8 Nisan 2025 Salı

Cihad Çağrısı ve Birlik/ Baş Meselesi

 Cihad Çağrısı ve Birlik/ Baş Meselesi

Veysi ERKEN Dr.

“Dünya Müslüman Âlimler Birliği Fetva Komitesi, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını ve ateşkes ihlali karşısında tüm Müslümanları silahlı cihad yapmaya çağıran tarihi bir fetva yayınladı.

 

FETVANIN ANA MADDELERİ

SİLAHLI CİHADIN FARZ OLMASI: Fetvaya göre, Filistin'deki işgalci güce karşı her Müslüman’ın silahlı cihad yapması farzdır.

ASKERİ İTTİFAK ÇAĞRISI: Ümmeti korumak ve saldırganları püskürtmek için acil olarak bir "İslami askeri ittifak" kurulması gerektiği vurgulandı.

MALİ VE HUKUKİ DESTEK: Direnişe askeri, mali ve hukuki destek sağlanmasının önemi belirtildi.

İSRAİL İLE İLİŞKİLER: İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesinin şeriatla çeliştiği, İsrail'e petrol ya da doğalgaz sağlanmasının yasak olduğu ifade edildi.

BARIŞ ANLAŞMALARI: Bazı Arap ülkelerinin İsrail ile imzaladıkları barış anlaşmalarının gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.

GAZZE'YE DESTEK: Gazze'deki direnişi desteklemek amacıyla mali cihad yapılmasının ve Gazze'ye geçişlerin açılmasının zorunlu olduğu kaydedildi.

AMERİKA'DAKİ MÜSLÜMANLARA ÇAĞRI: Amerika'daki Müslüman diasporasına, Başkan Donald Trump'a "saldırıyı durdurma ve barışı getirme" vaadini yerine getirmesi için baskı yapmaları çağrısı yapıldı.”

https://www.haber7.com/dunya/haber/3519874-dunya-musluman-alimler-birliginden-islam-ulkelerine-tarihi-fetva-cihat-farzdir-derhal

Siyonist haçlı zihniyetinin kışlası olan İsrail’in tasfiyesi ve Gazze’lilerin felahı için “silahlı cihad çağrısı” yerindedir.

Maddeler doğrudur.

Yankı bulup gereği yapılacak mı?

Zannetmiyorum. İnşallah yanılırım.

Çağrı gereği gibi destek bulamayacak diye düşünmemin temel sebebi Müslümanlar arasında siyasi birliğin sağlanamaması, başsız olmasıdır.

Baş olmayınca İslam ülkeleri ve mazlum coğrafyalar tespih taneleri gibi dağılmışlar, dağıtılmışlar ve dağınıktırlar.

Tespihin anlam bulabilmesi için imame nasıl gerekliyse, ülkelerin birliği için de “imamet, hilafet, başkanlık, liderlik” şarttır, farzdır.

Bilindiği üzere “hilafet” siyasi birliğin var olması şarttır.

Siyasi birliğin başı “fetva” yayınlarsa anlamlı olur, yerini bulur, İsrail’in tasfiyesi mümkün olur.

Evet.

Birlik olunmalı bununla ilgili hazırlıklar yapılmalıdır.

Esasında yüz yıl önce böyle bir düşünce vardı.

Maalesef yerli görünümlü yabancılar, sabetayistlerin torunları ve gayrı Müslimler tarafından bu amaç ve düşünce unutturuldu, yok farz edildi.

Hatta karşı çıkıldı, kötülendi.

Hâlbuki birlik/ hilafet, "tesbih"in imamesi gibi olduğu, taneleri/ülkeleri bir arada tuttuğu belirtildi, konuşuldu, amaç olarak belirlendi.

Art niyetliler, kötüler kişileri istismar ettiler, ediyorlar ve dahi hilafet sözünü duymazlıktan geliyorlar, unutturuyorlar.

Art niyetli istismarcılar Mustafa Kemal’in Hilafetle/ birlikle ilgili şu konuşmasını yıllarca gizlediler.

HALK FIRKASI UMDELERI'NIN tasnif ve tefsirindeki 5'inci madde aynen şöyledir:

"5- İstinatgâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi olan makamı Hilâfet beyne'l-İslam bir makarr-ı muallâdır. İslâm dininde bütün namazlar cemaatle eda olunur. Cemaatin bir başı vardır ki, cemaatı terkip eden bütün fertler ona bağlanırlar. Bu suretle imam, cemaatın timsali olmuş olur.

Cemaatın fertleri arasındaki tesanüt, imamın şahsında tecelli eder. Her imamın kendi cemaatını namaz esnasında birleştirerek birçok ruhlardan tek bir ruh meydana getirmesinde küçük bir dayanışma oluşur. İslâmiyet’te bundan başka bir de büyük bir dayanışma vardır ki bütün ümmeti tek bir ruh haline getirir. Bunun şekli de, bütün imamların, manevi bir surette bir imam-ı ekbere iktida eylemesidir. İşte bu imamlara "Halife" nâmı verilir.

O halde. Namaz kılınırken yalnız gözümüzün önündeki cemaatın imamda temerküz eden ruhî vahdetini görmekle yetinmemeliyiz. Bilmeliyiz ki bu cemaattan başka, milyonlarca cemaat de aynı zamanda bir "ümmet" halinde birleşmişlerdir. Bu birleşme bütün milletin bir büyük imam etrafında yani "Halife"nin çevresinde birleşmesiyle husule gelir. Demek ki küçük imamlar, küçük cemaatları oluşturacak, büyük imam da bütün ümmeti temerküz ettirerek İslâm âlemindeki umuru dayanışmayı meydana getirecektir. Bundan dolayıdır ki, bütün İslâm âlemi halife meselesinde alâkadardır. Yeryüzünde bir (Hilafet) makamı bulunmazsa, İslâm âlemi kendisini imamesiz kalmış bir tesbih gibi dağılmış, perişan görür.

HILAFET, TBMM'E DAYALIDIR

Bu ifadelerden anlaşılıyor ki mutlaka İslâm ümmetinin başında "Halife” nâmı verilen şahsî bir timsalin bulunması lâzımdır. Fakat bu yüksek makamı, hangi Müslüman millet, kendi içinden bir şahsiyet seçerek vücuda getirebilir? Dinen halifenin gayr-i Müslim hiç bir devlete tabi olmaması şart olduğundan halifeyi kendi içinden doğuracak milletin mutlaka kuvvetli bir orduya ve tam bir istiklâle malik olan mücahittir İslâm milleti olması lâzımdır. Birçok asırlardan beri bu şartları hâiz olan millet Türkiye olduğu gibi, bugün de bu şarları hâiz olan millet, yalnız Yeni Türkiye'dir. Buna binaen Türkiye Büyük Millet Meclisi bizzat Halife hazretlerini muazzez ve muhterem makama istinatgâh yapmıştır.” *Kazım Karabekir, Paşaların Kavgası, Yayına Hazırlayan, Prof. Dr. Faruk Özerengin, Emre Yayınları İstanbul, S.136-137

Evet, bu ifadeler dün doğru idi bugün de doğrudur ve “cihad” fetvasının anlam bulması ve ifası  “Hilafet”  gereklidir.

Temennimiz, gayretimiz, cehdimiz “baş”sız da olsak Cihad fetvasının gereğinin hemen yapılması, ifa edilmesi ve mazlumların birliği sağlanarak İsrail denilen kışlanın tasfiye edilmesidir.

Selam ve Sabırla… 08.04.2025

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?