Direniş “Engel” Tanımaz
Veysi ERKEN Dr.
“Tekerlekli sandalyede oturan Şeyh Ahmet Yasin’i hatırlayın”
“Engel”liydi.
O haliyle asla “cihad”tan ve “direniş”ten vazgeçmedi.
O hayatı cihad ve imandan ibaret olduğuna iman etmişti.
“Engel”ler onu engelleyemedi.
Direnişçiler, iyi insanlar, insan kalanlar ve mücahidiler “engel” tanımaz.
Onun gibi iman eden Yahya Sinvar’lar ve binlercesi yılmadılar “engel”.
Allah yolunda olan, hayatı “iman” ve “cihad”tan ibaret görenler “engel” tanımaz, engelleri aşmaya çalışır, aşar.
Merhum Mehmet Akif’in dediği gibi:
Ben ezelden beridir
hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın
afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma
alçakları uğratma sakın,
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın,
Kim bilir, belki yarın belki yarından da yakın” bentleri, maniaları,
setleri “engel”li haliyle aşmaya çalışır.
Sevdası büyük olanın sedası da, kavgası da büyük olur.
Engeli olmaz.
Şeyh Ahmet Yasin’lerin yolundan giderler sevdalarını kaybetmedi.
Mütrefinlere, yardıma koşmayanlara, Mahmut Abbas'lara, Sisi'lere ve bütün benzerlerine rağmen “engel”li halleriyle, yaşlı ve hasta olmalarına rağmen cihada devam ediyorlar.
Mekke, Kudüs, Buhara, Üsküp Kurtuba, Doğu Türkistan sevdalarıdır.
Cihad aşklarıdır.
Gayesi olmayanın heyecanı, azmi, cesareti ve güveni yoktur.
Korkaklığı artar.
Şeyh Ahmet Yasin’lerin yolunda olanlar korkmadılar, geri durmadılar ve Allah yolunda olmaya devam ettiler.
Omurgasızlığı ve kemiksizliği marifet diye etrafa yayanlara rağmen omurgalıdırlar.
Allah bu durumu şöyle bize tebliğ ediyor. “Herkesin yöneldiği bir yönü/gayesi vardır. Siz hayır işlerinde yarışınız. Nerede olursanız olunuz, sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz ki Allah'ın gücü her şeye yeter. Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Harâm yönüne çevir. Bu emir, Rabbinden sana gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir. Bakara 148-149”
“Engel” tanımayanlar kıblelerini değiştirmediler.
Ve.
Bilinmelidir ki,
Kurtuluş asli ruha sahip olma ve İslam’ı her şeyimize hâkim kılmadadır, öze dönüştedir.
Felah ve kurtuluş “Engel”lerin engel olmadığı şuurunda olmadadır.
Kur’an'la İslamlaşmaktadır.
Direniş ve Diriliş ancak “engel” tanımamakla mümkün olur.
Sabırla olur.
Sabır kötülüğü yapmama ve iyiliği yapma ısrarını ve direnişini ifade eder.
Biline ki, felah öze ve söze dönüşedir.
Söz vahiydir.
Öz, vahiy ile şekillenendir.
Öz”üne sahip olanın direnişine “engel” tanımaz.
Felah bu ruhtadır.
Direniş ve zafer “engel” tanımaz.
“Nasrun minellah ve fethun karib”
Selam ve Sabırla...25.04.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?