Etki Ajanları Aramızda
Veysi ERKEN
Asrın yıkımını, soykırımını yaşıyoruz Gazze’de.
Bu soykırım insan olan ve insan kalan herkesi sarsmıştır.
Adeta uyandırmıştır.
İçimizdeki “etki ajanları”, vatansızlar, hainler ve satılmışlar hariç.
Milyonlarca insanın sarsıldığı, soykırıma uğratıldığı, evlerinin, çadırlarının yağmalandığı, harabeye çevrildiği bir yerden bahsediyoruz.
Bu yıkıma ve soykırıma rağmen “etki ajanları” ve fitneciler boş durmuyor. Gazzelileri ve İslam ümmetini kötülemeye devam ediyor.
Elbette devam edecekler ve boş durmayacaklardır. Zira tasmaları Siyonist haçlı zihniyetinin elindedir.
İslam ülkelerinin başı olan, olabilecek olan ülkemizi yok etme emelindedirler.
Kimi parti başkanı, kimi gazeteci, sanayici, tüccar, yazar vs. kılıklıdır.
Hemen hemen hepsi fondaş, hırsızların destekçileri ve beslemedir.
Olmayan olay ve olguları olmuş gibi göstererek fitne ve fücur oluşturmada mahirdir bu iblisler.
Gazze’lileri ve Gazze’yi kötülemekten geri durmazlar.
Gördüklerini çarpıtmaktan geri durmazlar. Olan ve olabilecek bütün iyilikleri ve güzellikleri kötülemekten geri durmazlar.
Ahlaksız, şerefsiz, namussuz ve iki ayaklı, insan kılıklı şeytanlar hükmündedirler.
Ülkemiz ne kadar harap olur, Gazze ne kadar talan edilir, soykırıma uğratılırsa o kadar sevinirler.
Kışkırtıcılık vazifesini ifa eden bu iki ayaklı şeytanlar, her alçaklığı kolaylıkla yapar, halkı galeyana getirmeye çalışır.
İsim vermeme gerek yok.
Sadece canlı yayınları izlemek, dedikoduları dinlemek ve yazılanları okumak yeterlidir.
Etki ajanları ülkemiz için bir güvenlik sorunudur.
Bunların kitlelerden tecrit edilmesi gerekir.
Bunlara bir de hırsızlar, gaspçılar ve şerefsizler ilave edilmiş.
Gün uyanık olma günüdür.
Gün etki ajanlarını teşhis ve tecrit günüdür.
Bizler iyilik, yardım ve hayırda yarışma ile mükellefiz.
Etki ajanlarını teşhis ve tecrit her müminin yapması gereken bir iyiliktir.
Gün birlik ve dayanışma günüdür.
Gün etki ajanlarının etkilerini kırma ve yok etme günüdür.
Gün etki ajanlarının partilerini, gazetelerini, imalatlarını, ürünlerini ve fitnelerini terk etme günüdür.
Etki ajanları Medine döneminden beri vardır.
Medine döneminde nasıl ki, münafıklar “etki ajan”ları idiyse, haçlı seferlerinin ilkinden beri içimizde “etki ajanları” söz konusu olmuştur.
“Etki ajanı: fikri, kariyeri, pozisyonu ve kişiliği itibarıyla kişi ve toplumları etkileme, mevcut görüşlerinin güçlendirilmesi veya değiştirilmesini sağlayabilecek, tahkik-tahkiki yapılarak psikolojik harekâtta kendisinden yararlanmak amacıyla seçilen, angaje edilen, sevk ve idaresi servisçe yürütülen ajanlardır. https://eksisozluk.com/etki-ajani--1575224 “
Tanımdan anlaşılacağı üzere “Etki ajanları” içinde yer aldıkları kurum, kuruluş, devlet vs. için değil onları yetiştiren, yerleştiren ve besleyen “sahipleri” için çalışır.
Dün tapınakçı haşhaşi anlayışı nasıl ki “etki ajan”lığı görevini ifa etmişse günümüzde Siyonizm dininin mensupları olan “Fetöist”ler de aynı tarz faaliyeti ve ihaneti paralel yapılar oluşturarak yürütmüş ve yürütmeye devam ettirmektedir.
Bilinmelidir ki, “etki ajanları” kemirgenler sınıfındandır. İçine yerleştirildiği grubu, kurumu ve kavramlarını kemirmeye ve yok etmeye çalışır.
Bilhassa dini hayatın, kurumların ve yapıların başında yer alanların marifetiyle oluşturulan tahribat yıkımlara sebebiyet verir.
En tipik misali topal molla, kesnizani, fetö tipi oluşumlar ve fetöistlerdir.
İslami cemaat adı altında tahrif ve tahrip etmedikleri İslamî bir kavram kalmadı denilebilir.
Buna rağmen ayakta duruyorsak Allahın taahhüdü iledir. “Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik ve muhakkak ki onu, tahrif ile tebdîlden (değişikliğe uğramaktan) biz koruyacağız. Hicr-9”
Hâsılı kelam.
İçimizde bolca “etki ajanları” olduğu gerçeğini unutmadan ve göz ardı etmeden hayatımızı İslamî çerçeve içinde kurgulamak mecburiyetindeyiz ki, hem fert, hem toplum hem de ümmet olarak huzur ve sükûn bulalım, Gazze’yi ve Gazzelileri azad edebilelim.
Her beşer ve beşeri faaliyet sorgulanmalıdır ki, etki ajanlarının etkileri kırılsın, azalsın ve yok olsun.
Huzurda olmak için Allah’ın huzurunda kalalım inşallah.
Selam ve Sabırla…28.04.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?