Halep Kalesinde Türk Bayrağı
Veysi ERKEN Dr.
“Sırmalar sarsam koluna
İnciler dizsem yoluna
Fırtınalar dursun yana
Yol ver Türk'ün bayrağına
Kafkaslardan aşacağız
Türklüğe şan katacağız
Türkün şanlı bayrağını
Turan ele asacağız”
Evet.
Türk’ün, İslam’ın şanlı bayrağı Halep Kalesine, Karabağ’a, Kıbrıs’taki Maraş bölgesine asıldı.
Görür müyüz?
Bilmiyorum.
Ama inanıyorum.
Bir gün bayrağımız Telaviv'e, Kudüs’e, Gazze’ye, Vaşington'a, Moskova’ya, Pekin’e asılacak ve İslam’ın sedası, İ’lay-ı Kelimetullah her yerde hâkim olacak.
Kâfirler, münafıklar, müfsidler, müşrikler ve içimizdeki hainler istemezseler, kahrolsalar bile bayrağımız her yerde dalgalanacak ve istediği yere dikilecek.
Yükselen bayrak bir daha yere düşmeyecek inşallah.
Bunları şunun için yazıyorum.
Bayrağımız Halep kalesine asıldı diye içindeki kini, nefreti, münafıklığı kusanlar, sabetaycılığının ihanetini belli eden ahlaksızlar ve şerefsizler faş oldu da ondan.
İç işgal ve ihanet cephesi kinini ve nefretini kustu.
Mülevves ağızlarından anırtılar yükseldi.
Evet.
Bayrağımızın Halep kalesine asılmasından dolayı sevinmeyen, gururlanmayan, desteklemeyenler ihanet şebekesinin maşaları, payandaları, uşakları ve şebekleridir.
İslam’la bağları olmayan içimizdeki alçaklardır.
Evet.
“Bir gün geri döneceğiz” hakikatine inanıyoruz.
Ve dönmeye başladık Karabağ’da, Maraş’ta ve aziz toprağımız Halep’te.
Yakında Kudüs, Gazze, Balkanlar ve Kafkaslar eklenecek inşallah.
Uzak diyarlar, Vaşingtonlar Afrika ve Asya ilave olacak ve huzur bulacak biiznillah ve nusretullah ile.
Yeter ki, Allah’ın rızasına uygun yaşamaya cehd ve gayret edelim.
Kur’an’da emredilenlere göre yaşayıp Müslüman olalım.
Ayette “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Âl-i İmrân-103 buyrulur.
Ayette ifade edildiği gibi Kur’an’a sarılır ve yaşarsak elbette bir gün geri döneceğiz.
Sadece Halep’e, Maraş’a, Karabağ’da değil, ric’at ettiğimiz her yere ve mekâna.
Çünkü bizler nefsimizin aleyhine aşırı gitsek bile Allah’ın rahmetinden asla ümidimizi kesmeyiz. Ayette “De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Zümer-53”
Bizler ümitsiz değiliz.
“İnanan, hicret eden, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah katındaki mertebeleri pek büyüktür. Muradına erecek olanlar da onlardır. Tevbe, 20-21” gerçeğine iman ediyoruz.
Ve kâfirler istemezse de geri dönüp Bayrağımızı her yerde dalgalandıracağız Çünkü bizler “kâfirlerin hoşuna gitmese de, (siz) dînde O'na (karşı) ihlâslı (samîmi)kimseler olarak Allah'a duâ edin! Mu’min-14” ve “İsterler ki Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürüversinler; ama inkârcılar hoşlanmasalar da Allah nurunu muhakkak tamamlayacak!. Saff-8” hakikatine inanıyoruz. Onun için dua ediyoruz.
Evet.
Yüzyıl öncesinde kale duvarlarında yazıldığı gibi “inne raciine ya hu” diyerek, Allah’a iltica ederek, O’nun adını yüceltmeye çalışarak ve ümidimizi kesmeyerek bir gün döneceğiz ve Siyonistlerin güçlerini bertaraf edeceğiz ve bayrağımızı dikeceğiz biiznillah.
“Nasrun minellahi ve fethun karib.”
Selam ve Sabırla… 04.12. 2024.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?