21 Nisan 2025 Pazartesi

Ne ile beslenirseniz

 Ne ile beslenirseniz

Veysi ERKEN Dr.

Fıtrat gereği ne ile beslenirsek o maddelerin kokuları yayılır bizden.

Baharat,  tad ve koku çıkarıcı maddeleri ifade eder.

Lezzet vermek için kullanılır.

Yaşayışımızda “Buhur” ve “Buhurdanlık” vardır. Kökü Arapça bahûr olan buhur, koku veya kokulu buhar (duman) çıkarıcı maddelere verilen genel bir isimdir.

Bir de “Tezek” kavramı var dilimizde.

Genel olarak sığır dışkısından elde edilir. Bu da koku yayar.

Tezekle haşır neşir olanlar tezek gibi, Baharatla iştigal edenler baharat gibi kokar, rayihalarıyla etrafa hoş bir iz bırakır.

Kendini Müslüman ifade edenleri tefekkür ettiğimizde bulundukları, yetiştikleri ortamlardan ve beslendikleri kaynaklardan, takip ettikleri medyadan, iletişim araçlarından etkilendiklerini görürüz.

Kimi buhur gibi etrafı ve hatta bütün dünyayı güzel rayihalarla doldurmaya, mahlûkata faydalı olmaya çalışırken bir kısmının tezekleştiğine şahit oluyoruz.

Basın, yayın ve iletişim araçları da buhur veya tezek hükmündedir.

Hangisini tercih ederseniz öyle bir zihne sahip olursunuz.

Maalesef dünün iyi insanı dediklerimizin zihni tezekleşmiş medyayı okuya okuya, takip ede ede pislik kokmaktadır.

İlayı kelimetullah için beraber yol arkadaşlığı yaptıklarımızın ekseriyetinin gönlünün karardığını, zihninin tezek koktuğunu, İslam ve Müslüman düşmanlığına evrildiğini müşahede ediyor ve üzülüyoruz.

Adeta Jöntürkleşmiş, ittihatçılaşmış ve mirasçılarının uşağı olmuşlardır.

Bu bağlamda düşündüğümüzde batı/batıl kaynaklarının okuyucusu veya batılın emir erleri tamamen tezekleştiler diyebiliriz.

Fetö, Kesnizani ve İngiliziyun Hindiyun tarikatlarının müntesipleri tamamen tezek hükmünde olup icraatlarını ona göre yürütmektedir.

Temel söylemleriyle insanları kandırmakta ve İslami hayatın ana unsurunu tahrip etmektedir.

Bilindiği üzere İslam’ın temel ve değişmez kaynağı vahyedilmiş Kur’an-ı kerimdir.

Vahyi anlama biçimimiz Hz. Muhammed’in s.a.v.  istinad eder.

O bize vahyi teybin, tebliğ, tefhim, talim v.s etmiştir.

Fetöitler, İngiliziyun hindiyun vahyin uygulaması olanlar sünneti direkt tahrif edemeyeceğini anlayınca “Hadis” kavramını hedef alarak pisliğini medya ile yayma gayretine düşmüştür.

Lafı uzatmaya gerek yok. Ayet ve Kur’an bölücüdür diyecek kadar adileşmişlerdir.

Kopuşu ve tezekleşmeyi anlamak isteyenlere ayrıca “Kolejli Nereye” ve “Pervaneler” isimli kitapları tavsiye ediyorum.

Yazımı Tezek ve Baharat kokulu lokum hikâyesi ile ilgili bir darb-ı meselle bitireyim.

“İran şahı kıymetli mücevherlerle süslü bir sandık hediye gönderiyor Yavuz Sultan Selim’e.

Sandık açılıyor. İçinden çeşit çeşit değerli taşlar, kıymetli atlas, kadife kumaşlar çıkıyor. Fakat bir de pis bir koku yayılıyor.

Dehşet bir koku, herkes burnunu tıkıyor.

Neyse en alttaki bohçadan insan pisliği çıkıyor.

Yani Osmanlıya acayip bir hakaret!

Cihan padişahı emir veriyor,

Herkes düşünsün, buna “ince bir şekilde cevap vermeliyiz” diyor.

Ve cihan padişahı yine çözümü kendisi buluyor. Aynı şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sandık hazırlatıyor. İçine o zamanın Osmanlı İstanbul’unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazırlatıyor, en altına da küçük bir pusula ve bir satır yazı gönderiyor. Şah sandığı açıyor. Açtıkça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram ediyor. Kutunun içindeki pusulayı Şah okuyor:

Herkes yediğinden ikram eder” !

Netice-i kelam.

İslam olan, Müslüman kalmak isteyen pislik kokan, satılmışların gazetelerinden, medyasından, yazar denilen müsvettelerinden bezlenmekten vazgeçmelidir.

Vazgeçmeyenler tezek olarak kalmaya devam eder.

Selam ve Sabırla… 21.04.2025

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?