkateyninin müdahaleye gönderildiğini duyurdu.

İtalya'nın somut adımından sonra bir açıklamada İspanya Başbakanı Pedro Sanchez'ten geldi. Sanchez yaptığı açıklamada;“Yarın, gerekli tüm kaynaklarla donatılmış bir deniz harekât gemisi, filoya yardım etmek ve kurtarma operasyonu gerçekleştirmek üzere Kartagena'dan yola çıkacak. Uluslararası hukuka uyulmasını ve Akdeniz'de güvenli koşullarda seyahat etme hakkına saygı gösterilmesini talep ediyoruz.” ifadelerine yer vererek filoya sahip çıkacaklarını ilan etti.

Gözler Türkiye'den Yapılacak Açıklamada

Filo'da onlarca vatandaşı olan ve Delegasyonun bir parçası olan Türkiye'den henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak vicdan ehli tüm vatandaşlar hükümete Filo'ya sahip çıkmalarını ve Filo'yu koruyacak askeri tedbirleri alması çağrısında bulundu. Vatandaşlar hükümete, ablukayı kırmak için canını hiçe sayan vatandaşlarını korumak ve ikinci bir Mavi Marmara vakası yaşamamak için gerek askeri gerekse de diplomatik her tür tedbiri alması çağrıda bulundu. Gözler ise hükümetin bu konuda atacağı adımda.”

https://dogruhaber.com.tr/italya-ve-ispanya-sumud-filosu-icin-donanma-gonderiyor-gozler-turkiyenin-atacagi-adimda

Evet.

Gözler Türkiye’de.

Gözler Gazze için Küresel ordunun kurulmasında. Türkiye hemen harekete geçmeli ve Siyonistleri durduracak küresel ordunun Gazze’ye, Kudüs’e girişini sağlamalıdır.

Gözler Türkiye’de.

Küresel SUMUD filoları denizden, karadan ve havadan Gazze’ye, Kudüs’e ulaşmalı ve dünya Gazze ile birlikte özgürleştirilmelidir.

Selam ve Sabırla… 25.09.2025