Satılmış Gazeteciler ve Hainler
Veysi ERKEN Dr.
Gazeteciler, Akademisyenler, sanatçılar, sanayiciler içinde satılmışlar, fonlananlar, hainler ve bir kemik peşinde koşanlar epey çoktur. Şimdi bunlara sosyal medya elemanları da youtuber, trol olarak eklemlendirilmiştir.
Her dönemde toplumları felakete/nekbeye uğratanlar/uğratmaya çalışanların sözcüleridir.
Suriye’de, Irak’ta ve dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğüne katkı sağlayacak, İslamî hassasiyeti arttıracak projeler gündeme geldiğinde “satılmış” gazeteciler ve hainler hemen havlamaya başlıyorlar.
Daha doğrusu sahiplerinin emirleri ve yönlendirmeleri doğrultusunda havlıyorlar.
Gazze’de sürdürülen katliam, soykırım, vahşet, işgal ve tehcir karşısında ama bunu HAMAS başlattı diyecek kadar alçalan, Suriye ve İsrail’deki "sednaya" zindanlarını görmeyen, görmek istemeyen gazeteci veya başka kılıklı itlerin havlamalarını duymayan yok.
Türkiye’de özellikle milliyetçi, halkçı, liberal veya magazinci kılığına büründürülmüşler tipler kuduzlaşmışlar ve kesintisiz bir şekilde havlamaya devam ediyorlar.
Türkiye’deki kuduz satılmış gazeteci kılıklılar nasıl felakete yol açmaya çalışıyorlarsa başka İslam ve mazlum coğrafyalarda da benzerleri ve tasmalılar aynı şeyleri, mel’anetleri yapıyorlar ve geçmişte yaptılar.
Nedvi*, bu kuduzları, nekbelerin, felaketlerin müsebbibleri olan kuduz gazetecileri şöyle tanımlıyordu.
“Mısır’ın yol açtığı ve bütün Arap ve İslam beldelerini saran nekbenin en büyük sebepleri arasında Mısır basını ve radyosu yer almaktadır. Tadı bozmada, düşünce düzenini sakat etmede, sinirleri uyuşturmada, gerçekleri görme konusunda gözleri kör etmede, pervasızlığı yaymada, değerlerle, ölçülerle, ahlakî temellerle ve hükümlerle oynanmasında rol oynamışlardır.
Her biri büyük itibar sahibi olarak isimlendirilmeyi hak eden bu iki tahakküm altında yaşayan, kalbini, aklını kulağını ve gözünü ona bağışlayan her halk ölçüyü kaybeder ve dengesi sarsılır. Artık iyiyi bilemez. Güzeli sevemez, kötüden rahatsız olmaz. Onun namusu her tehlikeyle karşı karşıyadır. Amacı her tür aşağılamaya maruz kalır. Her yenilgiye müsaittir. S.158-159
Evet.
Bilinmelidir ki, Mısır’da veya bir başka yerlerdeki gibi ülkemizdeki gazeteci, yorumcu, akademisyenlerin de çoğu satılık olup, fiyatları farklıdır.
Gazze yanarken, Suriye’deki zulümler ayyukaya çıkarken milletin duyarsızlaştırılmasında “satılmış gazeteciler ve akademisyenler”in payı büyüktür.
Unutulmamalıdır ki, satılmış gazeteciler ve akademisyenler, aldıkları paralar, kendilerine verilen villalar, ceplerine doldurulan harçlıklar, altlarına tahsis edilen son model arabalar, zarflar vs. ile yönlendirmeler yapmaktadır.
Satılmış gazetecilerin bir ayağı yurt dışındadır. Çünkü büyük ağababaları, Siyonist patronları yurt dışındadır.
Satılmış gazeteciler her şeyi ters yüz etmekte mahirdirler. Yüzü “astar”, astarı “yüz” gösterirler.
Satılmış gazetecilerin hiçbir değeri yoktur. “Değer”i ve ahlakı olmadığı için “fiyat”larına göre bilgiyi çarpıtırlar.
Aziz dostlar özgürlüğünüzü kaybetmek istemiyorsanız “Satılmış Gazeteciler, hainleri ve akademisyenleri” tanıyınız.
Onları tanımak istiyorsanız hayatlarını inceleyiniz.
Nerede yaşadıkları, ne ile seyahat ettikleri, kaç milyon aldıkları merak ediniz, araştırınız.
Unutmayınız ki, “satılık”ların tamamı efendilerine sadıktırlar. Efendilerinin emirlerine göre masum ve mazlum halkı yönlendirirler. Veletlerini yurt dışında peydahlarlar.
Satılmışların vazifesi “gönüllü kölelik” düzenine zemin hazırlamaktır.
Gazze’yi, Irak’ı, Suriye’yi, Afrika’yı, Doğu Türkistan’ı unutturmak ve Türkiye’deki olumlu gelişimi akamete uğratmaktır.
Bilgiyle, inançla direnmesek, cihad etmesek Tapınakçıların satılmış gazetecilerinin ve akademisyen kılıklıların oyuncağı oluruz.
Haksızlığı kabul etmiş, haksızlığın parçası oluruz. Hz. Ali’nin (r.a.) “Haksızlık karşısında susmayın. Haksızlık karşısında susan hem hakkını hem şerefini kaybeder” sözünü aklımızdan hiç çıkarmayalım.
Çünkü bizler hem hakkımızı hem de şerefimizi korumakla mükellefiz.
Okuyalım, araştıralım, direnelim, satılmışların gazetecilerin, akademisyenleri ve topyekûn hainlerin oyununu bozalım ve hak ve şerefimizi koruyalım.
Selam ve Sabırla… 14.12.2024
*Müslümanlar ve Filistin Davası, Ebu’l Hasen Ali En-Nedvi, ter. Ahmet Varol, Asalet Yayınları, 7.. Baskı, Kasım-2023- İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?