18 Aralık 2024 Çarşamba

Çevrenin Fıtrat Üzerindeki Etkisi

 Çevrenin Fıtrat Üzerindeki Etkisi

Veysi ERKEN Dr.

“Arkadaşını söyle kim olduğunu söyleyeyim” deyimi hakikatin özlü bir ifadesidir, yankısıdır.

Çevrenin, içinde bulunduğumuz, büyüyüp yetiştiğimiz, yetiştirildiğimiz ortamın üzerimizdeki etkisinin özetidir, zübdesidir.

Ayette; “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. Tevbe-119

Doğrularla olmak fıtratın korunmasıdır. Fıtrat, Yaratılış, belli yeteneklere ve yatkınlığa sahip olma ve yönelebilme anlamındadır.

Fıtrat, insanın fıtratı su gibidir. İçine girdiği kalıbın şeklini alır

Hz. Muhammed Mustafa s.a.v.  Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, Cenâiz 92; Ebû Dâvut, Sünne 17; Tirmizî, Kader 5.) kelamıyla bunu bize tebliğ, talim ve teybin eder.

Evet.

Çevrenin, içinde bulunduğumuz vasatın bizi nasıl etkilediğini, şekillendirdiğini, tamir veya tahrip ettiğini bir kere daha müşahede ettim.

Genel anlamda bağımlılar, özelde madde bağımlılarıyla sohbet etme imkânı buldum.

Tedavi olmak için çabalıyorlar.

Sadece bir soru sordum onlara ve çevrenin ehemmiyetini bir kere daha idrak ettim.

Soru şu idi.

Madde kullanımına nasıl başladınız?

Sizi etkileyen var mı?

Tamamına yakını etrafı oluşturanların etkili olduğunu ifade ettiler.

Arkadaş grubu ağırlıktadır.

Anne baba ilgisizliği, anne baba ayrılığı, aile parçalanmışlığı ve diğer (okul, sosyal medya, medya vs) çevre faktörleri yer alır

Yazık.

Gerçekten çevre insanı imar da eder, berbat da, harabat da eder. Hz. Muhammed Mustafa s.a.v.  Her doğan, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” tembihiyle durumu bizlere belirtiyor ve ona göre tedbir almamızı buyuruyor.

Maalesef yönetim fıtrata uygun, iyiliğe yöneltecek bir çevre oluşturma derdinde değildir. Bu sebeple toplumda maraz, madde bağımlılığı ve diğer kötülükler hızlı bir şekilde yayılıyor.

Yukarıda ifade edildiği gibi bireyi kuşatan çevre önemlidir ve çevrede gerçekleşen iyi veya kötü fiiller sâri, bulaşıcıdır. Kötülüğün sirayeti kolay, iyiliğin sirayeti güçtür. Zira “nefis” kötülüğe meyletme özelliğine sahiptir. Nefs kötülüğü emreder, ortam cazipse kötülüğün bulaşıcılığı hızlanır.

Peki, kötülük, madde bağımlılığı ve diğer kötülükler nasıl normalleşiyor.

Kötülüğün şu şekilde yaygınlaştığı ve normalleştiği ifade edilir.

Kötülük, ahlaksızlık, madde bağımlılığı vs. fiillerin şu şekilde yaygınlaştığı ifade ediliyor:

• Zemini oluşurken seyirci kalıyoruz

• Ucu bize dokunmuyorsa izliyoruz

• Bizden olanlar yapınca susuyoruz

• İşimize yarayınca destek veriyoruz

• İtiraz eden olursa yalnız bırakıyoruz

• Kendi kendine de düzelsin istiyoruz” Bu ifadeler doğrudur.

Özellikle sadıklardan müteşekkil bir çevrenin oluşması engelleniyor veya zorlaştırılıyor. Bu sebeple kötü zeminin oluşması daha da kolaylaşıyor ve kötü fiiller “huy”a dönüşüyor.

Bilindiği üzere “fiiller tekrar edile edile alışkanlıklara, alışkanlıklar tekrar edile edile huylara dönüşür”

Huylara dönüşen davranışlar ve eylemler toplumu habis ur misali yer bitirir, tüketir ve yıkıma sürükler.

Hz. Muhammed Mustafa s.a.v kötülüğün yaygınlaşmaması ve toplumun yıkılmaması için: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17) diye bize tebliğde bulunarak “sadık bir ortamın ve çevrenin” oluşturulmasını tembih ediyor.

Umarım ki yönetimler bu gerçeği kabul eder, uygun ortamlar oluşturmaya çalışır ve insanımızı madde bağımlılığından ve diğer kötülüklerden uzak tutmaya çalışır.

Selam ve Sabırla… 18.12.2024

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?