Çığlığa Sessiz Kalanlar
Veysi ERKEN Dr.
“Özgürlük meşaledir. Sönerse her yer karanlık olur”
Gazze ve Gazzeliler feryad ediyor. Çığlıkları arş-ı âlâya yükseliyor.
Duyan yok. Kulaklarını parmaklarıyla tıkayan, kafalarını kuma gömen deve kuşları gibi meyyit bir topluluk olmuş insanlık. Ayetlerde duyarsızları şöyle tanımlanır. “Onların misali, bir ateş yakan insan gibidir. Ateş tam etrafını aydınlattığında Allah ışıklarını yok eder de onları karanlıklar içinde, hiçbir şeyi görmez bir halde bırakıverir.
Artık onlar sağırlardır, dilsizlerdir ve körlerdir; bu yüzden geri de dönemezler.
Yahut onlar, karanlıklar içinde gökten boşanan gök gürültülü, şimşekli bir yağmura tutulmuş kimseler gibidirler. Yıldırımlar yüzünden ölümden korkarak parmaklarıyla kulaklarını tıkarlar. Hâlbuki Allah inkârcıları çepeçevre kuşatmıştır.
Şimşek gözlerini kör edercesine çakar, onların çevresini
aydınlatınca orada yürürler, karartınca da kalakalırlar. Allah dileseydi
onların işitme ve görmelerini büsbütün giderirdi. Şüphesiz Allah her şeye
kādirdir. Bakara 17-20
Evet.
Çığlıklar, feryatlar, yardım talepleri arşı âlâya yükseliyor. “İyyake nabudu ve
iyyake nastain” diyor diller ve gönüller.
Sesleniş vasıta olan insanlaradır.
İnsanlığınızı hatırlayınız.
Bir nefsin haksızca katledilmesine isyan eden
insanlar…
“Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede
yer;
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller” biçiminde Akif’in tasvir ettiği
manzarayı görüyor musunuz?
Vicdanınızın sesini duyuyor musunuz? Dininiz, mezhebiniz ve inancınız ne olursa
olsun duyuyor musunuz? Yoksa insanlığınızdan utanıyor musunuz?
Ya
İslam ümmetinin fertleri siz duyuyor musunuz yoksa uyuyor musunuz?
Huuuuu…
Size sesleniyorum. Kendi ifadelerimle değil, size merhum şehit Şeyh Ahmet
Yasin’in duasıyla sesleniyorum.
“Siz ey Müslümanlar!
Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza
gelen bu acı felaketler karşısında? Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah
için ve ümmetin namusu için kızacak? Şerefli direnişçilerken, bizleri katil
teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu ümmet utanmaz mı, şerefi
çiğnenirken? Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden
gelirken! Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış!
Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilatları ve bariz
şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı? Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için
dua etmeye; “Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mümin kullarına yardım
et!” diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor? Yakında bizim büyük
ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak: “Bizler
direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” Ve bizimle birlikte çocuklarımız,
kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön
ümmete yakıt yapacağız! Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi
beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı
onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden
her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin!
Temennimiz, Allah’ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır! Umarız
bizim aleyhimize olmazsınız!
Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!
Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları! “Allah’ım! Sana şikâyette
bulunuyorum…
Sana şikâyette bulunuyorum…
Sana şikâyette bulunuyorum…
Gücümün azlığını,
imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı sana şikâyet ediyorum…”
Size
seslendim Ey insanlar…
Zulme dur demek için fiili ve kavli olarak dua edelim.
Çığlığa sessiz kalmayalım.
Kulaklarımızı tıkamayalım, kafamızı kuma gömmeyelim.Meydanlarda da dua edelim.
Ey Gazze halkı.
Duamız sizinle. Fiili ve kavli şekliyle.
Selam ve Sabırla... 12.04.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?