Ne Ekersen Onu Biçersin
Veysi ERKEN Dr.
“Ne ekersen onu biçersin.”
Üzüm üzüme bakarak kararır.”
“Ağaç yaş iken doğrultulur.”
“Ne yersen öyle kokarsın.”
Talim ve terbiye ile ilgili tespitler atalarımızın mirasıdır.
Peki, biz bu mirasa ne kadar sahip çıkıyoruz ki, geçliğin içine düştüğü, düşürüldüğü derekeden yakınıyoruz.
Hangi tedbirleri aldık, hangi tohumu ektik okullarımızda, çevremizde ve ailemizde.
Zakkum ekip buğday biçebilir miyiz?
Heyhat.
Türkiye’de “terbiyesiz talim vardır”, “İslami ilke ve kurallar yoktur” tespitinde bulunmamın üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçmiştir. Elbette bu tespiti benden önce yapanlar vardır.
Maalesef İslam’dan, İslamî ilkelerden kopuk bir ortamda nesillerimizi eğitiyoruz, güya terbiye alıyoruz.
Sonra yakınıyoruz.
Gençlik elden gidiyor. İslam’dan kopuyor. Batıllaşıyor, ülkesine, milletine ve İslam’a ihanet ediyor diye yakınıyoruz diyoruz.
Ektiğimiz tohum bozuk, çevre bozuk, müfredat bozuk, amaç bozuk ve bizler doğru sonuç bekliyoruz.
Mümkün mü?
Elbette mümkün değil.
“Biri okuldaki yaşayış ve öbürü okul dışındaki yaşayış için iki ahlak ilkeleri dizisi olamaz. Davranış bir olduğuna göre, davranış ilkelerinin de bir(aynı) olması gerekir” diyordu John Dewey 1995,s.23 diyordu.
Bari bunu dinleseydik de faklı ahlak dizilerinin olmayacağını anlayıp da uygulasaydık.
Veya “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan eğer, tohum ek. On yıl sonrasını düşünüyorsan eğer, ağaç dik. Yüz yıl sonrasını düşünüyorsan eğer, insanı eğitmeye bak. Tohum ekersen, bir kez ürün alırsın. Ağaç dikersen, on kez üzün alırsın. Yüz kat olur bu ürün, eğitilirse insan. Birisine balık verirsen doyar bir kez. Balık tutmasını öğretirsen, doyar herkes.”Çin Atasözü”nü uygulasaydık.
Ya “Bilginle arkadaşlığını kesme; çünkü onun ağzından çıkan sözler sana tesir eder.”
“Kendine, kendinden daha hoş bir arkadaş ara ki, seni de kendisine benzetsin. Çünkü ince insanın sohbeti tesirlidir.”
“Bilgisiz sana fayda vermek istese bile, zararı dokunur; şifa vermek İstese, başını ağrıtır. Bilginin arkadaşlığından ziyan gelir sanma. Bulursan faydalanmağa bak, zira hayatının gerçek kazancı da budur.” Nasır-ı Hüsrev
“Fiiller gerek güzel olsun, gerek çirkin, insan bunları çok tekrar eder. Farklı zamanlarda, uzun müddet bunları belirli fasılalarla icra edecek olursa bunların ifasına ait azm-i kuvvet bulur. Çünkü bir şeyi bu şekilde devamlı olarak yapan kimse, ona alışmış olur. Bir şeye alışan, onu tekrar eden insan, o şeyle ahlaklaşır. Mesela yazı sanatını benimseyen bir kimse, alıştırma yapıp tekrar ede ede, bu sanatta maharet kazanır. Isfahani, Mutluluğun Kazanılması, s.178-179” tespitlerini ittihaz etseydik.
Maalesef uzak durduk, duruyoruz ve bir avuç azgın azınlığın hâkimiyetinden kurtulamıyoruz.
Evet.
Gençlik elden gidiyor, aileler dağılıyor, boşanmalar artarken evlilikler azalıyor, milletimiz yok oluyor diye yakınacağımıza tedbir alarak, azgın azınlığın tesirinden kurtularak, İslamî anlayışa dönerek geleceğimizi inşa edelim.
Aksi takdirde yıkılma, dağılma ve yok olma mukadder olur.
Unutmayalım Allah
“Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lutfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfâl-53”
“Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Ra’d-11.
Bu ayetler ışığında insanımızı İslamî ilkelerle terbiye edelim ki, kurtulalım.
Selam ve Sabırla… 22.04.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?